Lunapark

878 52 19
                                    

~ 1 AY SONRA ~

Onur'un Bakış Açısı

"Alo Uğur, ben şimdi senin dediğin yerde indim. Tam olarak nereye gitmem gerekiyor?"

"Bak şimdi sağında metro var değil mi?"

"Evet." yanıtlarken elimdeki teri bacağıma sildim. Hava soğuktu ama heyecandan titriyordum. Ilk defa.

"Tamam metronun sağından geçtiğinde aşağıya doğru upuzun bir yol var. Oradan yardır gel hiçbir yere sapma. Bahsettigim yeşil apartmana gir sonra, zaten bir tane yeşil var. Numarayı falan biliyorsun."

"Tamam kardeşim, çok sağol hadi görüşürüz."

"Öptüm." gülerek kapadı. Pezevenk herif ya. Bahsettiği apartmanın önüne gelince neredeyse nefesim kesildi ve bacaklarımı hareket ettiremedim. Sırt çantamı tekrar düzelterek asansöre bindim.

Aynaya bak Onur.

Seni görünce ne yapacak acaba Onur?

Kapıyı inşallah babası falan açmaz.

Allahım çok heyecanlıyım lütfen yüzüme gözüme bulaşmasın.

Yaptığım şeyi anlamak çok da zor değildi. Kurban Bayramındaydık ve ben annemin zorlamaları ile Istanbul'a gelmiştim. Tabi bunları Uğur'a anlatarak güvenini kazanmıştım ki bana yardımcı olsun. Allahtan Uğur götün teki değildi. Kapının önünde durunca derin bir nefes aldım ve zili çaldım. Birkaç saniye sonra annesi olarak tahmin ettiğim güzel bir bayan kapıyı açtı. Özenerek giyinmişti, ben ise dar kotum, beyaz gömlek ve converselerimleydim. Kekelemem inşallah. Kadın şeker kasesini bana uzattı tebessüm ederek.

"Şekerin yaşı olmaz." güldü, ben de güldüm. Ve ayıp olmasın diye şekerden aldım. Of amk nolcak şimdi? Sözde kapıyı Uğur açacaktı. Ah kurtarıcım, işte geliyordu!

"Filiz teyzecim, bu benim arkadaşım niye şeker uzatıyorsun?" kahkaha attı.

"Ay bahsettiğin çocuk mu?"

"Evet teyzelerin gülü." Filiz teyze gülerek yana çekildi.

"Kusura bakma evladım, hadi gel içeri."

Kabalık yok Onur.

Herkesin bayramını kutla Onur.

Gülümse, gülümsemekten kimse ölmedi.

Filiz teyzenin elini öptüm.

"Bayramınız mübarek olsun."

"Senin de evladım, senin de." memnunca gülümsedi. En zor kısım babasıydı. Salona girdiğimde beni ayakta karşıladı. Sonra sarıldı. Çok şükür sert bir insan değilmiş. Elini öpmeye yeltensem de izin vermedi.

"Bayramınız mübarek olsun efendim."

"Sağol evlat senin de. Ee gel otur bakalım." Uğur ile yan yana oturduk. Uğur'un ne tür bir yalan uydurduğunu bilmediğim için ona baktım. Ağzını "Bu iş bende." şeklinde oynattı.

"Demek Uğurla aynı lisedeydiniz."

"Evet efendim." dedim gülümseyerek. Uğur da beni tamamladı.

"9-E tam bir efsaneydi yaa."

"Aynen geçen Kızılayda Yasemin Hocayı gördüm." gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Uğur'un uydurduğu bir yalana bir şeyler ekliyordum işte. Babasıyla biraz daha muhabbet ettikten sonra Filiz teyze tarafından Uğur ve ben zorla da olsa mutfağa sokulduk.

"Sizin için bir şeyler hazırladım açsındır şimdi, o kadar yoldan geldin."

"Çok teşekkür ederim Filiz teyze zahmet etmeseydiniz ya."

Beni İyileştirWhere stories live. Discover now