ALTINCI BÖLÜM

445 51 104
                                    

Jin üzerlerine gelen treni gördüğü gibi, durmak için ayağını ve elindeki sopayı tekrar yere sürtmeye başladı. Taehyung vücudu kitlenmiş gibi, kocaman gözleriyle trene bakıyordu. Neyse ki tren de tam durmak için yavaşlamıştı. Bunun üzerine Jin de durmaya başarmıştı. Tabi burun buruna geldiklerini saymasak ucuz kurtuluşlardı.

Jin vakit kaybetmeden oturdukları tahtadan hemen indi. Taehyung hala hareketsizce treni izlediğini gördü. Jin ilgiysiz gibi görünmek adına, Taehyung'un koluna dokundu. Kolunda bir el hisseden Taehyung irkilip, hafif geri çekilip başını kaldırdı.

Jin'in kendisine bakmadan eliyle 'Kalk.' işaretini gördüğü gibi hemen kalktı. Jin de ardından tahtayı raylardan alıp yana bıraktı. Daha sonra geldikleri yöne baktı. Polisler varmı diye. Ama kimseleri göremeyince derin bir nefes aldı.

Taehyung'un kendisine verdiği, küçük kağıt parçasına baktı. Her zaman yanında taşıdığı not defterinin bir yaprağıydı. Bir yerin adresi ve telefon numarası yazıyordu kağıtta. Ama Jin okuma ve yazması olmadığı için, tam olarak kağıtta ne yazıldığını bilmiyordu. Aklına gelenle Taehyung'a ceketinin ucunu uzattı, tutması adına. Taehyung önceden bunu yaşadığını anımsadı. Vakit kaybetmeden tuttu ucu ve Jin'in arkasından yürümeye başladı.

Jin otobüs durağa gelmesiyle elindeki kağıt parçasını Taehyung'un eline verdi. Ardından Taehyung'un elini havaya kaldırdı ve işaret dili ile "Burada dur." dedi Jin.

Taehyung bir çocuk gibi, Jin ne istiyorsa yapıyordu. Sadece Taehyung biraz çekindiğinden dolayı, Jin'in gözlerine bakmaya cesaret edemiyordu. Jin tekrardan arkasını dönüp yürümeye başladı. Veda etmeyi sevmezdi, daha doğrusu Taehyung'a veda etmek istemiyordu. İçinden bir şeyler buna karşı geliyordu. Merakla arkasını döndü, otobüsün gelip gelmediğine bakmak istedi. Taehyung'un hala kolu havadaydı ve olduğu yerden hiç kıpırdamamış olarak gördü.

   Taehyung tek başına hiç yolculuk yapmadığı için, ne yapacağını bilmediğinden yerinde beklemeye devam ediyordu. Otobüs gelmiş ve beklemişti bir süre, ama binen olmayınca şoför sinirle kornaya bastı. Taehyung kendisine olmadığını düşündüğü için, hiç bir şey yapmadan beklemeye devam etti.

Jin otobüsün gelip gitmesi ve Taehyung'un hala orada beklediğini gördüğünde şaşırdı. Sakin olmaya çalışarak, derin bir nefes alıp verdi. Taehyung'un olduğu durağa geri döndü ve kendisi de beklemeye başladı, gelecek olan otobüsü.

Yarım saatin sonunda, yanlarından geçen orta yaşlı bir kadın. Onlara günde sadece bir otobüs geçtiğini söylemişti. Ama Jin inatla beklemeye devam etti ve bir saattin sonunda otobüsün gelmeyeceğini anladı. Jin bu sefer otostop çekmeye karar verdi ve otobüs durağından ayrılmışlardı.

Taehyung tekrardan başına kalmıştı Jin'in ve bu sefer kaçırmak gibi bir düşüncesi bile yoktu. Artık Kim malikanesine gidemeyeceğini bildiği için tek çaresi Taehyung'u başka bir yere bırakmak olmasıydı.

  Taehyung yolun kenarında Jin'i hayranlıkla izliyordu. Tek tük araba geçen yolda durmuşlardı. Jin kendinden emin bir şekilde yolun ortasında durdu ve Taehyung'un kendisini izlediğini bildiği için daha cool ve karizmatik bir şekilde, arka cebindeki tarağı çıkartıp saçını yana taradı. Sonra da ise kendilerine doğru gelen arabaya elini kaldırdı.

Arabanın kornaya basarak kendisine yaklaşmasıyla ve Jin duymadığı için yolun ortasında hala bekliyordu. Taehyung gözlerindeki korku ve endişeyle Jin'e bakıyordu. Son anda Jin arabanın durmayacağını anladığında hemen kendini yolun öbür tarafına attı.

Jin yanından hızla geçen arabanın arkasında bakarken sakin olmak adına, elini kalbine koydu. Taehyung'a baktığında güldüğünü fark etti. Az önce ki yaptıklarını hatırladığı da, bütün karizması gittiğini düşündü. Bir olmamış gibi davranıp, otostop çekmeyi bıraktı ve yürümeye karar verdi. Taehyung'a bakmadan yanından geçti ve Taehyung'un hemen ardından kendisini takip edeceğini bildiği için yüzündeki gülümsemeyi sağlayamadı. Böylece bir kaç saat birlikte yürüdüler.

Aşkın dile ihtiyacı yoktur. TAEJİNDär berättelser lever. Upptäck nu