=KARAR VAKTİ=

849 35 5
                                    

Bazı insanlar vardır; sizi kalbinizin en ücra köşelerini bile fetheder ya, işte onlardan biri de Burak...

Şu kısacık zaman diliminde farklı duyguları aynı anda bana yaşatan adam. Onu sevmiyordum. Bundan kesin olarak emindim fakat hoşlanmadığım konusunda net bir şey söyleyemiyordum.Sabahın ilk saatleriydi.Ne ara ben halıya yatmıştım ve ne ara yanıma Burak uzanmıştı bilmiyordum.Şuan ki halimden çok rahatsız değildim ama bir detay dışında, sanırım belim tutulmuştu.Olduğum yerden küfürler savurarak doğruldum. Gözlerim Rüya ve Sinan'ı aradı fakat onlar yoktu. Nerede olduklarını şuan zerre merak etmiyordum. Çünkü belimin ağrısı tüm vücudumu işgal etmişti. Burak'ı uyandırmamaya dikkat ederek kalktım halıdan.Insanlık namına bir şey yaparak Burak'ın kafasının altına kendi yastığımı koydum ve tuvalete yöneldim.

Tuvalette işim bittikten sonra yüzümü yıkayıp çıktım.Sanırım Burak'ı uyandırmam gerekiyordu.Yoksa onun da beli benim belim gibi kötü olacaktı.Salona gittiğimde Sinan çoktan Burak'ı uyandırmış olacak ki ortalığı topluyorlardı.Bu anı çekmek istediğimden cep telefonumu açıp o anın karesini aldım.Arkamda duran Rüya fotoğraf çektiğimi gülümce kıkırdadı ve yanıma geçip konuşmaya başladı. "Biliyor musun Sinem ben bu anın çok hayalini kurdum.Sinan'ın oda toplamasını yani ama benim hayalim daha farklıydı, ortalıkta koşuşturan ikizlerin dağıttığını toplayan dadı baba... Biliyorum çok komik ama çok güzel bir hayal bence." dedi iç geçirerek. Söylediklerine kahkaha ile karşılık verdim.

"Canım arkadaşım o günler de gelecek elbette ama şimdi kahvaltı yapmamız gerekecek.Yoksa o ikizler aç kalır." dedim Rüya'nın karnını göstererek. Bana kocaman bir gülümsemeyle karşılık verirken Sinan'ın yanına oturdu.Ben de ayakta kalmamak için tekli koltuğa yöneldim.

Rüya ve Sinan'ı göstererek, "Siz sabah neredeydiniz?" dedim kaş göz yaparak.
Birbirlerine gülerek bana döndüler. "Sanane" waow bu cevap baya koymuştu, onlara el hareketi çektikten sonra cep telefonum çalmaya başladı. Arayanın annemin olduğunu h gördükten sonra hemen açtım. "Alo kızım n'yapıyorsunuz?" diye hemen lafa başladı."İyi anne ne yapalım kahvaltı yapacağız birazdan sonra belki dolaşmaya çıkarız." dediğimde Can bana telefon kılıfını fırlattı. Sessiz bir şekilde "Kızım salak mısın? Kendin planlar yapıp bizi dahil etme!" Rüya omzunu Sinan'ın karnına yavaşça geçirerek bana olumlu şekilde el hareketi yaptı. Annem tekrar konuşmaya başladı. "Tamam kızım siz kafanıza göre takılın.Ben hafta sonu da buradayım ev size emanet onun için aramıştım aslında.Isterse eğer Rüya kızım 2 gün daha bizde kalabilir." Bunu duyduktan sonra kalkıp dans etme dürtümü görmezden gelerek anneme bazı gerçekleri söylemem gerekiyordu. "Anne sadee Rüya değil, Sinan'ın da yakın arkadaşı dün bizde kaldı o da 2 gün daha kalabilir mi diye soruyor Sinan." Burak ne olduğunu anlamaya çalışırken genç çiftimiz çoktan sırıtmaya başlamıştı bile. Annem düz bir şekilde "Evi bıraktığım gibi bulacağım, tek kuralınız bu gençler.Size iyi eğlenceler." biz çok eğlenecektik zaten...

2 saat sonra:

Sinan ve Burak kapıda ağaç olurken biz de Rüya ile odada hazırlanıyorduk.Ortak bir karar ile öğlen yemeğini dışarıda yemeye karar verdik.Buna her ne kadar Sinan karşı çıksa da Rüya onu ikna etmeyi kolaylıkla başarmıştı.
Bu çifti gerçekten de seviyordum. Ben yine düşüncelere dalmışken Rüya rujunu sürmeyi bitirdikten sonra bana döndü,
"Nasıl olmuşum sümüklü?"
"Tam düşülecek karı gibi olmuşsun." ikimiz de kıkırdadık.
"Neyse hadi gel inelim yoksa bizimkiler kök salacak." dedim çantamı belime yerleştirerek.

