Creepy Pasta

LOTUS

Bundan 3000 yıl önce yaşayan bi gencin öyküsü. Rivayete göre Halkalin adındaki genç sevdiği kadını evlenmeye ikna etmiştir. Evlilik törenine 3 aylık bir süre varken Halkalinin eşi kralın oğlu tarafından tecavüze uğramıştır.Halkalin her ne kadar bu olayı öğrenince yıkılsada karısı olacak kadının daha fazla üzülmemesi için güçlü durmaya çalışmıştır. Adalet isteyen gencin kralın oğlu karşısında hiç şansı yoktur. Kralın oğlu suçsuz bulunmuş ve kadının birlikteliği kendi istediğini savunmuştur. Halkalin sevdiği kadına yapılanlar ve adaletsizliğin verdiği intikam duygusuyla yemin etmiştir. 3000 yıl önceye kadar şeytanın bile uyuduğu tek bir gece vardır. Araf gecesi. Bu gece şenlik havasında kutlanır ve ölüler anılırdı. Günahın tüm dünyada durduğu tek bir gece. Şeytanın cehennemde inzivaya çekildiği kutsal gün. Bu gecede işlenen günah insanın ruhunu lekeler. Ve sonsuzlukta kaybolur. Bu yüzden Araf gecesi olarak anılır. Ancak intikam isteyen Halkalin kralın oğlunu şenlik akşamı kaçırır ve kralın soyunu lanetleyecek o korkunç büyüyü yapar. Kralın oğlunu 5 parçaya böler ve kral dağı denilen beş ayrı tepede yakar. Böylesine kutsal bir gecede bu vahşet ile ölen soylu cehennemin en derin köşesine atılır. Ve onun soyundan gelenleride bekleyen yer orasıdır. Ancak Halkalin için durum çok farklı Olmuştur. Büyü yapıldıktan sonra halkalin kanlı baltasını sürüyerek ilerlerken yoluna O çıktı. Onu görünce saç tellerinden parmak uçlarına kadar irkildiğini hissetti. Yüzü bembeyaz olmuştu. Ancak kral oğlunun işlediği günahı biliyordu. Ve ona o günahı işletenin kendisi olduğununa. Araf gecesinde bu günahı işlemeye cürret eden ölümünün ruhuna baktı. Ve ona borçlu olduğunu hissetti. Halkaline tek bir şans verdi. Bir teklifte bulundu. Ruhunu bana teslim edersen bedenini ölümsüz kılarım dedi. Halkalinin başka şansı yoktu. Şeytanın teklifini kabul etti. Ve tarihte şeytanla anlaşma yapan ilk ölümlü oldu. Ancak ruhsuz bir beden uzun süre taze kalamazdı. Ölümsüz bedeni sadece bir kabuktu. Beslenmesi gerekiyordu Halkalinin. İlk kurbanını bu şekilde öldürmüş oldu. Şeytanla yaptığı anlaşmaya benzer bir anlaşma yaptı her kurbanıyla." Ya ruhunu bana sen verirsin ya da onu acı içinde söküp alırım." dedi her kurbanına. Tıpkı şeytanın birkez sorduğu gibi sordu bu soruyu . Çoğu onun deli olduğunu düşündü. Ve ruhları parçalanmış bedenlerinden zorla alınarak öldürüldüler. Zamanla ona "Lotus" dendi. Anlamı "ruh tüccarı ya da ruh çalan " olarak geçmiştir dilimize. Kurbanlarını genelde suçlulardan seçer lotus. Ya da büyük günahları olan insanlardan. Çünkü ruhlarını okuyabilir. Ve şeytani bir kabuk olan ölümsüz bedeni ancak kirli bir ruhla doyar. Eğer lotusla bir şekilde karşılaşırsanız ve malum soruyı sorarsa. Anlaşmayı kabul edin. Şunuda söylemekte fayda var. Eğer lotusa sevdiği kızın adını söylerseniz sizi bağışlar ve oradan uzaklaşır. Çünkü yıllar lotusun boş bedeninden çok fazla şey götürmüştür. Ve kızın adını her duyduğunda benliğini hatırlar. Eskiden kim olduğu canlanır boş gözlerinde. Sorun şu ki kızın adı hala bilinmemektedir.

