5

93 50 16
                                    

" İşte bu hayatımın sadece bazı kesitleri.Daha ne olaylar duydum onları anlatsam insanın aklı havada kalır. Ama anlatmayı tercih etmiyorum. Çünkü bire bir yaşamadığım hadiseleri anlatmak istemiyorum hocam."

"Vay be bu anlattıklarını yazmalıyım. Mutlaka insanlar bu yaşanları okumalı."
"Muhakak insanlar bir şekilde okuyacak bu yaşadıklarımızı.Hocam ben anlatım artık yazarsanız veya yazmasınız o size kalmış.Ha daha on gün önce başımda geçen bir olayı anlatmayı unutum.İstersen onu da anlatayım."
Tabii ki anlat.Ama önce bir kaçak çay bir de sigara içelim.Tam bir saattır soluksuz sizi dinliyorum.Bir nefes alalım sonra başlarsın.Ama kısa bir hadiseyse anlat.Yoksa bu anlatığın kadar uzun olursa başka gün ancak dinlerim çünkü zamanım kalmadı.Otele geçmem lazım birazdan."
"Tamam hocam"dedi.O esnada kaçak çayımız geldi.Çaylarımızı içerken etrafıma baktım.Saçın altı tıklım tıklım olmuş.Çay içenleri dersin,kahvaltı yapanları dersin,sigara içenleri dersin...Her şeye rağmen yaşamaya direnen ve hayatı kendilerce en keyfli şekilde yaşamak isteyen simalar gördüm karşımda.En çokta hiç bir şey yokmuş gibi yaşamalarını sevdim bu şehrin.Biraz gözlem ve değerlemelerden sonra Serhat'a döndüm.Bana bakarak.
" Anlatacağım olay geçen hafta televizyonlar da verdi hocam.Bilmem haberiniz oldu veya olmadı.Geçen hafta Şırnak'ta mayın patlaması sonucu iki polis yaralandı diye haber düştü ya.İşte o olay evimize çok yakın bir yerde oldu.Daha yatsı ezanı okumamış.Bizim lojmanlara komşu lojmanlarda bir arkadaşım kalıyor.Burada kahveler diğer iş yerleri gibi daha akşam olmadan kapatıldıkları için biz de bazı geceler arkadaşlarla 101 oynuyoruz.O akşamda hemen bitişiğimizde olan o arkadaşın evinde bir kaç arkadaşla birlikte 101 oynuyorduk ki ani bir patlama oldu.Öyle şiddetliydi ki binalar salandı.Camlar kırıldı.Akabinde hemen ağir silah sesleri geldi.Hemen sosyal medyaya baktı arkadaşlar.Şırnak'ta herkes bize çok yakında oldu diye yazıyordu. O derece şiddetliydi.Ama bize yakın olduğu aşikardı.Ben hemen koridora koştum ve evi aradım.Çocuklar öyle bir ağlıyorlardı öyle bir bağrışıyorlardı kendime lanet getirdim.Neden okey oynamak için onları yalnız bırakmıştım diye kendime hem kızıyordum.Hem de kurşunlardan korumak için bir o yana bir bu yana atlıyordum.Sanki her an eve isabet edecekti kurşunlar.Hepimiz o korkuyla sürekli yer değiştırdık.O kurşun sesleri arasında birden kendimi kapıda gördüm.Tam ayakkabımı giyecektim.Bir arkadaşım kolumdan tutuğu gibi içeri attı."Nereye gidiyorsun?Canına mı susadın bu çatışma anında nereye çıkacaksın? Çıktığın anda kurşunu yersin "dedi."
Bırak beni gideceğim kurşunu yesem bile gideceğim bırak Allah için bırak"diye bağırdım.Ama bırakmadılar beni o anda.Kendimi öyle bir suçlu hissetim ki belki beni öldürseler daha iyiydi benim için.Çocuklar korku içinde ağlaşırken ben yanlarında değildim.
Tam on beş dakika aralıksız çatışma oldu.Allahtan kapıcının çocukları bizim eve gitmişlerdi çatışmadan önce.Onlarda orada kalmışlar.Çocuklarıma nazaran daha büyüktüler onun için çocuklarım bir az olsa da onun için fazla korkmadılar yoksa korkudan dillerini yutacaklardı.
Daha tam silah sesleri dinmeden dış kapıya çıktım.Etrafı kolaçan yaptıktan sonra son hızla hemen bitişiğimizde olan binamıza koştum.Koşarken bir yandan da şimdi ensemde kurşunun sıcaklığını hisseteceğim diye içimden geçiriyordum .O korkuyla binanın kapısına girdim.Bir saniye içinde üçüncü kattaki daireye buldum kendimi.Hanım "Kim o " diye korku içinde sordu.Sesimi tanır tanımaz hemen kapıyı açtı.İçeri girdiğimde bizim çocuklar ve kapıcının çocukları hep birlikte bir köşede yorganların altında korkuyla ağlıyorlardı.Bu duyguyu ancak yaşayan anlar ne kadar zor bir durum olduğunu.Onları yalan dolanlarla sakinleştikten sonra.Bu sefer hanım çıkıştı bana."Neden geldin .Neden bir şey düşünmüyorsun.Allah etmesin vurulsaydın ben ne yapardım bunlara tek başıma" diye sitem etti haklı olarak.
Yarım saat sonra silah sesleri iyice sustuktan sonra olayı öğrendık.Bizim lojmanlarından altı yüz metre uzaklıkta bir kilo mayın patlatmışlardı.Aynı zamanda hem askeri lojmanlarına saldırmışlardı hem de polis lojmanlarına.Sonra iki polisin yaranladığı öğrendik.Bizim lojmanlar ise o lojmanların arasındaydılar."Allah bu seferde bizi korudu"dedik kendi kendimize.
Sabah olduğunda olayın olduğu yere gittik .Tam bir metre derinlik olmuştu.Yakın binalarda cam kalmamişti.Bazıların kapıları bile kırılmıştı.Hocam bu olayı ben bizzat on gün önce yaşadım."
" Ne diyebilirim ki ? Burada yaşananlar ve anlatılanlar çok farklı.Ama emin ol ben ne görsem ve yaşasam aynı şekilde haber yapacağım"dedim.Saattıma baktığımda çok geç olduğunu gördüm .Hemen mushade istedim.Gene atladım bir taksiye hemen oteldeydim.Hemen odaya çıktım baktım Cafer Abı hala mışıl mışıl uyuyordu.Anlaşılan dün gece çok geç dönmüş ve uyumuştu .Yoksa saat dokuz buçuka kadar kalmazdı hiç bir zaman.Allahtan uyanmamıştı yoksa bu sefer çok kızardı bana. Uyandırmadım.Kahvaltımı yaptıktan sonra uyandıracaktım...

Vota ve yorumlarınızı eksik etmeyin...
okuyan gözleriniz dert görmesin.

GÜNEŞ DOĞUDAN DOĞAR; AMA BİZİ ES GEÇER!Where stories live. Discover now