50

11K 712 32
                                    

Gözlerimi açıp kapayıncaya kadar geçen üç günün sonunda daha rahat bir şekilde doğrulup oturdum yatakta.

Bu hastaneden üstümdeki elbise pijamanın eteklerini tutup koşarak uzaklaşmak istiyordum.

"Bebeğim, uyanmışsın." Annem kapıyı kapatıp yanıma yaklaşırken gülümsedim ona.

"Babam nerede?"

"Arabayı park ediyordu aşağıda. İyi misin sen? Çıkacağız birazdan." Odadaki banyonun kapısı açılıp kapanırken bakışlarımı oraya çevirdim.

"İyiyim annecim. Buradan kurtulunca daha iyi olacağım."

"Güzelim." Çağan dudaklarını alnıma bastırınca gözlerimi yumdum. Üç gündür yanımdan bir an olsun ayrılmamıştı.

Sevmeyip de taşa mı döneyim şimdi?

Saçlarını karıştırıp benden uzaklaşırken gülümsedim. Babam odaya girdiğinde elindeki torbayı anneme uzatıp yanıma yaklaştı.

"Prensesim, hazır mısın?" Kafamı sallayarak onu onaylayınca annem sözü devraldı.

"Önden düğmeli elbise getirdim giymen daha kolay olur diye."

"Teşekkür ederim izin verirseniz üstümü değiştireyim o zaman."

Çağan yanımda bekleyince gözlerimle kapıyı gösterdim.

"Lavaboya gidersen yardımcı olup öyle çıkacağım, bakma bana öyle tek başına yapınca dikişlerinin nasıl zorlandığını dün gördük." Dedi.

"Tamam, yüzümü yıkayacağım sadece." Elinden tutup yataktan kalkarken annem ve babam ağır ağır çıktı odadan.

Temkinli adımlarla lavaboya ilerlerken ona yönelik konuştum.

"İyi ki kendi başıma tuvalete gitmek istedim yani. Babamlar bunu bilmese de olurdu şimdi evde başımdan ayrılmayacaklar." Çağan bu dediğime gülerken dudağımı büktüm.

Gerçekten komik değildi, anlamıyor muydu?

Ben kontrol altında yaşamaya alışık değildim. Kural koydurtmazdım, kendim belirlerdim hep.

"Sen iyi olana kadar, istediklerin değil ihtiyacın olan şeyler için çabalayacağız. Şimdi, seni burada mı bekleyeyim içeri gireyim mi?"

Gözlerimi kısıp banyoya girince kapıyı suratına kapattım.

"Ben de seni seviyorum." İstemsizce gülümserken koluma dikkat ederek tek elimle yüzümü yıkadım. Bir daha evde gitmekle uğraşmayayım diye tuvalete de girip işimi hallederken kısa sürede çıktım lavabodan.

"Gördüğün gibi dikişlerim ve ben gayet iyiyiz sevgilim." Elimden tutup beni ağır ağır yürütürken bu konuda ilerleme katettiğimizi fark ettim.

İkinci gün yürüyüşlere başlatmıştı doktor. Koridordaki çizgileri takip ederek yol boyu yürümüştük Çağanla birlikte.

Maksat hareket olsunmuş, peh. Sanki ihtiyacım vardı.

Birkaç yıl uyusam ne olurdu sanki? Belki dinlenirdim biraz.

Yatağa otururken poşetin içindeki elbiseyi çıkardı Çağan.

"Bununla üşümez misin?"

"Arabaya bineceğim zaten hemen bir şey olmaz."

Dizimin altına kadar uzanan önü tamamen düğmeyle kaplı siyah uzun kollu elbiseyi elime alıp ona baktım.

Dudaklarıma ufak bir öpücük bırakıp odadan hızlıca çıkarken seslenirsem diye kapıda bekleyeceğini söyledi.

Pijamalarımı zor olsada çıkarıp elbiseyi aşağıdan yukarı düğmelemeye başladım. Ama bir sorun vardı.

PERESTİŞWhere stories live. Discover now