13. 🕸

498 48 4
                                    

Wade gözlerini açtığında çoktan uyanmış ve kendisini izleyen bir Peter buldu. Bir süre o da yanında ki adamı izlesede acıkarak yataktan kalktı.
"Kahvaltı yapalım mı?"
"Tost yapar mısın?"
"Tabi beraber tost yapabiliriz."
"Tost yapmayı bilmiyorum Wade."
Wade şok içinde Peter'a baktı.
"Bir insan nasıl tost yapamaz? Sadece ekmeğin arasına bir şeyler koyuyorsun."
Peter omuz silkip yüzünü astı her şeyi yapabilmek zorunda değildi sonuçta, beceremediği şeylerde vardı. Yatakta doğrulup bir süre Wade'in kendisini izleyen gözlerine baktı. Saniyeler sonra sırtı tekrar yatağa deymişti.
"Kalkamıyorum Wade, olmuyor."
"Bir bebekle beraberim sanırım. Mutfağa gidiyorum kalkabilince gel."
Wade dolaptan tost için birkaç malzeme alırken odasından bir gürültü geldi. Panik içinde elindekileri tezgaha atıp odasına koştu. Peter yerde kafasını tutarken sağ ayağı yatağın üstündeydi.
"Bebeğim iyi misin?"
Peter gerçek bir bebek gibi kollarını uzatırken dudağını sarkıttı.
"Kalkamayınca kendimi yataktan atayımda geleyim dedim ama çok sert düştüm."
Wade, Peter'ı kollarından tutup kaldırırken bacağına elini sürttü.
"Acıyor mu bir yerin."
Peter bacağındaki eli çekerken başını olumsuzca salladı.
"İyiyim acımıyor."
Wade, Peter'ı omzundan sertçe itekledi.
"O zaman kalk git bana tost yap. Çıkardım malzemeleri."
Peter tişörtünün ucuyla oynarken oflayarak mutfağa girdi.
Wade oturma alanında ki kanepeye uzandığında mutfaktaki erkek arkadaşının sesini duyabiliyordu.
"Sevgili değil köle arıyormuş bu, köle!"
  Yaklaşık kırk beş dakika sonra Wade dayanamayarak mutfağa girdi. Peter sonunda hazırlayabildiğine inandığı tostları tabaklara koyuyordu. Portakal suyunuda doldurduğunda arkasını dönüp kendini izleyen Wade'e baktı.
"Al ye!"
Wade kıkırdayıp sinirden kızarmış sevgilisinin alnını öptü.
"Teşekkür ederim bebeğim."
Peter'ın elindeki tabakları alıp masaya oturdu. Tabağındaki tostu alıp ısrdığında Wade'in tavşan dişleri tostu zar zor kesmişti. Diş etleri acırken Wade ağzını açıp tost parçasının düşmesini sağladı. Tabaktan tak sesi geldiğinde Wade ve Peter birbirine baktı.
"Olmamış değil mi?"
"Çok lezzetli bebeğim."
Wade elindeki tostu portakal suyuna batırıp ısırdığında en azından yumuşamıştı.

  Wade tostunu bitirdiğinde resmen içine düştüğü bardaktan kafasını kaldırıp Peter'a baktı.
"Ne yapacağız şimdi?"
"Neyi ne yapacağız Wade?"
"Gün boyu ne yapacağız normal sevgililer ne yapıyor?"
"Bilmem tek başınayken ne yapıyorsun?"
"Ben Deadpool'um biliyorsun değil mi? Ah birde bazen muhtemelen dinlemek istemeyeceğin bazı şeyler."
Peter cevap vermemeyi tercih ederken yüzünü buruşturdu.
"Yoksa dinlemek ister misin?"
Peter tabakta ki tostunu sağa sola ittirirken ne yapabileceklerini düşünüyordu. Dakikalar sonra bileğinde ki saat titremeye başladığında Wade'e sessiz olmasını işaret ederek gelen çağrıyı cevapladı.
"Direktör Furry, merhaba."
"Kaptan Amerika Doğa tarihi müzesine saldırıyor."
Peter cümlenin devamını duymaya gerek duymadan konuştu.
"Bir bildiği vardır."
"Ekibini al üsse kaptan ile dönmenizi istiyorum."
Bağlantı kesilip Furry'nin yüzü kaybolduğunda Peter üzülerek Wade baktı.
"Üzgünüm ama gitmem gerek."
[~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~]
Kısa olsun geç olmasın 💁🏻‍♀️
~BS

Spidey? Pool? Where stories live. Discover now