12

4.3K 266 50
                                    

Bu kitap nerelere gidiyor? Ahey ahey!

O an gözüm o kadar dönmüştü ki "çakma bozkurt" demiştim. Beni dövmediğine şükürdü ama kutu... İlk hediyemdi. Dizlerim beni daha fazla taşıyamayıp yere yığıldım. Boş boş gittiği kapıdan bakıyordum. O an arkamdan biri dokundu. Ulan bu salona iki kapı yapanın 7 sülalesinin!

Samet: Demir, neyin var lan?
Huu, sana diyorum!
Oğlum yaşadığına dair bi işaret ver.

Kafama bir tane tokat yiyince kendime geldim.

Demir : Gevurun tehumu ne vuruyon?!

Samet: Bi yaşam belirtisi alsaydım eğer vurmazdım. Neyin var böyle?

Demir: Gitti...
Boş boğazlığım yüzünden gitti.
Hediyesini de aldı gitti.

Samet: Kim?

Demir: Oğuz...

Samet: Ov... Ne boş boğazlığı yaptın peki?

Demir: Çakma bozkurt dedim... O, okulda siyasetten nefret eder ama ben açık açık ülkü ocağına gittiğini belirttim.

Samet: Neden bu kadar saklıyor? Herkesin görüşü kendine, kimse bir sikim demez.

Demir : O parti tutmuyor. "Hepsi kendi çıkarları için orada, halkı düşünen olmaz. Kim gelirse gelsin, halk için çalışmak yerine kendileri için çalışır." diye düşünüyor. Haklı... Adamlar bi askeri ücrete veya emekliye %3 zam yapsa, 100 katı başka şeylere zam yapıyorlar. Sigara bile 20 TL oldu. Eskiden defacto ucuzdu, şimdi uyduruk bir tişörtü bile 50-60 TL'den başlıyor. Faturaları söylemiyorum bile!

Samet: Eee neden gidiyor o zaman? Salak mı bu çocuk?

Demir : Yeni şeyler öğrenmeyi seviyor. Oradaki insanlar ile konuşup kendine yeni bilgiler öğreniyor. Kitaplar kesmiyor onu, konuşarak bilgi aktarımını istiyor.

Samet: Nerede gariplik orada sen, baksana en manyak adama aşık olmuşsun.

Demir: Manyak ama benim yanımda değil. O sadece... Zamanını bizim gibi boş geçirmeyi sevmiyor. Bir iş bulamazsa yazları gidiyor kurslara.

Oturduğum yerden sağa dönüp devam ettim.

Geçen yaz da gidecek kurs bulamadığı için de ülkü ocağına kayıt oldu. Ya onun sabah kalktığından akşam yatarken ne yaptığına kadar biliyorum.

Samet: Sen baya aşıksın bu çocuğa, baksana gizli sapık gibi her haltını biliyorsun. Ama evdeki halini nasıl biliyorsun lan?

Demir: Annesi... Bak sabah kalktığında sol tarafına dönük ise günü güzel geçiyor, sağ tarafa dönük, sırtı duvara dönükse o gün kalktığı an sinir küpü olup bağırıp çağırıyor. Yüz üstü yatar hep, çok döner geceleri, bebekken de öyleymiş. Sabah kahvaltısında vişne reçeli yemeden kalkmaz, bir kaşıkta olsa yemesi gerek. Yoksa tüm gün tatlı aşeren hamile kadınlar gibi dolanıyor. İstediği kadar çikolata yesin, kesmiyor. Kendini buna alıştırmış. Hayvanları çok seviyor ama dokunamıyor onlara, fobisi var. O haliyle böcek ve kelebeklerden korkuyor biliyor musun? Kim inanır buna? En favorisi yoktur, ne film de ne şarkıda. Kulağına hoş gelen her şarkıyı dinler, her filmi izlemez ama. Ve film izlerken spoi almayı, ya da yanındaki ile filmi izlerken bir yandan tartışmayı sever...

Annesinin dizine yatıp saçının okşanmasından aşırı keyif alır. O yüzden sevdiği insan saçlarının okşanmasını ister hep.

Samet: Oğlum... Bu nasıl sevmek lan? Tc'sini sorsam onu da dersin sen. Sapık mısın amına koyım?! Bu sevmek değil,takıntı.

Demir: Sevdiğin de herşeyin bilinmesini ister insan, ben de ona önceden araştırdım. Az buçuk yaren'in de yararı dokundu, onun sayesinde öğrendim bazı şeyleri.

Samet: Vay aq, oğlum bu sana fazla, yeminle vazgeç. Sapık gibi araştırıyor bir de. Biri bana, beni anlatsa, uzaklaştırma kararı alırdım.

Demir: Acıma ortak olmayacaksan git abicim, zorla tutmuyorum seni.

Samet kafama vurup sarıldı.

Samet: Eşek, nasıl bırakayım ben kankimi bu vaziyette.

Demir: Ne ara kanki olduk biz?

Samet: Geçen kütüphanede, şimdi bana kendini açtığında da kesinleşti.

Demir: Vay be, eyvallah. Hadi git dersine, geç kalma.

Samet: Teneffüse 10 dakika var. Ama yalnız kalıp düşün biraz.

Diyip çıktı, iyi çocuk ama eli ağır şerefsizin.

OğuzWhere stories live. Discover now