Hangi hasta olduğunu sorduğunda Kim Hyun Joong olduğunu söylenmişti. Ama bir gün önce vefat ettiğini söylenmişti. Polis kim olduğunu araştırdığında, Kim SeokJin adında bir oğlu olduğunu öğrenmiştiler. Evin adresini buldukları gibi oraya gitmiştiler.

Jin evinde tek başına, Taehyung'la birlikte oyun oynadıkları duvarın dibinde oturmuştu. Babasını özlediği için ağlamaktan gözlerin içi kıpkırmızıydı.

O sırada baş komiser kapıya geldiğinde üç tane zil düğmesini gördü. Başta şaşırsa da umursamadı, çünkü biliyordu evdekinin duyma ve konuşma engeli olduğunu. Birinci düğmeye bastı. Jin arkası dönük olduğu için, arkasındaki ışığın açılıp kapandığını görmedi.

Bir süre açılmayan kapıdan dolayı, polis memuru bu sefer ikinci düğmeye bastı. Tavanda asılı olan pervane dönmesiyle Jin'in dikkatini çekmişti. Birinin kapıda olduğunu öğrenmişti. Kapıyı açmadan önce kim olduğuna bakmak istedi. Taehyung ile birlikte oynadıkları, aynayla camdan hafif uzattı.

Polis olduğunu gördüğü gibi hızlıca ellerini geri çekti. Yakalanma korkusuyla, sesiz olduğunu düşündüğü adımlarıyla evin arka kapısına doğru yürüdü. Polis memuru açılmayan kapıdan dolayı evin etrafına bakmak için merdivenlerden indi.

Jin'in kapıdan çıkmasıyla, polisle karşı karşıya geldiler. Polis memuru Jin'e sadece birkaç soru sormayı düşünüyordu, ama şimdi Jin'in hareketleri biraz şüpheliydi.
Jin korkuyla bir kaç adım geri yürüdü, o sırada poliste öne doğru.

Jin ani bir atak yapıp başka bir yöne doğru koşmaya başladı, poliste hemen peşinden koşmaya başladı. Uzun bir koşmanın ardından, Jin tren raylarının olduğu yere kadar gelmişti. Orada bulunan tekerlekli tahtayı rayların üstüne koyup aşağıya doğru itti kendini. Bu tekerlekli tahta, ordaki insanlar üstüne eşya yerleştirip evlerine kadar zahmetsizce getiriyorlardı.

Jin, polisin kendisine yetişmesiyle, yanında bulunan sopayı kaldırdı ve polise doğru çevirip sallamaya başladı. Hızını anlamayan tahtayla polis korkuyla hemen kendini rayların öbür tarafına attı.

Jin polisten kurtulduğunu düşünui, sevinirken raylarının arasında kendisine doğru gelen kişiyi gördü. Jin şaşkınca ona baka kalmıştı. Onu ezmemek için elleriyle 'Çekil yoldan.' işareti yapsada, onun kişinin umrunda değilmiş gibi gülümsemesi ve kendisine doğru yürümesiyle, Jin ne yapacağını bilemedi.

Jin, ona çarpmamak için elindeki sopayı yere doğru sürttü ve ayaklarıyla durdurmaya çalışıyordu tahtayı. Jin bütün çabalarına karşı son anda durmuştu altındaki tekerlekli tahta. Sinirle kaşlarını çattı ve karşısındakine bakmaya başladı.

~~~

Taehyung, Jin'in arkasından bir süre ağladıktan sonra, aklına gelen şeyle kimseye yakalanmadan bahçeden çıktı. İlk defa böyle bir şey yapıyordu, sokaklarda içinden geçen yolları seçiyor ve yürüyordu. Nereye gideceğini bilmeden. Kalbinin sesini dinliyordu, nereye isterse o yola devam ediyordu.

Uzun bir süre sonra kendini tren raylarının olduğu yerde bulmuştu. Rayların tahta olan kısmında kendi halinde yürüyordu. Tıkırtılar kulağına geldiğinde başını kaldırdı ve kendisine geldiğini Jin'i fark etti. Gülümseyerek ona doğru yürümeye başladı. Taehyung, Jin'in kendisine çekil işareti, yaptığında bir sorun olduğunu anladı ve olduğu yerde donup kaldı.

Aralarında çok az bir mesafe kalmıştı. Taehyung korkuyla gözlerini kapattı. Ellerini yumruk yapıp sıktı, bacakları bu sefer yararlanacağından korktuğu için titriyordu. Taehyung bekledi ama Kendisine bir şey değmemişti. Ayrıca tıkırtılar da kesilmişti.

Taehyung hızla gözlerini açtı ve vakit kaybetmeden çantasından küçük not defteri çıkartıp, Jin'e uzattı. Trip atar giydi hareketi. Jin normalde olsa gülerdi, Taehyung'un bu tatlı haline.

Ama polisin kendilerine yetişmek üzere olduğunu gördüğü gibi, zaman kaybetmeden Taehyung'un elindekini aldı. Sonra da geriye doğru kayıp, Taehyung'un oturmasını işaret etti.

Taehyung gözlerindeki ışıkla başını sallayıp, oturdu. Ardından ayaklarını bağladı bir birine, sırtı arada Jin'in göğsüne değiyor ve bu Taehyung'un kızarmasına yol açmıştı. Jin polisin yetişmemesi için kürek çeker gibi kıllandı elindeki sopayı. İstediğini almıştı Jin, artık gittikçe hızlanıyorlardı. Hızlandıklarından dolayı Jin sopayı yanına koymuş ve önündekine bakmaya başlamıştı. Taehyung'un çocuk gibi heyecanlı haraketleri ve gözlerindeki parıltılar ile her tarafa bakması, Jin'in içinden bir şeylerin ısındığı hissettirmişti.

Taehyung mutlulukla gözlerine gelen güneş ışıklarını elerini kaldırıp, güneşi avuçunu doğrultu. Ardından "Yakaladım." Dedi elini yumruk yaparak.

Bir süre hızla gitmeye devam ederken, Jin son anda kendi üzerlerine gelen treni fark etti...



Bir süre hızla gitmeye devam ederken, Jin son anda kendi üzerlerine gelen treni fark etti

ओह! यह छवि हमारे सामग्री दिशानिर्देशों का पालन नहीं करती है। प्रकाशन जारी रखने के लिए, कृपया इसे हटा दें या कोई भिन्न छवि अपलोड करें।

ओह! यह छवि हमारे सामग्री दिशानिर्देशों का पालन नहीं करती है। प्रकाशन जारी रखने के लिए, कृपया इसे हटा दें या कोई भिन्न छवि अपलोड करें।
Aşkın dile ihtiyacı yoktur. TAEJİNजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें