10

92 40 48
                                    

Cafer Abı gene Yakup ile görüşmeye gitmişti o akşam.Aradığımda cevap vermemişti.On dakika sonra o beni aradı:
      "Yasin ne var ne oldu?"
      "Abı gelebilir mısın ? Önemli bir şey diyeceğim.Telefonda olmaz "
       "Tamam ama biraz işim var yirmi dakikaya ordayım.Ama sesin hiç iyi gelmiyor.Çok önemli bir şey yoktur inşallah."
      "Abı sen gelince anlatacağım.Telefonda olmaz."
     "Tamam."
       Cafer Abı duyguları ölçme birimi gibiydi.Her türlü  insanı tanıyordu.Ve insanın duygularını hemen okuyabiliyordu.Mesleki hayatından olsa gerek.O kadar gezmiş o kadar görmüşki insan sarrafı olmuş mübarek.
      Yarım saat sonra Cafer Abı yanımdaydı.
       "Ne oldu? Telefondan anlatılmayacak kadar önemli olan neydi?
       "Abı senden habersiz yaşadığımız hadiseyi haberleştirmek  için yayın yönetmenine gönderdim.İzlemedin mi bu akşamki ana haber bültenine verdiler."
        "Hayır izlemedim. Çok önemli bir görüşmem vardı.Biliyorsun yoksa kaçırmam.Ama nasıl yayınladılar inanamıyorum.Benim bildiğim on beş yıllık kanalım öyle bir haber yayımlanmaz.Hayretler içindeyim."
     " Yayınladılar ama nasıl yayımlamışlar tahmin edebilirsin."
       "Nasıl tahmin edeyim ki!ha şimdi anladım.Ver haberi izleyeyim."
        "Buyur Abı izle."
        Cafer Abı haberi izlerken hiç şaşırmış gibi olmadi yüz ifadesi.Video bittince bana bakarak.
        "Ne bekliyordun? O halde yayımlamaları mı? Buna gerçekten inandıysan ya saf olmalısın ya da  bu meslekte daha çok pişmelisin.
       Ulan oğlum ben baştada söyledim sana yayımlanmazlar diye.Dinleyen kim? Şimdi iyi mı oldu? Bu işin RTÜK tarafı var,milli güvenlik işi var.Var da var.Bir şeyler biliyordukta  gönderme dedik.Kimbilir şimdi senin biletini kesmişler bile."
      "Abı ne dersen haklısın.Dinlemedim sizi.Bir büyüğüm olarak hiç saygısızlık yapmadım.Bu olay farklıydı.Göndermeseydim vicdan azabı çekerdim bir ömür boyu.Haberi izler izlemez İhsan Beyi aradım cevap vermedi.Biletimi kesmişler mı bilmem ama ben burdan kendime yer ayırtım.Buda istifa dilekçem.Ben bu olaydan sonra hayatta bu kanalda çalışamam Caver Abı."
      "Kafayı yemiş olmalısın.Nasıl istifa ediyorsun.Buna kattiyen izin vermem.Hani en çok sevdiğim meslekti?"
      "Hala da en çok sevdiğim meslek lakin bu olaydan sonra bu kanalda çalışmam imkansız.Abı lütfen engel olmaya kalkışma bu sefer çok ciddiyim.Sizi ikinci sefer kırmak istemiyorum."
      Çok ciddi olduğumu gören Cafer Abının yelkenleri düşmeye başladı sanki.Bir dakika sessizce yüzüme bakmadan öyle duraklandı.Sonra:
     "Peki ne yapacaksın?" Yol haritan ne?"
      "Tam emin olmamakla beraber.Bir müddet Şırnak'ta kalacağım sonra İstanbul'a döneceğim.Eğer başka kanallerde iş bulabilirsem mesleğime devam edeceğim.Olmasa da dünyanın sonu değil ya."
     "Anladim.Keşke istifa dilekçeni yazmasaydın!"
      "Abı yazdım ve şimdi yukarıda faxlayacağım ondan sonra elbiselerimi başka bir odaya alacağim."
      Cafer Abı ile tokalaştık.Sonra yukarıya çıktım istifamı gönderdim.
     Gelmemek için on gün önce istifa dilekçeyi vermeyi düşündüğüm il için istifamı hiç düşünmeden vermiştim.Kime anlatsan güler gider.Ama ben pişman değildim.Bu halka yapılanları yerinde gördüğüm zaman bu masum halk için canımdan da vazgeçebilirken,meslekten vazgeçmişim çok mu?
      Hemen o akşam yeni odama taşındım.Bir saat sonra muhabir arkadaşlardan  bir kaçı aradı.Gerçek mi diye sordular.Yayın yönetmeni İhsan Bey aramadı.Anlaşılan istifama memnun kalmıştı.
     Böylece çok sevdiğim mesleğimden vazgeçtim.Yeni hayatımda beni ne serüvenler bekler bilemem.
     O akşam yeni odamdan çıkmadım.Takip ettiğim sayfalarda bölge ile ilgili haberleri okuyordum.Gene o Cizre sayfasından Helbestvan'ın paylaşımlarını arıyordum.Baktım helbestvan bu sefer dicle nehrine sitemkar bir şekilde bir şiir yayımlanmış.Adeta dicle nehrine haykırıyordu.Herkesin bu halimize sessiz kalmalarını anladık.Sen neden sessiz kalıyorsun bu çilelere dercesine! Binlerce yıllık hukukumuz var. Senin sessiz kalmaman gerek dercesine.
     Zaten yaralı olan kalbime bir melhem arıyordum.Böyle durumlarda beni en çok rahatlatan şey şiir okumak. Okumaya başladım.

