"Luce, biraz konuşabilir miyiz?"
Lucy saçlarını geriye attı.
"Lucy adım, konuşabiliriz."
Natsu gülümsedi. "Luce daha güzel, bak 1 haftadır şoförlüğünü yapıyorum. Bundan şikayet etmiyorum ama bana artık insan gibi davranmayı düşünüyor musun?"
Lucy dudağını ısırdı.
"Sana kötü davrandığımı düşünmüyorum, yine de daha dikkat ederim. "
Natsu güldü. "Sevinirim Luce."
Lucy sinirle soludu. "Lucy!" Ve mavi saçlı arkadaşının yanına döndü.
Angelus: 1hafta daha sabretseydin, ehliyeti geliyordu zaten.
Natsu: Sorun ehliyeti alıp almaması değil. Bana bu kadar ters davranması sinirime dokunuyor. Evet babası ölmüş olabilir ama onu ben öldürmedim. Ve ölümü için babamı suçluyorsa aptal bir sarışından başka bir şey değil.
Anında cevap veren Angelus, bu sefer cevap vermemişti.
"Bana da oldu!"
Natsu, bağıra bağıra yanına gelen Gray'e baktı.
"Ne oldu?"
"Bana da mesajlar geliyor. Ama seninki gibi değil. Resmen bana tapıyor."
Natsu anlamsız gözlerle arkadaşının telefonuna gelen mesajlara baktı.
Bilinmeyen: Gray-samaaa!
Bilinmeyen: Ne zaman çocuk yapacağız ?
Bu iki mesaj Natsu'nun midesini bulandırıp telefonu Gray'in eline tutuşturmasına yetmişti. Kim Gray'den çocuk isterdi ki?
"Bunlar farklı kişi olmalı."
"Ona eminim." dedi Gray sınıfı kontrol ederken. "Sınıfta olan şeylerden haberi var, ama mesaj geldiğinde sınıfa bakıyorum, kimsenin elinde telefon yok."
Natsu düşündü.
"Lucy, hacker gibi bir şey tutmuş. Mesajları başkası yazabiliyor."
Gray gülümsedi.
"Belki Lucy'dir."
Natsu sinirlenmişti.
"Tabi tabi, Lucy de ne ister senin çocuğunu."
"Senin için söylemiştim. İkisi de senden nefret ediyor ya."
"Benimki Luce olsa seninki kim gerizekalı?"
Gray omuz silkti.
"Bilmem."
Natsu'nun telefonu titremişti.
Angelus: Lucy'nin sana olan tavırlarının sebebi babasının ölümü değil bence.
Angelus:Neden bu kadar kafana takıldı ki bu kız? Senin sevgilin yok mu? Lucy'e aşık mı oldun yoksa?
Natsu anında sınıfa baktığında elinde telefon olan tek bir kişi vardı.
Lucy.
Natsu hemen Lucy'nin yanına gitti.
"Telefonuna bakabilir miyim?"
Lucy, Natsu'yu gördüğünde şaşkınlıktan dilini yutacaktı.
Hafifçe öksürdü.
"Neden?"
"Bir şeyden emin olmam lazım."
Lucy gözlerini devirdi. Tuş kilidini açtı ve telefonu Natsu'ya gösterdi.
Yeni mesaj yoktu.
"Bu şekilde tut."
Lucy telefonun kilit tuşuna iki kere uzun bastı. Ama Natsu mesaj yazmaya o kadar dikkatini vermişti ki bu hareketini görememişti . Belki görseydi, şeytan kılıklı meleğini bulacaktı.
Natsu, Angelus'a mesaj atmıştı ama Lucy'nin telefonuna ne bildirim, ne de başka bir şey gelmişti.
Natsu hayal kırıklığıyla telefona bakarken , Lucy pür dikkat Natsu'ya bakıyordu.
"Bitti mi?" diye sordu Lucy.
"Kusura bakma." dedi Natsu. Ve sınıftan çıktı.
Juvia tuttuğu nefesini verip Lucy'e fısıldadı.
"Çok yakındı, Juvia çok korktu."
Lucy boncuk boncuk terlediği alnını elinin tersiyle sildi.
"Ben cevap vermek isteyince, Virgo yazılımı telefonuma attı. Ama sınıfta olduğu aklımdan çıkmış."
Juvia sahte bir şekilde güldü.
"Juvia gibi daha dikkatli ol Lucy."
Lucy de sahte bir gülümseme attı ona.
"Lucy daha dikkatli olur, Jubi-sama!"
İki arkadaş şakalarına devam ederken fark etmedikleri bir şey vardı, o da kapının önünde olan sıralarında ne konuşurlarsa, kapıda bekleyen sakura saçlı gencin hepsini duymasıydı.
