Ben sensiz iyi olamıyorum.

968 48 7
                                    

"Kalk! Kalk! Kaaaallkkkk!" gözlerimi araladığımda gitarımın tellerini koparacak şekilde çalan ve yatağımda tepinen Uğurla karşılaşmam bir oldu. Böyle şeyler sadece filmlerde olur sanırdım, ta ki bugüne kadar. Uçan tekmeyle Uğuru yere fırlattım.

"Allahın belası git de uyuyayım."

"Zaten bugünden sonra erken kalkmak zorunda olmayacaksın." poposunu ovalayıp yerden kalktı. "Bir hafta ne hızlı geçti ama. Gidiyorum man kafa!"

"Oha ben bunu kaldıramam." sözcüklerin gerçekliğini sindirmeye çalışıyordum. Gidemez. Gitmemeli!

"Üzgünüm."

"Kaçta gideceksin?" dedim ayağa fırlayarak. Hatta öyle bir kalmıştım ki neredeyse Kaçak'ı eziyordum.

"Üç saat sonra uçağım kalkıyor." tam Kaçak'ı ne yapacaksın soracaktım ki konuştu. "Evet, hayvan kargosu."

"Üç saatte ne yapabiliriz?"

"Hmm. Benim için kahvaltı hazırlamanı bekliyordum ama..."

"Hıı çok beklersin." gülümsedim.

"Eşyalarımı falan toparladım sabah. Üç saatte ne yapabiliriz?"

"Bilmiyorum. Evde mi geçirsek ya?"

"Bana uyar. Bu ara evde kimse yok. Bıktım ben kahvaltı hazırlamaktan amuğa koyayım yaa!" mutfağa giderken sitemli bağırışlarına kulak verdim ve kıkırdadım. Yüzümü yıkayıp mutfağa girdiğimde aşçı Uğurumuzun krep hazırlamakta olduğunu farkettim.

"Oha harikasın." sırıttı.

"Tabi harikayım bebeğim." ben de masayı hazırlamaya koyuldum ve hızlıca kahvaltı işini bitirdik. Bacaklarımızı duvara dayayıp güzel kızların Instagram'ına baktık. O sırada Uğurun kız olup olmadığını merak ettim. Sonuçta bu kızsal bir hareketti! Kapı açıldı ve annemlerin geldiğini anladık.

"Haydi gelin bakalım sizi bir yere götüreyim. Ordan da Uğuru havaalanına bırakırız." babamı sevinçle onaylayarak odama gittim. Altıma beyaz, bileklerimde biten kotumu ve beyaz converselerimi giydim, üstüme de gri askılı t-shirt.

"Vay..." ıslık çaldı. "Bu ne hoşluk." gülümseyerek Uğura baktım.

"Sizin için beyefendi." kolkola evden çıktık. Annem ve babam ikimizin çok yakınlaştığını son günlerde farketmişlerdi ve şikayetleri de yoktu. Ben de Uğura çok alışmıştım.

xx

Başbaşa kalmıştık ve konuşmak için beş dakikamız vardı. Sonrasında hemen uçağa binip gidecekti.

"Bak kızım. Kendini o şerefsiz serseri başta olmak üzere tüm orospu çocuklarından uzak tutacaksın. Onurla konuşurken de fazla zilli davranma. Kısa giyinme zaten havalar soğudu. Otur ders çalış, seni seviyorum bi de arayıp sor arada." sımsıkı sarıldık.

"Lütfen teyzemin durumunu bana bildir onu çok sevdiğimi söyle ben sizi hep arayacağım. Kendine iyi bak şu sigarayı da azalt. Kaçak'a iyi bak." yanaklarını öpüp ondan ayrıldım ve annemlerin yanına yürüdüm. Gözlerimden süzülen damlaları art arda sildim.

"Yeniden iyi anlaşmanıza çok seviniyoruz." annem sırtımı sıvazladı.

"O benim kuzenim. O benim abim."

xx

Giti mi Uğur Beyimiz?