     Ey dicle!
     Nelere şahit oldun bu sessizliğinle?
     Ve gene sessizliğini bozmadın.
     Faqèye Tayran tembih etti diye mi sessiz kalıyorsun?
    Bunca acıya,bunca kedere,bunca katliama,bunca vahşette...
    Bu ne muazzam tembihmiş böyle!
    Bu ne büyük gırtlak sıkmakmış söyle?

    Ey dicle!
    Sıyır gırtlağını artık,
    Ve haykır dağa,taşa,toprağa...
   Sesin yansısın dünyanın dört bir tarafına.
  Artık sende sessiz kalma!
  Bunca acıya,bunca kadere,bunca vahşette...

  Ey dicle!
   Artık kan akmasın suyun.
  Artık barut kokmasın her yerin.
  Sana hayat  dolu baksın gözlerimiz.
  Artık umut ol bize,
  Ey sevgili sessizliğimiz!
  Ve kimse yazmasın:
  "Dicle suyu kan akıyor baksana"
  Herkes desin:
  "Dicle suyu gül kokuyor,hayat kokuyor,umut kokuyor,sevgi kokuyor" yazsana...
     Duygularımın şaha kalktıgı bir an olmuştu.Gözlerim hiç bu kadar dolmamıştı.Bir insan bu kadar mı duygulara hitap eder? İnsanlardan meddet bulmamış artık Dicle'de umut aramakta sanki.
       Faqèye Tayran kimdi neydi daha önce duymamıştım.Hemen internette araştırdım.Kürt şair ve masalcı,neden bu ismi aldığına dair bilgiye de sahip oldum:Rivayete göre kuşlarla konuştuğu için ona Faqèye Tayran demişler.Bir de dicle'nin hiç ses çıkartmaya o vesile olmuş.Her nehir şarıl şarıl akar.Kilometrece uzaktan sesleri geliyor.Dicle ise sessizce yoluna devam eder.Yanında bile sesini duymazsın o derece sessiz.İşte bu sessizliğe rivayette göre Faqèye Tayran sebep olmuş.
       Zamanında Dicle öyle bir ses çıkartıyormuş ki yerdeki, göklerdeki tüm canlılar rahatsız oluyormuş.Kuş dilini bilen Faqèye Tayran'a bir kuş seslenmış."Bu Dicle'ye bir çare bul o kadar ses çıkartıyor ki tüm mahlükat rahatsız.Hatta evrenin yaratıcı takdiri illah bile bu sesten rahatsız.Buna bir çare kuşların muazimi.(Faqèye Tayran" demiş kuş.
       Bunu duyar duymaz Faqèye Tayran hiç bir şey sormadan,etmeden direk Cizre'ye doğru yol almış ve tam Cizre'nın yukarısında Gabar vadisinde bir ayağını nehrin bir tarafına atmış diğer ayağını diğer tarafa atmış.Ve başlanmış seslenmeye:
Ava mazın,ava mazın mır mır neke,Ahlè xude adız neke.Lènex u ez pişya te naberdım  xeta pıjakè te here sırè wan ciya.(Dicle suyu,dicle suyu ses çıkartma.Takdiri ilahiyi rahatsız etme.Yoksa önündeki seti kaldırmam.Taki parçaların şu dağlara ulaşıncaya kadar) demiş.Dicle nehri buna sesiz kalmış.Fakèye Tayran o kadar Allah'ın sevilen kulu imiş ki.Ne hikmetse iki bacağının arasında bir damla su bile akmamış aşağıya doğru.Dicle nehri gelmiş öyle bir gelmiş birikmiş taki Gabarın,Cudinin en tepesini görünceye kadar.Bu duruma bütün canlıların rahatsız olduğu gören su Fakèye Tayran'ın isteğine boyun eğmek zorunda kalmış.Ve "ey Faķéye Tayran"demiş.Önümden çekil sana ahdım olsun kıyamette kadar hiç bir canlıyı rahatsız etmemek şartıyla sessizce akar giderim "demiş.Bunu duyan Faķéye Tayran akmasına izin vermiş.O gün bu gündür dicle sessiz.
       Güzel bir bilgi sahibi olmuştum. Ve duygularıma esir olduktan sonra sırtüstü tam bir saat tavandan gözlerimi ayırmadım.
        Artık işsiz bir mühabirdim.Ne yapacaktım tek başıma?Biraz biriktiğim param vardı.Onunla bu odada kalabildiğim kadar kalacaktım.Şu İsa dayının anlatacağı 92 olaylarını gözlerimin önüne getirdim bir film şeridi gibi.Yarın ilk işim Serhat'ı aramak olacaktı.Ondan sonra İsa dayı ile buluşup Şırnak'ın 92 olaylarını dinleyeceğim inşallah.Eminin 92 olayları bu hendek olaylarından daha beterdır.Çünkü basının ,iletişim bu kadar hızlı olduğu bu zamanda,bu kadar acımasız olaylar yaşanmışse,92 olaylarında daha da berbatı yaşatılmıştır.
     Bunlar hepsi tavan ile gözlerimin yansımasıydı.Kendime biraz geldikten sonra telefonda Serhat ismini aradım...

    Sizce Yasinin o kanalda habercilik hayatı bitti mi? Yoksa geri gelir mi?
Siz yasinin yerinde olsaydını istifa edermıydınız?
Vota ve gerçek eleştirilerinizi esirgemeseniz memnun kalırım.
  
     
        
    

GÜNEŞ DOĞUDAN DOĞAR; AMA BİZİ ES GEÇER!Where stories live. Discover now