12. 🕸

552 52 4
                                    

Peter sert yatakta gözlerini açtığında aklına dolan anılar ile yumuşak yastığa kendini iyice bastırdı. Yastığın içine eriyip akmak istiyordu ama kendine gelip laflarının arkasında durmayada ihtiyacı vardı. Yatakta yan döndüğünde tavanı izleyen Wade'i gördü. Kolunu uzatıp sarılmaya çalıştı ama Wade kendine doğru gelen kolu görünce yataktan kalkmıştı.
"Aç mısın?"
Adamın buz gibi sesini duyduğunda üstündeki örtüyü kulaklarına kadar çekti.
"Danny'de yemek vardır zaten orada yeriz. Zahmet etme boşuna."
"Tamam o zaman istersen dolabımdan kıyafet alabilirsin üstüne olur mu bilmiyorum ama."
Peter kulağına dolan robotik ve soğuk sesden kaçamıyordu örtü hiç bir işe yaramamıştı.
"Sen bir şeyler versene."
"On sekiz yaşında kocaman bir adamsın Peter kendine kıyafet seçebilirsin. Hızlı ol bekliyorum."
Neydi bu kaçan kovalanır mı? Peter anlam veremiyordu. Üstünde ki gömleği çıkarıp dolabı açtı. Wade'in pantolonlarını giyemezdi kendi siyah dar kotu ile idare etmek zorundaydı ama bir tişört alabilirdi. Dolaba iyice baktığında bulmayı asla beklemediği hawaii tarzı bir gömlek buldu. Siyah üstüne pembe çiçekli gömleği Wade'in üstünde hayal ettiğinde kahkasına engel olmamıştı. Kapı açıldığında Peter gülmeye devam ediyordu.
"Komik olan ve beni bu kadar bekletmene neden olan şey ne?"
"Gömleğin."
Wade gömleği süzüp omuz silkti gözlerini kaçırırken soğukça konuşmaya devam ediyordu.
"İnsanların farklı zevkleri olabilir. Seni ilgilendirmez."
Peter umursamayarak Wade yaklaştı parmak ucuna kalkıp yetişebildiği yere yani Wade'in çene kemiğine bir öpücük bıraktı.
"Bebeğim ne bu gerginlik anlamıyorum ama hadi çıkalım."
Wade istemsizce gülümserken önünde en sevdiği gömleği ile yürüyen adamı izledi.