Lotus’u gördüğünüzü nasıl anlarsınız? Ya da bulunduğunuz bir yerde Lotus’un daha önce orada olduğunu nerden bilirsiniz ? Bunu anlamanın 2 yolu vardır. Eğer içinize nedensiz bir sıkıntı çöküyorsa Lotus yakınlarınızda olabilir. Bir rivayete göre de ara sıra hepimizin başına gelen o ani titreme durumu.Hani bir anda içinizden gelen ve durduramadığınız ürperme hissi. Nedeni açıklanamayan olaylardan biridir. İnsan neden niçin ürperir ? İşte rivayette bu olaya şu şekilde cevap verilmiştir : Lotus’u o sizin onu görmenizi istemediği sürece göremezsiniz. Ancak ruhlar birbirini görür. Bunu farketmenizde tabii ki yine imkansız. Lotus’un kendi ruhu yerine kurbanlarının acı içinde emilen ruhlarını gören ruhunuz, istemsizce huysuzlanır ve böyle bir tepki verir. Siz onu görmezsiniz ama ruhunuz görür.Lotus’tan kaçmanız pek mümkün değildir.Ölümsüzlükle beraberinde bazı ruhani güçleride özümsemiştir çünkü. Ruh gibi süzülür, gözden kaybolur, nesnelerin içinden geçebilir. Tabi bunlar sadece yakın bir zamanda ruh çalmışsa yapabileceği şeylerdendir. Bunu avına saldırmayı bekleyen bir aslan gibi düşünebilirsiniz. Eğer doymuşsa gizlenir ve acıkana kadar sadece izler. En kirli ruhları arar durur.Hızlıdır.Kimileri Deccal olduğunu ve herkesin sonunu onun getireceğini savunur. Bunun ne kadar doğru olduğu yine tartışma konusu. Lotus çaldığı ruhu tükettikten sonra sadece ölümsüz bedeni ile kalır. Normal ama öldürülemeyen bir insan.Ölümsüzlük sadece zihnini ve bedenini bu dünyada tutar.Ve hiçbir koşulda öbür dünyaya gönderilemez.Lotusla karşılaşırsanız karşı koymayın. Çünkü onu yenemezsiniz. Ve eğer bir kere gözüne kestirmişse sizi eninde sonunda bulur.Bedeni sadece ölümsüzdür ve çaldı ruhları içinde saklamaya yarayan bir kabuk görevini görür.Ancak bu yara almayacağı anlamına gelmez. Bu yüzden son derece hasarlı bir vücuda sahiptir.Onu yeneceğini sanan aptalların Lotus’un bedeninde bıraktıkları yaralar onu çok daha korkutucu yapmıştır.Saçları uzun beyaz ve yağlıdır.Dişleri çürüklerle doludur. Ve gözlerini beyazı olmayan bir siyahla kaplıdır. İri yarı kaslı bedeni ve günahı işlediği körelmeyen o keskin balta ile anlaşmayı kabul etmeyenlerden zorla ruhlarını alır.Sevdiği kızın adını şuan kadar söyleyen tek bir insan olduğu biliniyor.Ancak ismi hala bilinmiyor. 1500 lü yıllarda pensilvanyada gözüne kestirdiği kurbanı onu görünce korkmuş ve annesine seslenmiştir.Annesi kızına efendim …. dedikten sonra lotusun gözünün akı ortaya çıkmış ve gözünden tek bir damla yaş akmıştır. Göz yaşı yere değmeden Lotus çoktan gitmiştir. Küçük kız ve annesi bu olaydan sonra korkup kayıplara karışmıştır. Bu efsaneyi kızın halasının uydurduğu ve anne,kızı öldürüp suçunu bu şekilde saklamak istediğide söylentiler arasındadır. Ayrıca Lotus ‘ un esas yazılımı L’Otus tur. Eski dilde ‘’Otus’’ : ‘’ hırsız,çalan,satıcı’’ anlamlarına L ise ‘’Liporin’’ kısaltması olan ‘’Ruh,Öz,İlk’’ anlamlarına gelmektedir.