3.Bölüm

2K 62 6
                                    

Dilay Sultan ve Sultan Mehmed birbirlerinin çehresine baktılar bir süre. Fitne tohumları ekiliyordu ana ile oğul arasında. Dilay Sultan gözlerini Ümmühan Sultana dikti:

"Devletin istikbalinin bizzat kendisi benim evladımdır. Ondan zinhar vazgeçmem Ümmühan Sultanım."

Mehmed Han bu sözler karşısında Ümmühan Sultana geri döndü:

"Benim tahtım ile latife etmek kimsenin haddi değildir sultanım. Alalen gözdağı vermektir bu, laflarınıza dikkat edin. Zira, karşınızda osmanlı mülkünün yegane sahibi durmakta. Haddinizi hududunuzu bilin."

Ağaları ile birlikte has bahçeden çıkar. Kayra Hatun içten içe seviniyordu. O da Ümmühan Sultanı pek sevmiyordu neticede. Şehzade Bayezit huzursuzlanınca cariyeler ile birlikte dairesine döndü Kayra Hatun.

Prenses Elizabet ve Ümmühan Sultanda kalkınca, Dilay Sultan ve kızları Derya ve Simay Sultanda kalkıp valide sultan dairesine gittiler.

Prenses Elizabet has odaya destur ile girdi. Akıllı kadındı her istediğini alanlardandı. Mehmed Han evrakları masada bırakıp, prensesin yanına yaklaştı:

"Bir şey mi oldu prenses?"

"Hayır... Ben, sadece size teşekkür etmek istedim hünkarım. Beni şu ana kadar tüm tehditlerden korudunuz kolladınız. Yeniden sarayınıza aldınız beni."

Gülümsedi Mehmed Han, elindeki şarap bardağından bir yudum içki aldıktan sonra prenses daha da yaklaştı hünkara ve dudaklarına öpücükler bıraktı, yapmaması gereken bir şey yaptı o gün Mehmed Han. Başka bir ülkenin yöneticisi ile münasebette bulundu. Daha da kötüsü Kayra'ya da sadakatini bozdu.

Hatice Kalfa has odaya giren prensesi gördü. Çıkmasını bekledi lakin saatlerdir çıkmayınca Kayra Hatuna haber verdi:

"Prenses saatlerdir has odada. Çıkmasını bekledim lakin ne gelen oldu ne giden."

"Ne demek prenses has odada Hatice!"

"Bağırma bana hatun! Elinde tut o halde hünkarı! Gözden uzak olan gönülden de ırak olur. Has odaya onlar değil sen girip çık. Hünkâr ile kahvaltı et,onunla latife et, gönlünü hoş et..."

"Kolay mi sanıyorsun Hatice? Kundaktaki Şehzadem ne olacak peki?"

"Dadılar ne güne durur?"

"Şu 40 gün hayırlısı ile geçsin hele. Sonrasını düşünürüz."

"Ne halin varsa gör hatun. Eğer güçsüz düşersen bu saray sana dar gelir bilesin."

Hatice Kalfa daireden çıkıp hareme doğru ilerledi. Ayşe Hatun gözünün önünde sendeledi:

"İyi misin hatun?"

"Bilmiyorum Hatice Kalfa. Midem bulanıyor basım dönüyor..."

"Hatun, yoksa gebe misin?"

Bir anda kocaman gülümsedi Ayşe Hatun. Ellerini karnına koydu:

"Hemen hekim kadının yanına gidelim Hatice Kalfa."

"Sen kısır değil miydin hatun? Ya gebe değilsen?"

"Ot karışımı içiyordum son zamanlarda belki de kalmışımdır."

"Hemen sevinme derim hatun. 3 senedir kalamadın gebe, şimdi şıp diye nasıl kalacaksın?"

"Sen yürü gidelim. Öğrenelim hakikati."

"Tamam tamam, düş önüme hatun."

Ayşe Hatun sevinçle sifahaneye doğru yola koyuldu kalfa ile. Hekim kadın Ayşe Hatunu muayne ettikten sonra:

Tahtın Sultanı ~1 |TAMAMLANDI| Where stories live. Discover now