26.Bölüm

693 21 13
                                    

Bu mektuplaşmalar dahi yüreğindeki ölüm korkusunu alamıyordu Cihangir'in. Burada kalmak şimdilik en münasip olan idi. Evlatlarından, zevcesinden ırak olmasa daha iyi olurdu belki de.

Prenses Letizia, şehzadeyi gözüne kestirmişti. Onunla neden bir hayatı paylaşmasın ki? Kırım Hanının kızından ona daha iyi bir eş olacağı kanaatindeydi. Tüm cesaretini toplayarak şehzadenin dairesine girdi:

"Şehzade Cihangir hazretleri..."

"Prenses? Bir şey mi oldu?"

"Hayır, ben sadece sizi görmeye geldim. Sarayımızı beğendiniz mi?"

"Evet, beni ağırladığınız için müteşekkirim."

"İsterseniz size sarayımızı gezdirebilirim."

"Lüzum yok, gördüklerim kafi."

"Bir arzunuz var mı peki?"

"Aslında var. Manisa'ya mektup yazmak istiyorum. Karım ve evlatlarım benden bi haberler. Onları da yanıma almak isterim doğrusu."

"Karınız bir cariye mi Şehzadem?"

"Kırım Hanının kızı Prenses İdil. Yani artık İdil Sultan..."

"Çok mu seviyorsunuz onu?"

Bir şey söylemedi. Zira bu konuşmaların sonunun nereye varacağını biliyordu Cihangir. Bildiği okurdu, o gün Cihangir karısına ilk ihaneti etmişti. Aynı vakitte babasına. Bunun sebebi hafif sarhoşluğu olabilirdi. Ve dahi yanlızlığı...

Sultan Mehmed Han elindeki şarap dolu bardağa baktı bir süre. Acılarının tesiri olan tek şey, şaraptı zira. Oğlunun payitahtta dönüp dönmeyeceğini merak ediyordu. Hoş iki şekilde de idam edilecekti...

Pişman olmayacağına emindi. Tabiatında af dilemek yoktur Cihangir'in. Bir kez daha oğluna kıyacak olması herkesi endişeye sokmuştu. En başta Kayra Sultanı. Kayra Sultan destur ile, terastaki düşünceli padişahın yanına geçti. Son derece öfkeliydi ona:

"Cihangir sana ihanet etmedi Mehmed. Onun kavgası Bayezid ile. Bir evladına dahi kıymaya vicdanın el veriyor mu?"

"Belki de çoktan vicdanımı yitirmişimdir Kayra. Yaptığı zinhar cezasız kalamaz."

"Yaptıkları yenilir yutulur şeyler değil. Bir cezayı hakediyor milkubale. Lakin bu zinhar ölüm değil Mehmed..."

"Kararım kathi Kayra. Cihangir payitahtta gelir gelmez idam edilecek!"

"Taş olsa çatlardı, kör kuyu olsa dile gelirdi bir evladına dahi kıyacak mısın Mehmed? Cihangir'e acımıyorsan evlatlarına acı Mehmed. Onlar daha çok küçükler ve dahi bir tanesi yeni doğdu..."

"Devlet, vicdanla merhametle yönetilmez Kayra. Ben her şeyden evvel cihan padişahıyım. Devletin istikbali için gerekirse evladımdan dahi vazgeçerim."

"Yıllar evvel bu sözü Ümmühan Sultan merhum valideniz Dilay Sultan'a söylemişti. Ne garip o vazgeçmem demişti. Şimdi ise siz kendi evladınızdan vazgeçerim diyorsunuz. Saltanat, toprak, taht kimseye kalmadı. Hepsi herkes gibi öldüler. Bir evladına daha kıyıp öyle çıkma allahın huzuruna."

"Evladından vazgeçmek kolay mı sanıyorsun? Hala Selim'in acısını taşıyorum içimde. Halk benden Selim'i öldürdüğüm için nefret ediyor. Bir yenisi daha eklemek kolay mı sanıyorsun Kayra?"

"Kolay değilse kıyma oğlumuza Mehmed kıyma..."

"Payitahtta gelir gelmez idam edilecek, Manisa Sarayındaki çocukları da aynı vakitte idam edilecek ve Manisa Sarayı ahalisi Edirne de eski saraya gidecek. Tahtın yegane veliahtı Bayezid olacak."

Tahtın Sultanı ~1 |TAMAMLANDI| Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang