Hem can sıkıntısı hem de Malec çiftine kitap yazmak istiyorumdum...
Neysem bu bölüm öylesine, normalden bağımsız, kafanız karışmasın sonra...
-----------------
Demir: Paris'te bir köprü de insanlar sonsuz aşklarını göstermek için asma kilit asarlarmış.
Ne tesadüf ki New york'ta da bir mahalle de varmış.
Aslın da köprü olan her yere asılabilirmiş.Oğuz: Bunu için Paris'e gidemem Demir. Onun yerine teyzemin yanına tatile gidiyoruz zaten , New york'takine uğrarız.
Demir: Uğrarız dimi?
Oğuz: Of Demir, hadi çantayı hazırla.
Demir: Ya da, bizim Boğaziçi köprüsüne mi assak? Belki akım olur herkes asar. Sonra daha güzel süslenir köprü.
Oğuz: Linç yeriz? Ülke homofobik kaynıyor.
Demir: Yan yana asmayız, güzel dilekleri diler sen gider asarsın.
Oğuz: O öyle değil, beraber gidip yan yana takıyorsun.
Demir: Hım, neyse o zaman boşver.
Bugün teyzemin yanına gidecektik ama Demir gitmemeye inat ediyordu. Çünkü teyzem "Gamze'yi dinledim de buraya geldim, yok aman kalsın size taşıncam" diyip gece aramıza gelip yatıyordu. Alıştırma olsun taşınınca diyordu. Demir'de buna aşırı sinir oluyordu. Normal, çünkü teyzem bana koala gibi sarılıp ufacık tefeci olan Demir'i tekmeleyip yataktan atıyor.
Gamze'nim yanında yatıyor ya da yerde. Bu da onun sinirlenmesi için normal. Annemin tembihlediğini ikimiz de biliyoruz, bilerek yaptıklarını.
Demir : Her şey hazır, sadece havaalanına gitmek kaldı.
Oğuz: Sen bu kez fazla heveslisin.
Demir: Evet şu New York' ta ki sokağı araştırdım da kocaman LOVE yapmışlar demirden anahtarları asmak için ayrılan yeri. Çok güzel. Aslında herhangi bir demir köprüye de asabilirmişiz. Amaç aşklarını simgelemek.
YOU ARE READING
Oğuz
Teen Fiction@demirqr: Kardeş, duydum ki en güzel oğuz'lar ve bozkurtlar severmiş, işe bak ki sen hem oğuz'sun hem bozkurt.