Danny'nin evinin garajına arabayı bırakıp kahkaha seslerine doğru ilerlediler. İçeride ki ekip çok eğleniyor olmalıydı. Koltuklara yayılmış kalabalık arkadaş grubunu gördü Peter. Sam, Ava, Luke, Danny, Harry, MJ ve Ned hepsi bir aradaydı belki buraya gelmek kötü bir fikirdi. Umarım Wade uyum sağlayabilirdi. Danny içeri giren arkadaşını görünce kocaman gülümsedi ve kollarını iki yana açtı en azından Peter tepkileri kendine sanmıştı. Danny, Wade sıkıca sarıldığında kimse anlam vermemişti.
"O gün... Odanı bana açtığın için teşekkürler."
Wade üstüne yapışık kolları çekerek sarışın çocuğun saçlarını karıştırdı.
"Sorun değil sevimli çocuk."
Kızarmaya başlayan Danny ile Peter boğazını temizleyip dikkati kendine çekti.
"Oturalım mı artık?"
Herkes tekrar koltuklara geçerken Wade yere oturarak başını Peter'ın kanepeden sarkan bacaklarının üstüne yerleştirdi.
"Zengin olduğunu bilmiyordum Danny."
Peter bacağının üstünde hareket eden çene ile kafasını Danny'e çevirdi. Neden özellikle Danny ile konuşmaya çalışıyor gibi hissediyordu şimdide kendisinden sıkılmış ve Danny ile flört etmeye mi karar vermişti.
"Adım Danny Rand."
Danny cevabı uzun bir yoldan verdiğinde Peter'ın kaşları iyice çatıldı. Daha çok mu diyalog kurmaya çalışıyordu o?
"Rand endüstrileri mi?"
Danny gülümseyerek onayladığında Wade konu ile gerçekten ilgileniyor gibi konuşmaya devam etti.
"Ah güzel bir aileye sahip olmalısın..."
"Aslında bir ailem yok."
Danny'nin sesi durgunlaştığında Peter sohbete müdahale etmeye karar verdi ama Wade susmamak üzerine programlanmış gibiydi.
"Üzgünüm senin için zor olmalı. Yine de güzel yanından bakarsan. Daha kaç yaşındasın ve milyon dolarlık bir şirketin var. Çok havalı ve kızları çekiyor olmalı."
Danny tüm kötü havadan anında sıyrılarak hoş bi kahkaha attı.
"On dokuz yaşındayım ve haklısın herkesi çekiyor."
Danny çapkın bir şekilde göz kırptığında ve Wade kıkırdadığında Peter kendine hakim olmayarak şok içinde bağırdı.
"Tanrım neler oluyor burada?"
Wade kafasını kaldırıp hiç anlamamış gibi davranarak Peter'a sahte bir endişe ile baktı.
"Sorun ne? Arkadaş edinmeye çalışıyorum."
Peter alaylı bir hıh sesi çıkardı. Tüm cümlelerini yutarak Wade'in kafasına bastırdı ve onu tekrar dizine yatırdı.
"Hangi sıfat ile burada bulunuyorsun Wilson?"
Harry'nin sadece sevmediği insanlara karşı kullandığı tıslamayla karışık soğuk sesiyle ortamda derin bir iç çekme sesi duyuldu. Gerilim hiç azalmayacaktı sanırım.
"Gıcık mısın sen?"
Wade'in neşe dolu sesi Peter hariç herkesi rahatlatmıştı. Peter içinse tehlike demekti. Wade tekrar konuşmak için ağzını araladığında Peter'ın parmakları dudaklarını kapattı.
"Biz en iyisi gidelim."
Peter ayaklandığında Wade'i kolundan tutup kaldırmıştı. Kavga çıksın istemiyordu en iyisi gitmekti.
"Sana buğdaylı kek yapmıştım ama Peter."
Peter gülerek Sam'e baktı arkadaşı nerede ne konuşacağını pek kestiremiyordu.
"Gelmene gerek yok Peter, kendim giderim."
"Sonra yerim. Teşekkürler Sam."
Peter elini ortadaki masada duran keklere atıp elini doldurdu. Kendi elindekiler ile yetinemicene karar verip biraz da Wade uzattı. Ardından Wade'i itekleyerek evden çıktı. Arkadaşları ile vedalaşma gereği duymamıştı çünkü sinirliydi.
Wade sessizce arabayı sürerken Peter kekini yan koltuğunda kekini yiyordu. "Arkadaşların ile kalmalıydın."
Peter tek kelime etmeden kekini yemeye devam etti. Şuan emniyet kemeri ile boğarak önce Wade'i sonra kendini öldürmek istiyordu.
Araba durur durmaz Peter kapıya ilerleyip Wade'in kapıyı açmasını bekledi. Kapı açılır açılmaz mutfağa girip kekleri bıraktı. Derin bir nefes alıp yüzünü yıkadı.
Wade'in odasına girdiğinde yatağa uzanmış tavanı izleyen bir adam gördü. Sıkıntıyla nefes alıp üstündekileri çıkardı. Camdan esen hava ile titrediğinde dolaba yönelip ince uzun kollu bir tişört aldı. Üstüne biraz bolda olsa uyumak için gayet uygundu.
Yatağa girerken uzanıp Wade'in çıplak omzunu öptü. Uzanıp tavanı izlemeye başladığında yaşadığı günü anlamlandırmaya çalıştı.
"Bugün neden böyle davrandığını anlayamıyorum Wade."
"Neden beni sevmiyorken beni sevdiğini söylüyorsun anlamıyorum Peter."
"Seni seviyorum Wade. Ne kadar seviyorum bilmiyorum ama seviyorum. Sadece senin kadar hızlı fark edemedim hepsi bu."
İki adamda tavanı izlemeye devam ediyordu.
"Birilerinin beni sevmesine alışık değilim Peter."
"Seni sevdiğimi ve birgün kabulleneceğimi söyledin Wade beklediğinden erken mi kabullendim neden böyle davranıyorsun bilmiyorum ama sorun sevgiye olan yabancılığın ise seni sevilmeye alıştırabilirim."
"Benim birgünüm diğer günümü tutmuyor Peter ya yarın seni sevmezsem?"
"Dünden önceki gün beni seviyordun dünde seviyordun bugün sırf huzur kaçırmak için saçmalasanda yine seviyorsun yarın sevmezsen sorun değil sonra ki gün yine seversin."
Wade kıkırdayarak bakışlarını tavandan Peter'a çevirdi. Yanında ki adama sokulup başını omzuna koydu.
"Gün boyu pislik gibi davrandığım için özür dilerim."
Peter boynundan aşağı kayan ılık gözyaşı ile kumral adamın saçlarını öptü.
"Kimler tarafından nasıl yaralandın bilmiyorum Wade ama tüm sorumluluğu bana yıkmayıp yardım edersen yaralarını kapatabiliriz."
"Ah mesela şu ilk gün bahsettiğim Death ve belalı aşığı Thanosu hatırlıyor musun?"
"Belalı bir aşığım yok."
"Üzülme tatlım ben varım."
Wade uzanıp Peter'ın gülümseyen dudaklarını öpüp tekrar omzuna uzandı.
"Güzel rüyalar bebeğim."
[~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~]
Keko bir bölüm oldu gibi ama olsun. Evet karakterler olması gerektiği kişiliğinde değil ama olsun. Kendi kendime tartışmam bitmiştir. 👋🏾
~BS

Spidey? Pool? Where stories live. Discover now