9.Bölüm

1.1K 32 0
                                    

Ayşe Sultan dairesine yerleşmiş şehzadesi ile yılların hasretini gideriyordu. Selim validesine hayran hayran bakıyordu, Ayşe de oğluna şefkat ile bakıyordu. Ayşe Sultan dairesine eşyalarını yerleştirdikten sonra uyuyan oğlunun yanına geçip saçlarını okşadı. Herkesin sevdiği hürmet ettiği oğluna. İstikbaline doya doya baktı ve onun yanında uyuyakaldı.

Sultan Mehmed Han ile Kayra Sultan has odada akşam yemeklerini yiyorlardı:

"Ayşe Sultan, saraya dönmüş."

"Evet, validem çok ısrar etti. Şehzadem Selimin saadeti için getirilmesini emrettim."

"Bilemiyorum Mehmed, neticede vaktinde Şehzaden Cihangir'in bileğine keskin çaresi olmayan bir iz bıraktı. Cihangir de oğlun, Selim de. Lakin sende herkes gibi Selim ile çok fazla alakadar oluyorsun."

Hafiften sinirlenmişti Mehmed Han:

"Oğlum ile ne zaman ne kadar alakadar olacağımı sana mı soracağım Kayra?"

Kayra Sultan endişe ile:

"Haşa hünkarım, benim ne haddime..."

"O halde haddini bilerek konuşuyorsun bundan sonra."

Kadehindeki şarabı kafaya dikti Mehmed:

"Çekilebilirsin Kayra."

Kayra eğilerek geri çekildi huzurdan. Hidayet Paşa kibir ile Kayra Sultan'a baktı:

"Sultanım, son zamanlarda hünkârımız kimse ile görüşmek istemiyor. Valide Sultan ve Ayşe Sultanımız hariç..."

"Ne demek bu paşa?"

"Diyeceğim o ki sultanım, sizden evvel burada olan Ayşe Sultan sadece padişah efendimizin gönlünde. Neticede herkesin seveceği bir şehzade doğurdu. Ayağınızı denk alın derim."

Kayra Sultan öfke ile tısladı:

"O makamına güvenme paşa! Sonu yakındır. Zira beni karşına almak ile çok büyük bir hata yaptın!"

"Ben sizin kadar emin olamıyorum bu dediğinize sultanım. Zira, Ayşe Sultanı daha hiç tanımıyorsunuz. Hele ki Valide Sultan onun arkasında iken tehlikeli sularda yüzmeyin derim."

"Dikkat et o tehlikeli suda sen boğulma Hidayet! Simay Sultan ile evlenmiş olman bu cesurca sözlerin ile örtülemez. Simay Sultan seni eğer boşar ise o vakit ne sadrazamlığın kalır ne makamın. Ve bunu sağlamak için elimden ne geliyorsa yaparım!"

"Yapın o vakit sultanım. Savaşsa savaş..."

Kayra Sultan çekip gitti. Her gün yeni bir düşman ediniyordu. Mehmed'in kalbinden silinmekten korkuyordu en çok. Dairesine geldiğinde çocuklarının hepsi uyumuştu. Yeni gelecek evladı ile belki yeniden eskisi gibi olacaktır hayati.

Dilay Sultan uyurken Ümmühan Sultanın cariyelerinden biri hançer ile yaklaştı Dilay Sultan'a. Dilay Sultan bir anda gözlerini açınca hatun Dilay Sultanın gırtlağına yasladı hançeri:

"Sakın ses etme. Yoksa alırım gırtlağını."

"Sen kimsin de benim canıma kast etmeye kalkarsın hatun?"

Dedi fısıltıyla. Cariye cesurca kulağına fısıldadı:

"Sizinde eceliniz buymuş..."

Hançeri bastırdı valide sultanın gırtlağına. Yavaş yavaş boynundan gerdanına kanlar süzülüyordu. Tam o sırada içeriye Nadir Ağa girince Dilay Sultan'ı cariyenin elinden kurtarıp tokat attı:

"Bre melaun! Sen kimsin de sultanımızın canına kıymaya yeltenirsin!"

Diye bağırdı. Kanlar içinde inledi Dilay Sultan, tavana baktı bir süre. Fidan Kalfa Valide Sultanın yanına yaklaştı çaresizce yakınıyordu:

Tahtın Sultanı ~1 |TAMAMLANDI| Where stories live. Discover now