23

19.3K 1.2K 121
                                    

Elimdeki pantolonu valize atıp yüzüme dökülen saçlarımı sinirle arkaya attım.

"Ya!"

"Güzelim, sakin olur musun?" Çağanın sesi ve daha sonra karnımın üstünde hissettiğim elleriyle kendimi arkaya doğru bıraktım.

Kollarının arasında olmak şu an iyi hissettiriyordu.

"Saçlarımı toplamam lazım."

"Bana bırak." Çağan bileğimdeki tokayı zarif bir şekilde çekip aldığında belime sardığı ellerini de benden uzaklaştırmıştı.

Saçlarım uzun uğraşı sonucunda örüldüğünde tekrar arkadan sarıldı bana. Çenesini omzuma yaslarken kafamı hafifçe ona çevirdim.

"Daha iyi mi?"

"Evet, teşekkür ederim." Omzumu öpüp yatağa oturduğunda bakışlarımı odada gezdirip onun gözleriyle buluşturdum.

"Annen de hiç hoşlanmadı bundan."

"Babamın her zamanki hali." Omuz silkip dolabıma yöneldim.

Bu sabah babamın telefonuyla uyanmıştık. Dün gece aklıma gelirken minik bir gülümse kondu dudağıma.

Cidden annem Çağanı sevmişti.

-Flashback-

"Siz oturmaya devam mı edeceksiniz?" Annem kalkıp bunu sorduğunda Çağanla birbirimize baktık.

"Anne Çağanda gider birazdan."

"Neden?" Kaşlarımı kaldırıp Çağana bakarken tekrar cevap verdim anneme.

"Çünkü o babasıyla birlikte kalıyor yani bizim aramızdaki sorunlarımızı halledene kadar." Çağan gözlerini devirse de şu an anneme başka ne diyebilirdim bilmiyordum.

"Saçmalama Azra. Çağan bu gece salonda yatacaksın artık ya da annenin yanına da gidebilirsin. Sonuçta burası sizin eviniz. Bir kız ve erkek ev arkadaşı olabilirler, bu kötü bir şey değil çocuklar."

"Bunu babama da anlatman gerekebilir."

"Ah onu bana bırak." Annem elini boş ver dercesine sallayıp bize iyi geceler diledikten sonra odaya gitmek için balkondan çıktı.

"Annen çok tatlı."

"Benim haricimde herkesin böyle düşünmesi garip." Ona dönüp baktığımda gülümseyerek izliyordu beni.

"Ona benziyorsun yani."

"O ne demek şimdi?"

"Sende benim haricimdeki herkese tatlısın Azra." Kolunu omzuma atıp beni kendine çektiğinde şaşkınca elimi göğsüne koydum.

"Resmen yalan söylüyorsun şu an."

"Ah hayır." Kafasını iki yana sallayıp gülümserken ufak bir saç tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdı.

"Ama sen daha güzelsin." Fısıltısı kulaklarıma dolduğunda ister istemez gülümsedim.

Cidden mi?

-Flashback son-

"Bu kadar çok şey almak zorunda mısın gerçekten?"

"Ne kadar süre kalacağımı bilmiyorum."

"Çok fazla kalmanı istemiyorum." Kafasını iki yana sallayıp valize elbise atmak için uzattığım elimi tuttu.

"Azra, daha aramızdaki şeyi çözemedik bile, lütfen çok fazla kalma." Beni kendine çekip bacaklarının arasına girmemi sağladı. Kafasını karnıma koyup kollarını etrafıma sarmıştı.

PERESTİŞWhere stories live. Discover now