4

121 55 72
                                    

      Sabah aynı saatte meydandaydım. İçime bir kurt düşmüştü bir kere.Baktım Serhat aynı masada kaçak çayıyla otlu peynirle kahvaltı yapıyor.

"Selamu aleyküm "dedim.

"Aleyküm selam hoş geldin hocam.Nasılsın bu gün?"

" Nasıl olayım? Gizemli bir adaya düşmüş o gizemleri çözmeye çalışan bir gezgin gibiyim. Dünden beri anlatılarını düşünüyorum. Bazen inanmak istemiyordum. Gerçekten anlattıkların doğru mu diye. Bu anlatılanlar benim ülkemde yaşandı da ve haberim yok diye sitem ettim kendime. Buraya geldikten beri kendimi sorgulamaya başladım. "

"Hocam başta anlattığım gibi bu sadece başımdan geçenler. Siz daha neler duyacaksınız? Allah etmesin belki de yaşayacaksınız.Burada haksızlık saf boyu, ölüm ise şah damarından daha yakın insana."

" Gerçekten de öyle gözüküyor. Neyse dünden kalan hikayeni devam et." dedim.Ve kaldığı yerden devam etti.

"Bir gün gene sabah erkende bizi cami avlusunda topladılar .Erkekleri bir tarafa bayanları bir tarafa aldılar.Bir ara ablamın iki korucuyla tartıştığını gördüm yanına hemen koştum.Bir baktım o köy korucusu ablama küfür etti.Tabii ablamda aynı şekilde cevap verdi.Bağışlayın ama bu kelimeyi kullanmaktan çekinmeyeceğim o şerefsiz korucu ablama ha bire küfür ediyordu. Sonra kollundan çekip bayanların arasından çıkartmaya çalıştığı anda.O küçük yüreğimle yerde aldığım taşı o şerefsize fırladım ve tam ensesine isabet etti.Hemen ablamı bırakıp bana baktı ve beni kovaladı, yakaladı. Öyle bir dövüyordu beni ama hiç acımıyordu canım. Çünkü ablama yaptığı küfürler bu dayaktan daha çok canımı acıtıyordu.En son bir asker geldi onu üzerimden çekti ve yerine gönderdi.Ama hiç ona kızmadı, çocuktur niye dövüyorsun demedi.Sonra da iki ablamı bayanlardan ayrı bir taşın üzerinde bekletirdiler saatlerce.

Aynı gün babamı da köyde arama için korucular kendileriyle birlikte götürmüşlerdi. Akşam askerler köyü terk edince ve evlerimize gittiğimizde babamın bıyıklarını kestiğini gördüm.1994-1995 yıllarıydı ve ben dokuz, on yaşlarındaydım, ilk defa babamın bıyıklarını kestiğini gördüm on yıllık hayatımda. Babamın bıyıkları öyle gördü ve kalınlardı ki hiç bir el kuvveti bir tane kılı çekmeye gücü yetmez diye düşünürdüm hep.''Baba bıyıklarını neden kestin diye? ''sorduğumda cevap bile vermedi.Sadece gözünden iki damla göz yaşı süzüldü o kadar. İkinci defa o otoriter ve sert bakışlı babamın gözünde yaşların süzüldüğünü görüyordum.Yıllar önce iki köyün kan davası olaylarında askerler neden müdahale etmiyor diye sorduğumda ilk defa orada ağladığını görmüştüm ve ikinci defa bu gün bıyıklarıyla ilgili sorduğum sorudan sonra gördüm. Aynı o gün gibi gene anladım ki bazı şeylerin ters gittiğini.

Sonra anneme sorduğumda köy korucuların babamı bir ağırda PKK'lılara ait sığınakları göstermediği için bıyıklarını tek tek elleriyle çektiklerini ve işkence ettiklerini öğrendim. Tabii bu işkenceden sonra babam millet görmesin diye hemen bir eve dalıp bıyıklarını kökten kesmiş.Kim bilir o gün babama o şerefsizler ne yapmışlardı? Hiç bir zaman bize anlatmadı doğru dürüst. Belki bir tane tel bıyık kalıncaya kadar çekmişler. Belki de daha çok farklı şeyler de etmişlerdi, ama hiç bir zaman çocuklarına anlatmadı...

O senelerde bu benim bire bir şahit olduğum olaylardı ve ailemin başına gelmişti bunlar. Kim bilir diğer binlerce ailenin başına neler gelmişti bilemiyorduk.Bizim köy doğuda, bir denizde bir nokta misalli,bunları biz yaşadık. Diğer binlerce köy ve şehirlerde neler yaşandı Allah bilir.

Kaç sene böyle geçti bilmiyorum. Tek bildiğim ana yoldan üç kilometre uzaklıktaki köyümüzü panzerler tarafından ateş altına alındığı hem de ağır silahlarla. Bir yaz günü çok iyi hatırlıyorum ana yoldan uçaksavarlarla köyü taradılar.Evimiz çukurda olduğu için diğerlere göre daha şanslıydık tabii ki,ama yazın damda yattığımız için hemen damdan fırlayarak o yaz sıcaklığını evden geçirdik. Sabah olunca bir çok evin duvarlarına uçaksavar mermileri isabet etmişlerdi.Allahtan kimseye bir zarar gelmemişti.

GÜNEŞ DOĞUDAN DOĞAR; AMA BİZİ ES GEÇER!Where stories live. Discover now