Son Dertsiz Gün

765 39 3
                                    

Harry başını kaldırıp gökyüzüne baktı. Yıldızlar ona huzur veriyordu. Hermione başını onun omzuna yaslamış bir şekilde bakıyordu onlara. Harry onun kokusunu içine çekti. Bol bol.... Sanki onu ondan alacaklar gibi hissediyordu. Ama hayır! Başlarında Dumbledore olduğu sürece kimse onlara birşey yapamazdı. Harry bu tatsız düşüncelerden sıyrılıp içinde bulunduğu ana odaklandı. Hermione sanki en rahat yer Harry'nin omzuymuş gibi iyice yerleşiyordu ona. Harry ise parmaklarını onun saçlarının arasından geçiriyordu.  Böyle yıllarca kalabilirdi...

Hermione dersi bırakıp buraya geldiğine inanamıyordu. Kendi bile şaşırmıştı bu duruma. Hiçbir güç onu kütüphaneden çıkaramazdı ama Harry hiç uğraşmadan çıkarmıştı. Buna Harry'yi özlemesinin de katkısı olmuştu tabi. Sonuçta kaç gündür doğru düzgün görüşemiyorlardı.

-Biliyor musun Hermione, kasamda çok güzel bir yüzük var. Aile yadigarıymış. İleride sana onunla evlenme teklif edeceğim. Tabi sen pırlanta istersen ayrı tabi.. dedi Harry. Sesi Sakin dursa da aşırı heyecanlı görünüyordu.

-Harry bu çok iyi olur! Yüzüğü görebilir miyim? Dedi Hermione. Lily Potter'ın parmağından çıkan yüzük! Düşüncesi bile heyecan vericiydi.

-Ah hayır! Sürpriz olmasını istiyorum, dedi Harry. Yüzünde kocaman bir sırıtış vardı.

-Harry! Bana evlenme teklif etmene nereden baksan 5-6 yıl var! Ciddi olamazsın, diye isyan etti Hermione. Aslında ikisi hiç bir zaman gelecek hayali kurmazdı. Ama bu belli ki Harry'yi aşırı heyecanlandırmıştı.

-Çok ciddiyim, dedi Harry. Hala sırıtıyordu. Hermione sinirle ona baktı ve battaniyeyi kendi üstüne aldı.

-Hermione! Beni dondurmak mı istiyorsun? Dedi Harry. Kollarını kavuşturmuş, yalancıktan titriyordu. Hermione ise hiddetli bir bakış attı. Aslında yanında kitap benzeri birşey olsa onun başına vururdu. Ama olmadığı için farklı bir ceza yöntemi uygulaması gerekmişti. İkisi biraz daha vakit geçirdikten sonra kalkıp ortak salonlarına geçtiler. Harry'nin aşırı uykusu gelmişti..

                                                       *

-Onu kütüphaneden kaldırdığına inanamıyorum, dedi Draco. Yüzünde şaşkın bir ifadeyle bakıyordu onlara. Her zaman ki gibi ihtiyaç odasına çekilmişlerdi.

-Ben iddiayı kaybettiğime inanamıyorum, dedi Ron. Draco onunla iyi dalga geçmişti. Harry ise cezası bittiği için mutluydu. Ron yüzünü buruştururken karşısındaki beş genç gülüyordu.

-Harry'nin en yakınıyım diyorsun bir de kendine, dedi Ginny ve Pansy ile beşlik çaktılar.

-Artık Harry'nin en yakını benim! Bu konu tartışmaya kapalı, dedi Hermione. Elini Harry'nin dağınık saçlarından şöyle bir geçirmişti bunu söylerken.

-Ben sahipliyim gençler dağılın, dedi Harry ellerini iki yana kaldırarak.

-Ha biz neyiz pardon? Dedi Draco. Tek kaşını kaldırmış Harry'ye bakıyordu.

-Draco kendine mal hesabı mı yapıyorsun? Dedi Ginny. Eğlenmiş ve şaşırmış görünüyordu.

-Onların malı değilim elbet! Ama senin malınım aksini inkar eden mi var? Dedi Draco. Ginny ile birbirlerine bakarken Ron sesli bir şekilde boğazını temizledi. Bu olaya Ginny ve Draco somurtur, Ron hala onlara dik dik bakarken Harry, Hermione ve Ron kahkahlarla gülüyordu.

-Harry bana bir defter almış! Defterde Harry'nin içinden geçen duygular beliriyor! Muhteşem bir şey... Tabi bazı sayfalarında oluyor bu, diğer sayfalara da ben bir şeyler yazabilirim, dedi Hermione.

Bir Serçenin Gözyaşı Kadar...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin