S×9

9.6K 311 31
                                    

        Nefret... En keskin duygudur. Duyan kulağı keser, anlayan beyni yakar, hisseden kalbi öldürür. Nefret ona karşı hissettiğim duygunun en kolay tanımlanabilme haliydi. Onu tanımlamak için birduygu daha kullanıyordum son zamanlarda: Aşk. Aşk ise en yumuşak duygudur. Duyan kulağı titreştirir, anlayan beyni mutlu eder, hisseden kalbi de yaşatır.

        Ama benim ona hissettiğim nefret ve aşktı. Beni hem öldürüp hem de yaşatıyordu. Aklımdan geçenler ne kadar tam anlamıyla ulaşmamış olsa da en azından şimdi beni öldüren kısmını biliyordu: "Senden nefret ediyorum."

        "Lanet olsun!  Sana böyle yapmamalıydım Gracy." Zayn'in sesini duyduğumda dinlemek istedim. Gözümü açmadım ve söylediklerine odaklandım. Tek dileğim uyandığımı fark etmemesiydi. "Ben bir an eski sevgilin olduğunu duyunca sinirlendim ve ne yaptığımın farkında değildim. Sanırım b-ben bir kıskanmış olabilirim. "

        Kalbimin ritmi gittikçe hızlanırken elimi tuttuğunu hissettim. İnsan sevdiğini kıskanmaz mıydı? Ama onun beni sevmesi imkansızdı. "Beni istemiyorsun ama. Benden nefret ediyorsun. Sana mutluluk da vermye çalıştım. Elimden geldiğince. Ev, ofis... Ama belki de mutluluk para da değildir? Kendimde sana asıl mutluluğu verecek gücü bulamıyorum Gracy. Bu yük çok ağır. "

        Durdu. Gözlerimi tam çmaya karar vermişken sözlerine devam etti ve ben bu hareketimden vazgeçtim. "Seni bırakmak en doğrusu olacak sanırım. " Elimdeki sıcaklığı kaybettiğimde içim korkuyla dolmuştu. Gerçekten beni bırakacak değildi ya? Sandalyenin daha da ittirldiğini duyunca kendimden emin olana kadar gözlerimi açmamaya karar verdim.

        Gittikçe uzaklaşan ayak sesleri duyunca kalbimden parçaların tek tek koptuğunu hissettim. Sonunda kapının kapanma sesini de duyduğumda gözlerimi açtım ve Zayn'in gerçekten gittiğini fark ettim. Gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Kendimi kötü hissediyordum. Ancak hala şansım vardı değil mi?

        Yorganı yere doğru attım ve sandalyenin üzerindeki hırkamı hızlıca alıp kapıdan dışarı çıktım. Koşmaya başladım. Bacaklarımın büyük bir ölçüde ağrıyor olmasına rağmen onu kaybetmemek için delicesine koştum. Hastahanenin dışarısına çıktığımda otoparka doğru yöneldim. Arabaların arasında onun arabasını görmek umuduyla koşuyordum. En sonunda otoparkın çıkışın doğru bi araba gördüm. Bu Zayn'in arabasıydı. Yanan farları görmemle birlikte bacaklarıma daha da fazla yük vererek hızlandım.

        Arabaya yetiştiğim sırada otoparktan çıkmak üzereydi. "Zayn!Dur!" diye son nefesmle bağırdım. Bacaklarım ciddi anlamda ağrıyordu ve ben yaklaşık beş dakikadır koşuyordum, nereye gittiğimi bilmeden. Arabanın arkasından son bir ümit bağırdım ve kendimi tutamayıp dizlerimin üzerine düştüm. "Zayn!" diye son bir kez bağırdığımda kafamı yere doğru indim ve motorun sesini dinlemeye başladım. Gitmişti.

        Kafamı kaldırıp son bir ümit yola baktığımda Zayn arabadan koşarak bana doğru geliyordu. Gülümsedim. Küçük ama sıcak bir gülümseme gönderdim. Kısa süre sonra Zayn tam önümde, dizlerinin üzerine çöktü. Sıcak elleri yanaklarımdaki yerlrini aldığında göz gözeydik. "Senin burada ne işin var?"

        "Gidiyordun. Beni bırakıyordun tek başıma." Zayn şaşırmış ifadesini kısa sürede bozdu ve yüzüne çarpık bir gülümseme yerleştirdi. Ellerini de yanaklarımdan çektiğinde endişeli halinden eser kalmamıştı. "Doğam bu Gracie. Ben bırakırım herkesi." Kafamı hızlıca sağa sola salladım. "Ama beni bırakmazsın, değil mi?"

        "Niye? Senin farkın ne?" İşte bilmiyordum. Farkım hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Diğer kızlarla aynıydım onun gözünde. O ise benim gözümde tanıdığım tek erkek pozisyonundaydı belki de. "Farkın yok Gracie.Benle olan ilişkini ölmemek için sürdürüyorsun." Güçlü pozisyonuma dönmeliydim. En başından beri güçsüz bir tarafım vardı. Belki de güçlü tarafımın ortaya çıkma zamanı gelmişti. Bu da ancak nefretle çıkardı. Kulaklarımda kendi sesim yankılandı. 'Senden nefret ediyorum.'

        "Peki senin farkın ne Zayn?" Çarpık gülümsemesini bozmadan cevap verdi. "Hayatındaki tek erkek olmam." Bu çapık gülüş bozmak istediğim şeyler arasında ilk sırada yer alıyordu. İlk adım olarak kendi yüzüme çarpık bir gülümseme yerleştirdi. " Bırak da farkını ben söyliyim Zayn." Kafasını sallayarak devam etmemi belirtti.

        " Hayatımda tek erkek olduğunu sanan erkeklerden sadece birisisin." Çarpık gülümsemesi ağzındaki yerinden ayrılırken ayağa kalktım. Ona yukarıdan bir bakış atarken konuşmamı sürdürdüm. "Şimdi git hayatımdaki tek erkek (!) ." Hastahaneye doğru ilerlemedim. Üstümde kendi kıyafetlerimin olmasını avantaj bilerek sahile doğru ilerledim. Şimdi Zayn'in bana verdiği eve gitmek saçmalık olurdu ve benim o evden başka gidebilecek tek yerim burasıydı.

        Yaptıklarımı düşündüm. Ev ve ofis konusunda Zayn'e muhtaçtım ve başka napabileceğimi bilmiyordum. Resmen kararsızlık denizinde yüzüyordum. Gölgemi izlerken gölemin yanında başka bir gölge daha olduğunu fark ettim. Kafamı kaldırıp yanımda oturan kişiye baktım. "Anlat.Anlatmak iyi gelir." dediğinde emir almayı ne kadar sevmese de -ki Zayn yüzünden bu özelliğimde kolayca yıkılmıştı- anlatmayı uygun buldum.

        "Ölümle burun buruna geldiğim anda bir söz söyledim ve belki de bunun bedellerini ödüyorum..."

        Adama uzun uzadıy her şeyi anlattıktan sonra bana dönüp baktı. "Anladığım kadarıyal bu çocuğa boş değilsin?" Kafamı olumlu anlamda sallamaktan başka bir şey yapmadım. Yanımaki adamın mavi gözleri her şeyi anlatmam için beni ele geçiren bir silah gibiydi. "Bak, seni tanımıyorum. Ama sana yardım ediceğim." Kaşlarımı çatıp anlamadığımı belirten bir ifade gönderdim.

        "Büyük bir şirkettin müdürüyüm. Zenginim. Seni şirketime sekreterim olarak alacağım. Benim evimde kalırsın. Annene de bir apartmandan daire ayarlayabilirim. Ne dersin?" Zayn'e ihtiyacım olmadığını kanıtlamak için böyle bir şeye ihtiyacım vardı. Ancak hiç tanımadığım bir adama ne kadar güvenebilirdim ki? "Bunu neden yapıyorsun?"

           "Soruları sevmem. Benimle misin yoksa değil misin?" Gözlerimi denizin dalgalarına çevirdiğimde bugün aldığım kararı hatırladım. Güçlü olacaktım ve güçlü olmak için buna ihtiyacım vardı. "Seninleyim."

        Uzun bir süredir beklediğinizi biliyorum. Normalde yazamayacaktım ama çok beklediğiniz aklıma gelince direk yazmaya başladım :/ Kısa bir bölüm oldu, malesef. Ancak okullar açıldığı için çok girmeye vaktim olmuyor. Elimden geldiğince yazacağım. İlginiz ve anlayışınız için teşekkürler :* <3

        

        

        

                

Sadist ×Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin