[19] "Biraz zamana ihtiyacımız var Taehyung."

Magsimula sa umpisa
                                    

Kendime gelmek için oturduğum taburede yan dönüp gözlerimi açmaya çalıştım. "Yugyeom, nasılsın kardeşim benim?" Telefonun diğer ucundan sinirli ve keskin nefesleri kulağıma doluyordu ama umrumda olmadan bir bardağı daha kafama diktim. Bu gidişle fazla alkol ve aşk acısından geberip gidecektim bu siktiğimin bar taburesinde. "Jungkook nerdesin sen?" dediğinde durup bir kaç dakika nerde olduğumu düşündüm. Çünkü ciddiyim kafamı kullanamıyordum, hayatımda toplasan içmediğim kadar içmiştim bugün. Tabureden yavaşça kalkıp, savsak adımlarla bar'ın adına baktım ve yine aynı şekilde geri dönüp yerine gömüldüm. "Real Man diye bir yermiş."

"Jungkook o sikik barda ne işin var senin? Hem de bu saatte. Tanrı aşkına yine ne boklar yiyorsun?" Tamam ciddi anlamda bu benim için son damlaydı. Bir anda sinirin tüm vücuduma yayılması ile kendimi kontrol edemeden; "Jungkook hep bir boklar yiyor zaten değil mi?! Hep Jungkook, hep Jungkook. Adımı mı ezberliyorsunuz amına koyayım?!" diye bağırdım. Barmen gergince benim olduğum tarafa bakmıştı ve yanıma sırnaşmak için gelen aptal kızlar da çoktan kaçmıştı.
Muhtemelen kan çanağı olmuş gözlerim ve sıkıca tuttuğum bardağın kırılması ile korkunç görünüyordum. Ama sikimde bile değildi. "Tamam, sakin ol." dese bile artık olacağımı sanmıyordum. Çünkü çevremdeki herkes her hatayı benden bekliyordu. Kimse de o yapmaz demiyordu. En yakınım bile tekmeyi basmıştı bana, diğerleri şaşırtmıyordu bile beni. "Ne yaptı bu hatalı Jungkook biliyor musun? Eşine yalan söyledi, ondan tokat yedi ama ona gerçeği anlatmadı. Eşi ona güvenmediği için suçlu oldu. Sadece bir kez arkadaşlarıyla buluştuğu için sorun çıkmasın diye gerçeği söylemedi, ama ortaya aldattığı düşüncesi çıktı. Hemde kimle biliyor musun? Eşiyle arasını yapan, kardeşi olarak gördüğü Lisa ile. Özür dilerim Yugyeom, bu lanet olası Jungkook hep hatalı!"

Nefes nefese konuştuktan sonra, hala yarısı dolu olan içkiyi tek yudumda içtim ve titreyen bedenimi sakin tutmaya çalıştım. "Jungkook.. Gelip alacağım seni ve Taehyung'a herşeyi anlatacağız tamam mı? Üzgünüm, senin üstüne geldim, sen sadece beni bekle, hemen geliyorum." dediğinde; "Hayır." diyerek karşı çıktım hemen. O kapıyı çarpıp çıkan bendim ve aynı şekilde geri dönmeyecektım. En azından kafamı toplamam lazımdı fakat herkes beni bir yerlere götürmeye çalışıyordu. "Ben konuşmak istemiyorum Yugyeom, ona dün açıklama yapacaktım ama o beni dinlemedi. Şimdi de dinleyeceğini sanmıyorum. Sadece kafamı boşaltmaya ihtiyacım var. Gerisinde ne olacaksa olur zaten, sen şirkette kal. Yokum ben bir kaç gün."

"Jungkook olmaz öyle şey, gel gidelim inat etme." diyerek o da bana karşı çıkmıştı. Fakat anlamadıkları şey şuydu, bu inat yada üste çıkma falan değildi. Ben cidden kırılmıştım ve yalnız kalmak istiyordum. "Yugyeom yalnız kalmak istiyorum, sonra görüşürüz." dediğim gibi telefonu kapatarak cebime attım. Önceki halime göre daha dinçtim şu an, birilerine bağırmak hep iyi gelirdi böyle durumlarda. Yine de kafam ayılsın istemiyordum, kendime geldikçe düşünecek ve düşündükçe kafayı yiyecektim. Bu yüzden artık tek bir mimiğimden bile istediğimi önüme koyan genç barmene zoraki gülümseyip içkilerle yeniden buluştum.

Bu gecenin uzun olmasına ihtiyacım vardı, her şeyi unutacak kadar uzun.

**

Taehyung sabaha karşı evden giden kocasının ardından, sinirle kendini yatağa atmış ve sabaha kadar ağlamıştı. Ona güveniyordu ama yerinde kim olsa o an öyle bir tepki verirdi. Üstelik Jungkook hiçbir açıklama bile yapmamıştı. Sabah olana kadar çıkmamıştı yatağından, üstelik kızı da bugün zorluyordu onu. Bir şeyleri hissediyor gibi durmadan oynuyordu ve bu Taehyung'a çok fazla sancı veriyordu. Sabah olduğunda hala yoktu kocası. Aramamıştı ve nerde olduğunu merak ediyordu. Şirkete gitmiştir belki diye düşünüp orayı aramıştı ama hayır gitmemişti. Camın önünde saatler geçirmişti, siniri hala aynıydı ama birazı da kendineydi artık. Dinlemediği için pişmandı fakat aklının bir tarafı da ya yapmışsa diyordu. Ya Jungkook cidden yapmışsa?

mellifluous/taeggukTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon