24.Bölüm

745 29 5
                                    

İnsan yaşattığını yaşamadan ölmez...

Şehzade Murat son vakitlerde takatten düşmüştü. Üzerine abisinin, yeğeninin ölümü eklenince katlanılmaz acıların tesirindeydi. Sırtı ağrıyor, başı ağrıyor, ateşi çıkıyor ve vüculdunun belli bölgelerinde kızarıklık, deri üzerinde sıvı ve kabuk ile dolu olan kabarcıklar çıkmıştı. Karın ağrısı dayanılmaz bir hal alınca ateşler içerisinde yere yığıldı Şehzade Murat.

Aybüke Sultan Şehzade Muratın dairesine girdiğinde gördüğü manzara karşısında korku ile ağalara bağırdı:

"AĞALAR! Derhal hekim başını çağırın!"

Kardeşini yerden kaldırıp yatağa yatırdı:

"Kardeşim, Murad'ım kalk nolur kendine gel Murat lütfen Murat."

Gözleri yaşla dolu kardeşinin saçlarını okşuyordu Aybüke Sultan. Bir diğer kıymetlisi küçük kardeşi Murattı zira. Hekim başı apar topar içeri girince Aybüke Sultanı dışarıya çıkardılar.

Muratın dairesinde ağlayan kızını gören Kayra Sultan hemen yanına çöktü kızının. Niçin böyle ağlıyordu? Yoksa evlatlarından birine bir zeval mi gelmişti? Kızının saçlarını okşayarak sual etti:

"Aybüke? Nedir bu vaziyetinin sebebi? Birine bir şey mi oldu?"

"Validem...Murat...Murat...Kendinde değil, ateşi çok yüksek her yerinde kızarıklıklar kabarcıklar cıkmış. Hekim başı kimsenin girmemesini söyledi. Validem ona bir şey olmayacak değil mi? Kardeşime bir şey olmaz değil mi?"

Kayra Sultanın yüreğinde derin bir uçurum oluştu sanki o an. Evlatları onun en kıymetli hazinesiydi. Ömer'inden sonra Muratın acısına dayanamazdı. Eskiden sevdiği adam için bu denli endişelenirdi. Demekki annelik böyle bir şeydi. Evladından gayri her türlü felakete kör sağır olmak...

Endişeli çetin bir bekleyiş başlamıştı Kayra Sultan için. Evladını bir kez daha kaybedemezdi. Murat daha küçüktü. Daha yeni bir delikanlı olmuştu. Ömrü bu kadar kısa olmamalıydı... Aybüke Sultan daha fazla sabredemedi:

"Çekilin! Kardeşimi göreceğim!"

"Sultanım olmaz, zinhar olmaz!"

"Çekilin dedim size! Hepinizin kellesini alırım kardeşimi göreceğim!"

"Aybüke!"

"Validem, kardeşimi göreceğim lütfen validem. Ömer'den sonra Murat'ı da kaybedemem validem..."

"Kaybetmeyeceğiz! O benim oğlum. Savaşmadan kolayca pes edemez."

"Validem o benim en kıymetlim..."

"Hepiniz benim için epey kıymetlisiniz. Evvela en ufağınız Murat..."

Sımsıkı sarıldı kızına Kayra Sultan. Gözyaşlarını sildikten sonra çetin bekleyişleri devam etti. Hekimbaşı kapıyı açar açmaz Kayra Sultan karşısına dikildi:

"Oğlum iyi mi hekimbaşı?"

Diğer hekimlerin Şehzade Muratın yüzünü çarşafla örttüğünü görünce kaybetti kendini. Yere çöküp sessizce ağlamaya başladı. Yüreğine bir kez daha tarifi hissedilmez bir acı düştü. Kalbinin bir diğer yarısını da o gün toprağa verecekti Kayra Sultan...

Tahtın Sultanı ~1 |TAMAMLANDI| Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin