8

205 19 20
                                    

Eddie'nin odasına varır varmaz kapıyı çarparak hızlıca kapatan ve yatağa zıplayarak sırtüstü yatan Richie'ye bakmıyordu Eddie. Odasındaki minik televizyonun karşısındaki koltuğun minderlerini karıştırmaya başladı. Aradığını bulamayınca eğilip koltuğun altına bakmaya başladı. Richie onun ne yaptığını merak etmişti, yattığı yerde doğruldu, Eddie'yi izlemeye başladı. En sonunda dayanamayıp ne aradığını sordu.

"Kumandayı arıyorum ama şu lanet şey koltuğun altında sıkışmış."

Richie konuşmadan önce kıkırdadı. Eddie bunun üzerine kafasını ona çevirdi ve birkaç saniye onu izledi. Ona bakarken daldığını fark edip bakışlarını yeniden koltuğun altına çevirdi. Richie konuşurken yüzünün kıpkırmızı olduğuna emindi.

"Boşver onu Eds, sadece sohbet edelim. Ama o güzel götünü daha fazla sergilemek istiyorsan sen bilirsin. Ayrıca, benim için hava hoş, burdan manzara güzel."

Eddie aceleyle kalkmaya çalışırken neredeyse koltuğun altına soktuğu kafasını, koltuğun altına çok sert olmayacak şekilde ancak canının acımasına yetecek şiddette vurdu.

"Ağğğhh! Lanet olsun, Richie kes sesini."

Richie bunun üzerine kahkaha patlattı ve gülerken kendini tekrar -ama bu sefer yavaşça- sırtüstü yatağa bıraktı.

'Beni dinleme Richie. Eğer hep böyle tatlı olacaksan susma, sesini kesme. Seni sonsuza dek dinleyebilirim, hep böyle tatlı olman şartıyla.'

Eddie'yi düşüncelerinden ayıran Richie'nin seslenişi olmuştu.

"Eds!"

Homurtuyla cevapladı Eddie.

"Hmm?"

"Anlaşılan 'Eds' lakabından söylediğin gibi gerçekten hoşlanıyorsun, yani sana öyle seslenmem sorun olmuyor artık? Buna sevindim çünkü sana ne zaman Eds desem yüzün tatlı bir hal alıyor ve yanakların kıpkırmızı oluyor. Onları ısırasım geliyor ve kendime engel olamamaktan korkuyorum." diye sesine alay ve yapmacık bir şaşkınlık katarak konuştu Richie. Dediği şey üzerine güldü fakat Eddie'nin ona şaşkınca baktığını görünce tedirgin oldu, son cümleyi söylemekle hata yaptığını anladı. Neden durduk yere öyle söylemişti ki?

'Ya yanlış anlarsa? Ya benimle konuşmak istemezse? Benim lanet bir homo olduğumu düşünecek ve benden ölene kadar nefret edecek, benimle bir daha konuşmayacak. Arkadaşlığımız bitecek, bırak onunla konuşmayı bir daha yüzünü bile göremeyeceğim. Tanrım, ne yaptım ben? Çenemi iki dakika kapalı tutamadım. O eğer ondan hoşlandığımı, hatta ona aşık olduğumu anlarsa b..."

"...demişti. Haklı sayılır çünkü bir süre onunla konuşmamıştı. Aslında doğru Richie, senin yanakların gülünce çok tatlı oluyor."

Richie düşüncelerinden ayrıldığında gözleri Eddie'yi aradı, yanına uzanmıştı ve tavana bakarak konuşuyordu. Richie düşünceleriyle boğuşurken onun dediklerini duymamıştı, bunun için kendine kızıyordu.

'Neden onu dinlemedim ki? Ahh, daha dikkatli olmalıyım, ne dediğini duyamadım. Şimdi onu umursamadığımı düşünecek.' Durdu ve düşündü. 'Aslında tüm söylediklerini kaçırmadım, en son dediği...' Beyninde Eddie'nin son sözlerinin yankılanmasına izin verdi. Ne dediğini fark ettiğinde aniden ellerini yüzünde götürdü ve gözlüğünün altındaki gözlerini sımsıkı yumarak kıpkırmızı olan yüzünün sakinleşmesini bekledi.

'Benim yanaklarımın gülünce tatlı olduğunu söyledi!'

"Richie?"

'Tatlı olduğumu düşünüyor!'

Kelebeğin Uykusu || ReddieWhere stories live. Discover now