-Onur

Hala dalga peşindeydi ve bu beni deli ediyordu.

Keşke gitmeseydi...

-Ben

Ne o ağlamayı bırakmadın mı? *gülmekten ağlayan surat*

-Onur

Yeter ama! Bir saattir gitmesiyle ve buna üzülmemle dalga geçiyordu.

AMACIN NE?

-Ben

Hop sakin ol :P

-Onur

Ne sakini ya bir saattir, tam bir saattir dalga geçiyorsun!

-Ben

Çünkü dalga geçilmeyecek gibi değil! *gülmekten ağlayan surat*

-Onur

Zaten Sudeyle de tartışmıştım bugün. Bir de Onur yüklenince patladım.

Senden ve bu hallerinden nefret ediyorum mal gibi her şeyle dalga geçiyosun!

-Ben

Whatsapp'ı kapattım. Uğur gitmişti ve daha ilk günden hiçbir şey yolunda gitmiyordu. Yarım saat geçmesine rağmen hala Onurun mesaj atmasını bekliyordum. Çünkü maldım. Çünkü bok var. Telefonumun çalmasıyla irkildim.

"Hadi in kız aşağı."

"Sudee!" küs olduğumuzu sanıyordum. "Dur dur tamam iniyorum hemen." Sudeyi kızdırmak istemeyerek hazırlanıp aşağı indim. Irem de yanındaydı.

"Bize neden Onurdan bahsetmedin?"

"Ne?" anlamayarak Ireme baktım. "Onur? Siz nereden tanıyorsunuz?"

"Face'te ortak arkadaşımızdı eskiden. Şimdi beni ekledi de. Dertleştik bayağı, çok iyi biri." dedi Sude. Lütfen düşündüğüm şey olmasın. "Lütfen bana sevgilisi olmadığını söyle!" gözlerimi açarak ona baktım, sonra normale döndüm.

"Ben... Bilmiyorum ki." sırf beni kızdırmak için en yakın arkadaşımla mı yakınlaştmıştı?! Senin ben...#!@&$*!*₩#*

"Neyse! Nereye gidiyoruz?"

"Atlantis' e gidelim miii?" Iremin köpek yavrusunu andıran yüzüne bakıp güldüm.

"Atlantis mi kaldı kızım Fun Club orası artık. Neyse gidelim bana uyar?" Sudeye sorar gibi baktım.

"Tamam."

xx

Eve gelip yemek yerken hala aklımda olan tek şey roller coaster tarzı köpek balığına binerken "Orospu Onuuuuuurr!!!" diye bağırışımdı.

"Ne yaptınız bugün?"

"Hiiiç Cevahirdeydik." dalgın dalgın yemeğimi yemeye devam ettim ve odama gittim. Yarın dershanem başlıyordu lanet olsun. Her gün 8.30'da kalkmak zorunda kalacaktım. Yine lanet olsun. Odama gittim ve telefonuma baktım Onur çevrimiçiydi ama bir şey yazmıyordu, yazmamıştı. Ben de diğer arkadaşlarımla yazışmaya başladım. Yapacak hiçbir şey bulamamanın sıkıntısıyla uyumaya çalıştım. Tam dalıyordum ki telefonumdan gelen yüksek sesle irkildim ekrana bakamadan çağrıyı yanıtladım.

"Benden nefret edemezsin."

"Sen kimsin?" uykulu sesimle konuştum.

"Lafımı bölme. Ben seni kıskanıyorum. Seni üzmek istemedim ki be güzelim... Çevrendeki herkes sana benden daha yakın. Allahım neden aynı şehirde olamıyoruz? Çok kıskandım işte ya... Biliyorum Uğur iyi biri. Hatta Uğurun gitmemiş olması işime gelebilirdi sonuçta seni her şeyden koruyordu. Ben, o beni kandırdığı gün numarasını falan aldım zaten. Bak neyse ne diyeceğim, lütfen bana kızgın olma. Ben sensiz iyi olamıyorum."

Beni İyileştirWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu