4

7.8K 425 45
                                    

Oğuz: Çıkın lan dışarı hepiniz, sen de kimseye bir şey deme!

Bende arkamı dönüp ufaktan kaçacakken sweat'im çekildi.

Oğuz: Sen dur! Daha toprak ile senin bedenin bütünleşecek, nereye?

Demir: Toprak kim? Ne alaka?

Oğuz: Tanımıcam sanman büyük aptallık, hele ki kendi fotoğrafın ile yazman. Şimdi gelelim sana... Hem beni rahatsız edip çocuğu dövemedim diye, hem de o mesajları hangi yüzle yazdığını öğrenmek için sinirimi birinden çıkarmam gerek dimi?

Demir: Mahkumların bile konuşmama hakkı var, konuşmama hakkımı kullanıyorum.

Oğuz: Yio, burada öyle bir hak yok.

O gülüş hiç hayra alamet değildi...

Oğuz: Hangi birini açıklamak istersin? Gamze'nin sevgilim olmadığı yalanını mı? Teşkilatta olduğumu nasıl öğrendiğini mi? Ki bunu bizim çocuklar bile bilmez. Sırf ismimden ve teşkilatta olduğum için bana yazdığını mı? Yoksa buraya kadar beni veya o çocuğu neden takip ettiğini mi? Seçim senin, hangisinden başlamak istersen buyur. Senin anlatman bitene kadar buradayız.

Ben napıcam diye bakarken kütüphaneyi kitleyip, anahtarı cebine attı. Ne dicem diye düşünürken telefonum çaldı, yanıma gelmeden açtım hemen.

Demir: Ah canım kankam bir kez beni aradığın için ne kadar mutluyum!

Yaren: Of şapşal, bir kez de sululuk yapma. Can hoca seni çağırıyor, sanırım kütüphane klüp başkanı olduğun için sana kitapları dizdirecekmiş. Annen ile konuşmuş, geç saate kadar sürebilir demiş. Yanıma gelsin sonra yanına 11D sınıfından seninki vardı ya Oğuz onu ve 10C den samet'i verecekmiş.

Oğuz tabi telefonun sesi açık olduğundan hepsini duymuştu, bu yüzündeki sırıtış keyifli bir hal alırken bu kez öleceğime kanaat getirdim...

OğuzWhere stories live. Discover now