20 | and i thank god i'm alive

4.5K 504 552
                                    

✧*。

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

✧*。

tüm koşuşturma yine aynı odada sonlanmıştı. ares, yatağının altında yatıyordu ve jimin ondan çok korkuyordu. sanki ayaklarını yatağının dışına en ufak uzatışında yılan onun zayıf ayak bileklerinden bir ısırık alacakmış gibi hissediyordu.

taehyung'un dizine kafasını koymuştu ve son birkaç saattir yaptığı gibi uzanarak ağlıyordu. taehyung ise onun aksine mutluydu. sevdiği yumuşak buklelere parmaklarını dolarken kitabını sessizce okuyordu. ortamdaki tek ses şöminede yanan odunun çıtırtıları ve jimin'in yorgun iç çekişleriydi. 

"beni seviyorsun sandım." dedi jimin, gözlerini bir süre için kapatmış, birkaç damla yaş, kızarmış gözlerden taehyung'un saten pijamasının dizine akmıştı. parmakları onun dizinde daireler çiziyordu. "bana değer verdiğini düşündüm. sana güvendim. ben daha önce kimseye bu kadar güvenmemiştim." 

jimin, burukça gülümsedi. canı çok yanıyordu. "sana sığındım, dokunuşlarına, gülüşlerine kandım. seni çok sevdim, taehyung. fakat her şey boşunaymış."

taehyung, onu duymamazlıktan geliyordu fakat jimin, onun her şeyi harfi harfine duyduğuna emindi. avucuna aldığı saten kumaşı sıktı. "namjoon'u dinlemeliydim." dedi,

taehyung'un gözleri, duyduğu ve kin beslediği isimle birlikte saatlerdir okuyormuş gibi göründüğü boş sayfanın ortasında duraksadı ve bakışları kitabı delip geçecekmiş gibiydi.

parmaklarına doladığı sarı saçları avucuna aldı ve yumruğunun içine hapsetti. 'namjoon'u dinlemeliydim' taehyung'u sinirlendirmişe benziyordu. gözlerinin önüne o gece tanık olduğu görüntüler gelince kitabı yan taraftaki duvara fırlattı. çıkan gürültülü sesle jimin yerinde sıçramıştı. kafasını taehyung'a doğru çevirecekken saçlarının güçlü bir şekilde çekilmesiyle kafasını geriye doğru atmak zorunda kalmıştı.

"t-tae-"

"bu evde onun ismi geçmeyecek!" taehyung, yatakta dizleri üzerinde yükselmiş, jimin'i saçlarından çekerek kendine yaslamıştı. jimin'in çelimsiz elleri hemen saçlarını kavrayan büyük ellere gitmiş ve tırnaklarını taehyung'un tenine geçirmeye kalkmıştı. uzun tırnaklar tenini çizip kanatırken taehyung'un gözlerini kırmızı bürümüştü. tek eliyle jimin'in saçlarını çekerken diğer elini onun boynuna sarmıştı.

sırtını göğsüne yasladı ve kafasını boyun girintisine koydu. sinirle alıp verdiği nefesleri jimin'in boynuna çarpıyor, acıyla inildeyen gencin midesini alt üst ediyordu. "bir daha asla ondan bahsetmeyeceksin, bir daha asla ismini söylemeyeceksin ve bir daha asla-"

jimin, elinin tekini onun yüzüne atıp yanağını tırmalayınca taehyung, acıyla hırlamış ve jimin'i yüz üstü yatağa ittirmişti. jimin, kendini itilip kakılmak için yapılmış bir oyuncak gibi hissediyordu. karnının üzerinde doğrulmaya çalışırken kafasını çevirip bulanık görüşüyle taehyung'un yüzüne kapanmış olan ellerine baktı. esmer olan boğuk sesler çıkarırken yavaşça ellerini yüzünden çekmiş ve yüzündeki geniş gülümsemeyle jimin'e bakmıştı. 

let me under your sin | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin