4

179 16 9
                                    

Günler sonra dışarı çıktı Bahar. Abisi yanındaydı, sahilde yürüyüp denizi seyrederek geçirdi dışarıdaki vaktini. İlk bir saatte kardeşini güldürmek için elinden geleni yapmıştı Bora. Bir kaç küçük tebessüm yakalayınca nasıl da sevinmişti. Abisinin günlerdir gergin olan ifadesinin nihayet biraz olsun yumuşadığını görmek de Bahar'a iyi gelmişti.

"Abi? Çağırsana Gamze ablayı da. Farkındayım, terhis olduğundan beri görüşmediniz. Benim yüz..."

"Orada dur bakalım ufaklık. Hiç bir şeyin senin yüzünden yanlış ya da kötü gittiği yok. Evet görüşemedik ama sadece yüz yüze görüşemedik. Her gün konuşuyoruz merak etme"

Abisinin içini rahatlatma girişimine anlayışla gülümsedi Bahar.

"O zaman beni eve bıraktıktan sonra ara onu. Yüz yüze de görüşün artık. Yemeğe falan gidersiniz belki."

"Bak bak, sen büyüdün de abinin gönül işlerini mi organize ediyorsun?"

Bahar uzun uzun baktı abisine. Bora yanlış bir şey söylediği hissiyle huzursuzca kıpırdandı, gözlerini kaçırdı. Genç kadının gözlerinde sakin, sessiz, çaresizlikle karışmış bir hüzün vardı.

"Büyüdüm abi" dedi bakışlarını denize çevirerek, "Büyüdüm"

Bora kardeşinin eline uzandı, hafifçe dokundu. Psikolog bir süre Bahar'ın rutin jestlerle bile irkilmesinin normal olduğunu söylememiş olsa paniklerdi. Onun yerine yavaşça çekti elini, denizi izleyen kardeşine baktı.

"Biz, bizimle olduğun için mutluyuz Bahar. Geri kalan hiç bir şeyin önemi yok. Hayatımızda senin yüzünden bozulan, yanlış giden ya da sekteye uğrayan hiç bir şey yok. Sen iyi ol, yeter"

Bahar abisine baktı. Gözleri dolmuştu.

"Olacağım abi. Olmaya çalışacağım."

Bora hafifçe gülümsedi. Çayına uzandı. Büyükçe bir yudum alıp denize çevirdi bakışlarını. İki kardeş bir süre daha sessizce denizi izlediler.

Şehrin keşmekeşi daha ürkütücü geliyordu artık Bahar'a. İnsan seslerine karışan mekanik gürültüler, nereye gittiğini bilmedikleri uçakların yarattığı hava akımının yeryüzüne ulaşan sesi, dört bir yandan kulaklarına gelen yapı gürültüleri. Ama en çok kornalardan tedirgin oluyordu Bahar ve yaşadığı şehirde korna sesi duyulmayan tek bir an bile yoktu. Karşıya geçmek için trafik ışıklarında beklerken yanına gayri ihtiyari fazla yanaşan insanlardan elinde olmadan kaçtı. Bora kardeşini rahatlatmak için koluna hafifçe dokunup kendisine yaklaştırdı. Yaya ışığının yeşile dönmesine saniyeler kala bir ambulans sireni duydular. Araçlar yolu açıp, yayalar yeşile rağmen beklerken ambulans geçti önlerinden. Bahar'ın hıçkırarak ağladığını ancak ambulans geçip insanlar hareket etmesine rağmen yerinden kıpırdamaması sayesinde anladı Bora.

"Bahar! Güzel kardeşim. Tamam, sakin ol. Yok bir şey. İyiyiz, iyisin. Hadi gel, eve götüreyim seni. Çok yoruldun bugün"

Bahar aceleyle yanaklarını silip başını sallarken Bora etraflarında onları izleyen kimi şaşkın, kimi acıyan, kimi endişeli, kimi kınayan bakışlarda gözlerini gezdirdi. Hiç biri umurunda değildi fakat Bahar'ı rahatsız etmelerine izin vermeyecekti. Bahar'ın hızlanan adımlarına uydu, eve doğru yürümeye başladılar.

Dakikalar sonra eve geldiklerinde, salonda anne ve babasıyla oturan Sevcan ve Muhsin'i görmek Bahar'ın en son aklına gelebilecek şeydi.

Daha yeni kuruyan göz pınarlarına yeniden hücum eden yaşları engelleyemedi. Odasına kaçtı. Sevcan'ın acılı ama anlayışlı bakışını, Muhsin'in kendi kızına özlem duyan hüzünlü ifadesini görememişti.

BaharWhere stories live. Discover now