Aşşağıya indiğimizde Sinan Burak'ın omzuna kafasını yaslamış, Burak da onun kafasına kafasını dayamıştı.Burdan bakınca tam sevgili gibi duruyorlardı.Ikisnin yüzünde de sıkılmış bir ifade vardı. Rüya sesli bir şekilde öksürünce ikisi de hemen doğruldu.
Rüya yapmacık bir ses tonunda,
"Sinan inanmıyorum ben olmasam kuzenime yürüyeceksin sanırım.Bu ne hal, sarmaş dolaş?"
"Aşkım gerçekten bu hale nasıl geldik bilmiyorum." dedi Burak'ın yanından zıplayarak.
"Bi kere ben kızlardan hoşlanıyorum, bana yürüseydi bile bakmazdım ben ona kuzen, sen korkma." hepimiz güldük. Ve sonra evden ayrıldık.

Taksiden inince Rüya ve ben direk Alışveriş Merkezine girdik.Arkamızdan gelen süper ikiliye sırıttım.Cidden kader ortakları gibi bir şeylerdi. Bugün çok eğlenceli geçecekti...

Burak'tan

Kendimi Sinan ve Sinem'e kanıtlamam lazımdı.Sinem'den gerçekten de çok hoşlanıyordum. Sinan'ın bunu bilidiğini biliyordum.Fakat ikimiz de bu konu ile ilgili görüş belirtmiyorduk. Ne diyebilirdi ki? İkizime iyi bak falan mı? Kızlar mağza mağza gezerken biz de bir şeyler içmeye çıktık. Sinan yanımda bana bakarken,
"Sinem'den hoşlanıyorsun değil mi?" cidden çok şom ağızlı bir insanım.

"Evet" deyip kestirmek istedim.

"O da senden hoşanıyor." dedi zemine bakarak.Bunu sezmiştim ama kardeşinden duymak gururumu okşamıştı.

"Ona kendimi kanıtlayacağım ve harika bir sevgili olacağım."

"Bunun için biraz hızlı olsan iyi edersin çünkü Sinem'in kafası yaklaşık birkaç gün sonra karışacak."

Ne dediğini anlamamıştım.Sanırım en iyisi zamana bırakmaktı.

Sinem'den

İt ayağı yemiş gibi gün boyunca gezdik.Bu akşam da Rüya bizde kalacaktı.Burak için ne kadar ısrar ettiysek başarılı olamadık.Annesinin yanında kalacakmış.Onun üzerine kimse bir şey diyemedi.Haklıydı sonuçta.Annesi ciddi bir hastalığa veda etmişti.

Sabah olunca Rüya'yı uyandırıp Sinan'ın odasına gittim ve o duymadan bir tane sweathshirt alıp üstüme geçeridim.Her ne kadar dün kendime sweathshirtler alsam bile bu çocuğun kıyafetlerini giymeyi çok seviyordum. Sinan'ı da uyandırıp tuvalete gittim. Hazırlanıp çıkmalıydık birazdan servis gelecekti.

Servise binince ben Sinan ve Rüya'nın arkasında ki koltuğa oturdum ve Burak'a yer tuttum. Ondan hoşlanıyordum hem de çok.Umarım bu hikâyenin sonunda prenses terk edilmezdi.

Bugün umduğum gibi Burak okula gelmemişti.Hem sınıftaki yanım hem de servisteki yanım boş oldu. Ben yerime yerleşirken yanıma Sinan geldi.Çok da iyi görünmüyordu.

"Sinem seni çok ama çok seviyorum ikizim, kafanın karışmasını tekrar istemiyorum ama bugün pek iyi olacağını pek sanmıyorum. Umarım sandığımdan daha az yara alırsın." deyip sarıldı bana.Hiçbir halt anlamamıştım. İlk ders boş geçmişti.İkinci ders de müdür sınıfa girdi. Hem de yanında yeni öğrenci ile!

Sinan'ın dediklerini şimdi anlıyordum.Gözlerim dolmuştu. İlk aşkım karşımda kanlı canlı duruyordu.Beni görmeyi ummamış olacak ki bana buz gibi bakışlarla bakmaya başladı. Müdür geçebilirsin derken Cenk kafa salladı ve yanıma oturdu.
"Gerçekten şu an içinde bulunduğumuz durum çok aptal bir durum. Biliyorum.Hâlâ benden nefret ediyorsun onu da biliyorum. Ama sana yemin ederim ki bilmiyordum.Bu sınıfta olduğunu bilmiyordum."

Gözümden bir damla yaş sanki tüm evreni delecek gibi.Baş parmağı ile göz yaşının aktığı yeri sildi ve beni kolları ile sarmaladı, "Hoş geldin Cenk." dedim ona daha çok sarılarak.Ağlamama engel olamıyordum.Onca ihanetten sonra, ondan nefret ediyor bile olsam, o benim ilk ve son aşkımdı.
"Hoş bulduk, My Heart"

İKİZİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin