Oğuz

24

Demir: Tak 5'e, gidelim E5'e.

Oğuz: Hoşgeldin kamyoncu Hüseyin amca.

Demir: Hoş buldum yeğen. Hadi bize bi çay kap, gel.

Oğuz: Boğazında kalsın o çay.

Demir: Aşkım ama benim suçum ne? Ben mi dedim Ecenaz'a 'gel oğuz ' un üstüne vişne suyu dök' diye. Ne kadar zor çıkıyor o leke, anam kızıyor bu yüzden bana.

Oğuz: senin kankan hani? Senin kankan o senin kankan o? Beni çıldırtmak mı istiyorsun?

Demir: Müge Anlı'ya bağlama, ne olmuş kankam ise.

Oğuz: Ne olmamış ki? O yetmez gibi Samet gelip seni yanımdan kaldırdı.

Demir: Aşkım valla önemliydi. Bunun kız kardeşi Samet' in üstüne arkadaşlarını salmış. İşte "abim beni dışarı yollamıyor, kıskanıyor, giyimime karışıyor." demiş. Samet'te öyle yapmıyorum diyor ki bu cadı buluşmamak için bu yalanı söylemiş hep. Sonra bütün kızlar Samet'in üstüne gidince benden yardım istedi. 5 kız VS 1 Samet, öldürürler çocuğu.

Oğuz: Şu 5 kız olayı yazık olmuş. Ama bu gitmen için bir sebep değil.

Demir: Ya sen bana trip mi atıyorsun? Boyundan utan be adam!

Oğuz: Ufak kaldığın için kıskanma bir ellim.

Demir: Sen, sen Behlül. Bihter'ini üzdün, ağlayacak bu adam.

Oğuz: Bunu derken kahkaha atman da ağlamaya giriyor herhalde.

Demir: Al al bütün sırrı bozdun!

Oğuz: Demir, bırak şakayı ocağa gel! Baban beni öldürecek gibi bakıyor.

Mesajı okur okumaz üstüme eşofman üstü giyip odamdan çıktım. Zeynep sultan mutfakta yemek yapıyordu yine, bu kadın bi boş oturmuyor.

Demir: Anne ben babamın yanına ocağa gidiyorum, onunla gelirim.

Zeynep :Baban gibi siyasete mi giricen sen? Hayır gitmiyorsun.

Demir: Of anne, hayır. Oğuz, babam öldürecek gibi bakıyormuş, yarimi Salih beyin elinden almalıyım.

Zeynep : Boş boğaz, babana oğuz'u mu söyledin?

Demir: Hayır, tanışıyorlar ama babam nasıl anladı bilmiyorum. Neyse gidiyorum, geç kalırsam bil ki dul kalmışımdır.

Zeynep: Saçmalama Demir Emre! Bak terlik geliyor, git hadi.

Gülerek ayakkabılarımı hızlıca giydim, annem terlik dediyse kaçmazsam biliyorum ki o terlik gelir.

Merdivenleri ikişer, üçer atlayarak indim. Yettim yarim! Seni kurtarmaya geliyorum. Sokağın köşesine kadar nasıl koştum bilmiyorum, soluk soluğa ocağa gittiğim de tavla da karşılıklı oturan oğuz ve babamı beklemiyordum.

Salih: He geldi benim oğlanda. Gel buraya gel.

Demir: Baba?

Salih: Oğlum?

Demir :Baba?

Oğuz'a eğilip konuştu.

Salih: Bir kez söyleyince anlamıyor, bizim oğlan biraz salak.

Oğuz ile ikisi gülünce onlara baktım.

Demir: Ne oluyor burada?

Salih: Sıkıldım, oğuz oğlumun babası Arslan zaten benim arkadaş biliyorsun, dedi oğuz iyi tavla oynuyor, dedim bakalım gerçekten öyle mi?