7. 🕸

704 62 15
                                    

Peter dakikalardır Flash'ın konuşmasını bekliyordu Wade iyice gevşemiş uyumak üzereydi.
"Flash artık konuş lütfen. Senin gibi birini bu kadar ne zorluyor olabilir ki?"
"Senin spiderman olduğunu biliyorum..."
Wade hızla gözlerini açıp doğruldu. Flash ve Peter arasında mekik dokurken Peter'ın yüzündeki endişeyi okuyabiliyordu. Wade sakin bir şekilde yanında ki masanın altına sabitlediği silahına uzandı. Silahı kavrayamadan Flash'dan uzanan siyah uzun yapışkan madde Wade'in bileğine dolanıp bileğini ters çevirdi. Wade ani bir refleksle yaslandığı koltuğun iskeletinin içine sabitlediği fırlatma bıçağını çekip aldı indirdiği güçlü darbe ile Flash ve siyah maddenin bağını kopardı. Bileğine bağlı siyah parça yere düşerken Flash ile yeniden bağlantı kurarak Wade için yeniden harekete geçti.
"Dur artık! Onlar zararsız."
Flash'ın bağırması ile siyah madde vücuduna çekilip sanki hiç yokmuş gibi oldu. Olay o kadar kısa ve hızlı saniyeler içinde gerçekleşmişti ki Peter'ın örümcek hisleri kafasının içinde çınlıyamamıştı bile.
"Senin spiderman olduğunu biliyorum, ehem bende Venomum."
Peter'ın dili tutulmuştu sanırım beynide tutulmuştu çünkü düşünmenin yanından bile geçmiyordu. Wade onu dirseği ile dürttüğünde Peter gözlerini ela gözlere dikti gözünde ki endişe ve şaşkınlık ve ruhundan yayılan panik dalgaları tüm odayı kalıyordu.
"Seninle konuşmayı beni bir tehdit olarak algılaman için istemedim Peter. Sana veya bir başkasına zarar vermek istemiyorum."
Peter umursamadan merak ettiği sorulara yöneldi. Konuyu bilseydi asla Wade'in öğrenmesini istemezdi ve Flash'ı buraya getirmezdi .
"Ne zamandır?"
"Bir yılı geçti."
"Onu nasıl kontrol ediyorsun?"
"Venom'un olayı zihnini ele geçirmek. Zihnimi aşırı karmaşık tutmam gerekiyor bunun için her anının her dakikasını zihnimin farklı bir köşesine koyuyorum. Tek anı milyonlarca kapı." Bu Flash'ın çoğu anısını hatırlamadığı yada küçük kesitler anımsadığı anlamına geliyordu. Hayat onun için epey zorlaşmış olmalıydı.
"Flash sen pek iyi biri sayılmazsın..."
"Lise için kötü biriyim ama olay tüm dünyayı ilgilendiriyor. Venom ile birleşen insan iyi yada çok güçsüz birisi olmazsa onunla baş edemezsiniz Peter." Peter kafasından çıkan dumanlarının yanındaki adamlar tarafından görüldüğünden emindi.
"Venom'un senin hücrelerinden elde edildiğini biliyorsun değil mi?"
Peter rahatsızca kıpırdanıp keyifsizce Wade baktı.
"Bana hiç öyle bakma Peter. Sizi özel konunuzu konuşmanız için yalnız bırakamam o siyah şey sana saldırabilir."
"Evet benim hücrelerimden elde edildiğini biliyorum."
"Sadece senin değil aynı zamanda bir uzaylınınki dahil edilmiş. Gezegeni bilmiyorum ırkı hakkında konuşmaya hevesli değil. Çiğ et seviyor ve uyum sağlayamadığı bir bedenle birleşince dakikalar içinde ikiside ölüyor."
Flash susmuştu ama Peter'ın şok üstüne yaşadığı şoklar düşünmesini baskılıyordu.
"Flash tüm bunları bana neden anlatıyorsun?"
"Eğer birgün kontrolü kaybedersem birinin bizi yok etmesi gerekiyor. Tanıdığım tek süper kahraman sensin."
"Seni öldürebileceğimi sanmıyorum Flash."
"Ama ben seni öldürebilirim Peter. Lütfen benim olduğum olay yerlerine gelme. Sen etrafta değilken Venom oldukça sakin ve yardıma hevesli. Ama sen varken seni öldürmekten başka bir şey düşünmüyor her şeyi zorlaştırıyorsun."
"Yardım ve Venom. Ne?"
"Ah birde seni maskeli veya maskesiz uzakta veya yakında fark etmeden tanıyıp biliyor."
"Yani spiderman olduğumu sana Venom söyledi?"
"Alakası yok çok daha önceden öğrendim. Hala kimsenin olmadığını düşündüğün ara sokaklarda üstünü değişiyor musun Peter?"
Wade dayanamayarak konuştu.
"Yada kimsenin olmadığını düşündüğün çatı katlarında?"
Peter öfkeyle soludu. Kollarını küçük bir çocuk gibi kendine sarması adamları biraz güldürmüştü.
Peter çalan telefonunu gözüyle ararken karşısındaki koltuğun yanındaki prizde buldu.
"Selam May!" Peter sesini elinden geldiğince neşeli tutmaya çalışmıştı.
"Merhaba tatlım. Sadece iş gezisi için bugün ayrıldığımı hatırlayıp hatırlamadığını kontrol etmek istedim."
"May tamamen unutmuşum. Hala evde misin?"
"Hayır tatlım evden çıkalı çok oldu."
"Ama anahtarım evin içinde."
"İstersen bir otelde veya Harry'de kal."
"Ayarlarım bir şeyler. Seni seviyorum May iyi yolculuklar."
Peter'ın günü gerçekten rezil ilerliyordu acaba Harry evde miydi?
"Ben artık gideyim."
Flash ayaklanıp kapıya ilerlediğinde Wade onun evinden çıktığına emin olmak için peşinden gitti.
"Memnun oldum Wade Wilson."
Wade ona adını söyleyip söylemdiğinden emin olamazken Flash gitmişti bile.
"Ben de gitmeliyim Wade."
"Halan zaten evde değilmiş. Bu saatte seni sokağa salmayacağım."
"Saçmalıyorsun ben spidermanim."
"İşte bu bela çekiyorsun demek. Sokaklar bu saatlerde zaten yeterince tehlikeli yarın sabah seni okuluna bırakırım o zaman arkadaşların ile görüşebilirsin."
Peter abartılı bir şekilde gözlerini devirdi.
"Tamam babacığım."
"Ah tekrar etsene."
Peter anlamsızca bakarken ima ettiği şeyi geçte olsa anlamıştı. Yüzünü buruşturup karşısındaki elalara alayla baktı.
"Bana pizza sözün var ben açım."

İki adam film eşliğinde pizzalarını bitirdiğinde Wade pizzası yarım kalmış ve uyuyan bir Peter gördü. Bu çocuk sürekli uyuyakalıyordu. Peter'ı kucağına alarak üst kata ilerledi.
"Yarım pizza nasıl bu kadar ağırlık yapıyor Peter?"
"Bilmiyorum ki."
"Sen uyanık mıydın?"
"Yürümek istemedim."
"Peter benden hoşlanıyorsun ve fırsat kolluyorsun."
Peterı yatağa bırakıp kendiside yatağın üstüne oturdu. Komidinde duran çerçeveye baktı eline alıp komidinin çekmecisine koydu. Peter'ı gördüğü mavi gözlüğü esmer kazıtılmış saçlı adam meraklandırmıştı.
"O kim?"
"Ajax"
"Sevgilin mi?"
"Kıskanma Peter sadece en yakın arkadaşım."
"Yakışıklı adammış."
Kıskanmadığını belli etmeye çalıştı Peter.
"Ben kadar değil."
Omuz silkerek yatağa iyice yerleşti.
"İyi geceler Wade."
"İyi geceler."
Wade kendi odasına geçmeden önce mutfağa uğrayıp kendine bir bardak ve viski şişesi aldı. Odasının kapısını ayağı ile kapatırken çoktan bardağı doldurmuştu. Ne yoğun bir gündü bu böyle?
[~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~]
Peter'ın dersine 1 saat kalmıştı ama o hala uyuyordu. Wade yatağın üstüne çıkıp uyuyan adama iyice yaklaştı. Çenesinin altına ıslak bir öpücük kondurdu.
"Biliyor musun Peter? Sabahları daha sevimli gözüküyorsun."
Wade o Danny denen adamı gerçekten sevmemişti. Hemde hiç.
Peter çenesinde ki yumuşaklık ve boğuk gelen seslerle uyanıp dibinde duran surata baktı.
"Ne?"
Wade tekrar Peter'ın çenesine yönelip yumuşakça öptü.
"Biliyor musun Peter? Sabahları daha sevimli gözüküyorsun."
Peter güldü ve zaten şiş olan gözleri tüm görüş açısını kapattı.
"Kimin kıskanç olduğu belli oldu."
Wade kıskanç biri değildi bir kere o asla kıskanmazdı. Az önce öptüğü yere yönelip sertçe ısırdı. Adam acı içinde inlediğinde yavaşça emip bıraktı. Peter'ın hala buruşuk olan suratını görünce üzülerek tekrar eğildi ve onu dili ile biraz rahatlatmaya çalıştı. Başını Peter'ın göğsüne bıraktığında öfke dolu "Aptal!" sesini duydu.
"10 dakika içinde kalkmazsan okula hazırlanmak için süren kalmayacak."
Peter göğsündeki kafayı itip belinin iki yanında yatağa tutunmuş ellerden kurtulmaya çalıştı.
"Daha 10 dakikan var Peter bir yerinin daha morarmasını istemiyorsan rahat dur ki yatabileyim."
[~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~]
~BS

Spidey? Pool? Where stories live. Discover now