34 | baby i've been sleepin' with a rifle

3.8K 414 579
                                    

✧*。

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

✧*。

kim taehyung'un bilekleri beyaz bir yatağa, kalbi ise park jimin'e kelepçelenmişti. uzun zaman sonra deliksiz bir şekilde uyumuş, vücudu geçirdiği nöbetten dolayı oldukça yorulmuştu. gözleri kendiliğinden açıldı. etrafta hızla gezinip kenarda durdu. başında bay kim oturuyordu ve uykuyla karışık bir ifade yüzünde yer edinmişti.

taehyung, anlında boncuk boncuk birikmiş olan terleri silmek için büyük bir dürtü hissetmişti fakat bağlı olan bilekleri ve anlında hissettiği garip ağırlık ona izin vermemişti. üstelik sırtı su gibiydi ve taehyung'un en nefret ettiği şey terli bedenine bir şeylerin değmesiydi. huzursuzca hareketlenmeye başladığında seokjin hemen sıçrayarak kendine gelmiş, gözlerini yanındaki yatakta boylu boyunca uzanan taehyung'a dikmişti.

"hey, hey sakin ol." seokjin, hemen yerinden kalkıp taehyung'un başına gelmiş, kenardan aldığı beyaz bezle taehyung'un anlındaki terleri silmişti.

taehyung'un nedenini bilmediği bir şekilde seokjin ona olması gerekenden daha iyi davranıyordu.

taehyung, deli deli yanan gözleriyle seokjin'e baktığında büyük olan, onun kendinde olmadığını anlamıştı.

"sana sakinleştirici iğne yaptılar." seokjin, gülümsedi. taehyung'un kaşları bu sefer yavaşça çatılmıştı.

"neler oldu?" sesi sandığından da daha koyu çıkmış, taehyung'un rahatsız olup boğazını öksürerek temizlemesiyle son bulmuştu.

seokjin, sandalyesini yatağın yanına iyice çekip oturmuş, uzun bacağını diğerinin üzerine atmıştı. ellerini dizinin üzerinde birleştirdi. şimdi rahat bir ifade yüzüne yayılmıştı.

"çok şey oldu." seokjin, kafasını gülerek iki yana salladı. "sorgu sırasında nöbet geçirmeye başladın. kafanı masaya defalarca vurduğunu hatırlıyorum, eğer sana engel olmasaydık kafatasından geriye hiçbir şey kalmayacaktı uyguladığın kuvvet- bu inanılmazdı taehyung."

taehyung, o ana kadar anlındaki ağırlığın koca bir yara bandı olduğunu anlayamamıştı. kuru dudaklarını birbirine bastırdı ve yutkundu. yerinden tekrar kalkmaya çalıştığında bu sefer ayak bileklerinin de yatağa kelepçelenmiş olduğunu fark etmişti. gözlerinin önüne jimin'i nasıl sürekli yatağa mahkum hale getirdiği anlar gelmişti ve taehyung bunun hiç de hoş olmadığını şimdi anlıyordu.

"jimin- jimin nerede?" sorulacak bir hesabı ve giderilecek bir özlemi varken yerinde durmak oldukça zordu. zincilerini kırmak, jimin'i arayıp bulmak istiyordu.

"ah, bunu bir süre söylemesen iyi olur. onu öldürmek istediğini düşünecekler. bak taehyung-" seokjin, ciddi bir tavır takınıp yatakta uzanana doğru eğilince taehyung, ayılmaya başlayan kafasıyla onu dikkatle dinlemeye başladı. "eğer buna devam edersen, seni aptal bir hücreye tıkacaklar ve sen de hapiste kimsenin ruhu duymadan çürüyüp gideceksin. bahçendeki mezar ablana ait çıktı ve sonra annene kadar ulaştık. kanındaki delilik ailenizde genetik. fakat taehyung, her şeye rağmen sen bir dehasın."

let me under your sin | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin