35

14.3K 889 42
                                    

"Tamam konuşuruz. Dikkat edin." Gülümseyerek bizimkileri uğurladıktan sonra kapıyı yavaşça kapattım.

"Çağan neredesin?" Salona şöyle bir bakıp dağınıklığı görünce dudağımı büzdüm.

Bu çocuk nereye kaybolmuştu iki dakikada?

Koltukların üstündeki örtüleri kaldırıp camdan silkeledikten sonra makineye attım.

"Çağan!" Niye cevap vermiyordu ya?

Elimdeki tepsiyi bırakıp onun odasına ilerlemeye başladım.

"Niye cevap vermeyip beni korkutuyorsun?" Odasının kapısını söylene söylene açtığım da boş odayla karşılaştım.

Gel de sinirlenme.

Banyonun kapısına vurup kulağımı kapıya yapıştırdım. Su sesi geliyordu. Duşta duyamazdı tabi beni.

Kapıyı azıcık açıp bakışlarımı koridora çevirdikten sonra bağırdım.

"Ya neden banyoya girdiğini söylemiyorsun bir şey oldu sandım!"

"Seslendim ya güzelim. Çıkıyorum zaten korkma."

"Dikkat et çok sıcak su iyi değil biliyorsun." Beni onaylayınca kafamı iki yana sallayıp kapıyı örttüm.

"Çocuk gibi." Etraftaki dağınıklığı tamamen toparladığım sırada banyonun kapısı açılıp kapandı. Kumandaları sehpanın üstüne bırakıp mutfağa döndüm. Salonu toplamıştım ama ya burası?

Nefesimi üfleyip kirlileri bulaşık makinesine yerleştirmeye başladım. "Güzelim?"

"Efendim, mutfaktayım gelsene ." 

Üzerinde siyah eşofmanı beyaz tişörtü ve kafasını kurulamaya çalıştığı havluyla gelip sandalyeye çöktüğünde gülümsedim.

"İyisin değil mi?"

"İyiyim endişelenmeyi bırak artık." evet çünkü çok kolaydı bunu yapabilmek.

Elimdeki kaşığı da makineye atıp etrafa baktım. Sanırım bitmişti. Kahve makinesine su koyup Çağan'a döndüm. Yanağını eline yaslamış öylece beni izliyordu.

"Bu kadar endişelenmen normal mi sanki bana aşık gibisin?" elini uzatıp beni yanına çağırınca güldüm. Tek dizine oturup kolumu omzuna sararken iç çekip konuştum. 

"Bilmem, belki de sana aşık oluyorumdur."

"Azra Işık bu bir itiraf mı?"

"Hayır tabi ki." gülüp yanağını öptüm. "Beni kendine aşık edebilmen için birkaç fırın daha ekmek yemen gerek." 

"Ama Azra.." kafasını arkaya yatırınca kıkırdadım. Ne var canım çok üzmüştü beni aylardır.

"Yarın işimin başında olmam gerek uyuyabilir miyiz artık?"

"Ne yani babam sana izin vermedi mi?" kafamı iki yana salladım. "Ne gerek var izne Çağan? Ben istemedim."

"Bana kim bakacak?" şaşkın bir şekilde ayağa kalktım. "Hani çok iyiydin. Hem yarın önemli bir görüşme varmış akşam gitmeden önce rica etti." 

"3 ayda ne değişmiş olabilir ki?" başını ellerinin arasına alınca saçlarını okşayıp mırıldandım. "Artık sekreter değil mimarım canım belki biraz o değişmiş olabilir."

"Mezun olur olmaz mı aldı şirkete. Bu babam hiç fırsatını kaçırmıyor." ikimiz de gülerken pozisyonumu yükselttiğini söylediği gün geldi aklıma. 

PERESTİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin