=ÇOK ÖZLEDİM=

657 24 15
                                    

     Burak gittikten sonra hemen Sinan geldi. İçeriye girdikten sonra beni soru yağmuruna tutmuştu. Cenk ile eski dost oldukları gerçeği olsa da her zaman Burak'ın tarafında olduğunu herkes biliyordu. Koltuğa tam oturucakken beni kendine çekti, "Burak sana aşık haberin olsun Sinemcim." dediğine pek fazla şaşırmamıştım ama bunu sesli duymak biraz garip gelmişti. "Olabilir," gözlerimi kırpıştırıp devam ettim. "sanırım ben de ona karşı bir şeyler hissetmeye başlıyorum." Sinan bağırarak, "Neee? Oha ciddi misiin?" gözlerini devirdi, "Biz salaktık zaten anlamamıştık ya(!)."
- Evet anlamamıştın.
-Hayıır, bal gibi de anlamıştım.Aşkından yanıp tutuştuğunu görebiliyorum Sinem'cim.
-Kes çeneni.

     Biraz daha böyle tartıştık. Sinan ile boş yapmayı bile seviyordum. Beni kendine çekmiş bi abi edası ile kafamı okşuyordu. Rahatsız olduğumu belli etmek için yerimden kalkmaya çalıştım ama tabii ki de sonuç alamadım. Daha çok tutmaya başladı beni. En sonunda kafamı okşayan elini nazik bir şekilde (!) ısırdım. Hemen kafamı bıraktı ve sağ elini sol eli ile tutmaya başladı. Yalandan dudaklarını büzüp bana doğru, "Çok kabasın Sinem! Şurda iki dakika iyi kardeş rolü oynatmadın bee." söylediklerine yapmacık bir kahkaha attım. Sonra dil çıkartıp kendi odama doğru yol aldım. "Nereye gidiyorsun lan?" arkaya doğru bağırarak, "Bekle geliyorum şimdi." 

     Odama çıktıktan sonra çift kişilik geyikli battaniyemi ve bilgisayarımı alıp aşşağıya indim. Kesinlikle böyle bir günde Netflix izlenmeliydi. İçeriye girdiğimde Sinan gülümsedi. "Bayadır dizi izlemiyordum iyi düşünmüşsün yarım akıllı kız." ona dil çıkartıp battaniyeyi üzerimize örttüm. Sonra da bilgisayarı açıp dizi izlemeye başladık.

    Dizinin ilk sezonunu ne ara bitirdik bilmiyorum ama çok hızlı geçti gibi geldi. Sinan çoktan uyumuştu. Uyandırıp uyandırmamak arasında gidip geldim. Sonra odasına çıkıp yastığını misafir odasına getirdim. Uykusu bölünsün istemezdim. Yastığını kafasının altına koyarken biraz mırıldansa da hala uyuduğunu biliyordum. Onu geride bırakarak bilgisayarımı da alıp yatak odama geçtim. Bilgisayarı masamın üstüne tekrar koyduktan sonra telefonumu kurcalamaya başladım. Saat sabahın 4'üydü. Uzun zamandır hiç bu kadar fazla bölüm izlememiştim. Bana da iyi gelmişti. Kendimi daha iyi hissediyordum. Cenk'i tekrar görmek bana hiç iyi gelmemişti. Onu tam da unutmuşken, yeni bir başlangıç yapacakken gelmesi evrenin bana bir mesajıydı sanırım. Telefonumu daha çok kurcalarken yanlışlıkla Spotify'a girdim. İlk defa yanlış bir şey hoşuma gitmişti. Karışık çala bastığımda içimden, sıradaki şarkı benim şarkım olsun diye geçirdim. Çalan şarkıyı biliyordum. Kaan Boşnak'ın Böyle Güzelsin Hep Böyle Kal isimli parçasıydı. Sözleri de harikaydı belli bi kısmını mırıldanmaya başladım;

    "Arkandan konuşmicam, küfür de etmicem
Sadece kalbimin soğumasını beklicem
Kadersiz ve şanssızım, çölde güneş gibi yalnızım
Her hata, suç benim sana küsmicem
Sana küsmicem"

    Şarkı bittiğinde gözümden bir damla yaş akmıştı. Cenk ile ayrıldığımız zaman bu şarkıyı dinliyordum. Hatta bi ara Kaan Boşnak fanı olmuştum. Spotify'dan daha fazla şarkı dinlersem daha kötü olacağımı düşünüp WhatsApp'a girdim. Tabii ki de mesaj yoktu. Rüya'nın durumuna bakıp çıkacaktım ki Burak mesaj attı.
"Sen çevrimiçi ben çevrimiçi konuşmaz mıyız canımımiçi? 😁"  sesli gülmüştüm. Çevrimiçi olduğuma mı bakıyordu? Sadece denk gelmiştir deyip ona yanıt verdim. "Konuşuruz tabii ki. 🙃" mesajı gönderip sırıtmaya başladım. Bu çocuk bana gerçekten de iyi geliyordu. Onunla konuşurken kendimi çok huzurlu hissediyordum. Ben yine onun hakkında düşüncelere dalmışken o mesajıma yanıt verdi. "Müsait misin arayabilir miyim? Şey sanırım sesini özledim. :)" ona cevap vermeden ben aradım. Telefon ilk çalışta açıldı.

-Bu saatte uyumamanın sebebini sorabilir miyim küçük hanım?
-Hayır soramazsınız.
-Bi kere sorsam n'olur ki sanki.
-Tamam o zaman bir kereliğine sorabilirsiniz.
-Neden uyumadın?
-Seni düşünüyorum.

İKİZİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin