SL-23

13.3K 921 108
                                    

A Great Big World-Say Something

Havaların iyice soğuduğu bir günde üstüme montumu giymiş, balkonda oturuyordum. Değişik bir şekilde etrafta ki sessizlik iyi hissettiriyordu. Annemler hala dönmediği için evde sessizlik hakimdi.

Kapalı havaya bakıp gülümsedim. Birazdan yağmur başlayacaktı ve bende doya doya toprak kokusunu içime çekecektim.

Yağmur yavaştan çiselemeye başlayınca balkonun parmaklıklarına ayaklarımı uzatıp gözlerimi kapattım. Toprak kokusu yavaş yavaş gelmeye başlarken yüzüme bir gülümseme yerleşti.

Omzuma dokunan elle korkuyla yerimde zıpladım ve arkamı döndüm.

"Kızım salak mısın içeri girsene!" Yaren'e kaşlarım çatılmış bir şekilde bakarken "Ne öyle hırsız gibi sessiz gelmeler!" dedim.

"İçeriye hadi!" Omuzlarımı silkip içeriye yöneldiğimde arkamdan balkon kapısını kapatmıştı.

Üstümde ki montumu çıkarıp koltuğa atarken dikkatle onu izliyordum.

"Dövmeyeceğim. Korkmana gerek yok." Gözlerini devirip kendini yanıma bıraktığında güldüm.

"Neyin var?" Dalgın bakışlarını bana çevirdi ve "Semihlerde bir sıkıntı var. Ama anlamadım." dedi.

Köşede ki montuma uzanıp cebinden telefonumu çıkardım. Ekranı açtığımda gözüm tarihe kaydı.

13 Kasım

Bugünün önemini hatırlamak için gözlerimi kıstığımda Yaren dikkatle beni izliyordu. Hatırladığım şeyle ani bir şekilde koltuktan kalkınca, Yaren de kalkmıştı.

"Ne oluyor Beste?" Köşeye attığım montumu üstüme giydikten sonra koşarak kapıya yöneldim. Ayakkabılarımı giyerken bakışlarımı Yaren'e çevirdim.

"Doruk.." Derin bir nefes alıp elimde ki telefonu cebime attım.

"Bugün yanında olacağıma dair kendime söz vermiştim. Benim gitmem lazım." Evden çıkıp asansöre binerken bir yandan da Semih'i arıyordum.

Telefonu açtığında apartmandan dışarı çıkıyordum.

"Doruk nerede?"

"Yanında kimseyi istemiyor." Yağmur hızlanmaya başlarken burnunu çektim.

"Semih nerede?"

"Adresini yolluyorum." Telefonu kapatıp mesajı beklerken kısa bir süre sonra adres gelmişti. Ana yola doğru koşarken yağmur şiddetini iyice artırmıştı.

Ana yola çıktığımda taksi durdurup adresi verdim. Taksi hareket ettiğinde elimle yüzümü sildim ve camdan yansımama baktım. Ne olursa olsun ona değer veriyordum. Bugün yanında olmam lazımdı.

Kimseyi istemiyorsa bile gerekirse kapısında oturup yalnız olmadığını hissettirecektim. Annesini ne kadar özlediğini biliyordum. Ela ablanın, annesinin yerini doldurmaya çalışmasından nasıl korktuğunu..

Yaşımız ne kadar 18 olsa da aslında hala annemize ihtiyacımız olan çocuklardık. Sadece büyüdüğümüzü iddia ediyorduk.

Taksi durduğunda parayı ödeyip indim. Yağmurun hızı azalsa da hala yağmaya devam ediyordu. Bakışlarımı etrafta gezdirdikten bir süre sonra ağaçların arasında ki küçük kulübeye baktım. Yavaş adımlarla kapıya doğru yürürken derin nefesler alıyordum.

Kapıya geldiğimde bir kaç kere vurdum. Beklerken bakışlarımı ayağıma indirmiştim. Kapı açıldığında ağır bir şekilde bakışlarımı kaldırdım. Karşımda gözleri kızarmış ve darmadağınık bir Doruk görmeyi beklemiyordum.

SAYKO LİSEWhere stories live. Discover now