Bölüm 35; aşık bir kıza kimse kafa tutamaz

Start from the beginning
                                    

Büyük Savaş son bulduğundan ve Kadim Göl Kurulu görev yapmaya başladıktan beri konsey ilk kez olağan üstü toplanacaktı. Kuzey Kralı'nın diğer krallıklara gönderdiği haber güvercinleri vardıkları yerlerde çok etkili olmuşlardı. Tüm kralların aynı statüde olduğu bilinse de Kuzey Kralı'nın böyle bir çağrısına olumsuz cevap verebilecek bir yönetim mevcut değildi. O hep kendini gözlerden uzak tutmaya çalışsa da herkes sarsılmaz bir şekilde onun en ufak ricasını emir telakki etmeye dünden razıydı.

Şimdi ise içinde Kuzey Kralı'nın oturduğu bir at arabasını dört nala takip ediyorlar, insanlığın içinde yaşamayı rüyalarında gördüğü Beyaz Diyar'a Kadim Göl Kurulu'nun olağanüstü toplanacak buluşmasına, kralları ve kurulu ikna etmeye gidiyorlardı. Daniel'in ağzından tükürükler saçarak ortaya döktüğü gerçeklerden sonra bunu böyle düşününce Evan'ın kalbi de hızla çarpmaya başlamıştı. "Haklısın!" diye haykırdı. Yüzünde hala en ufak bir duygusal değişim olmamış Lulu'nun aksine olayın heyecanına kendini kaptırmıştı. Daniel, onlara anlatırken içindeki aleve gaz dökmüş gibi olmuştu. Atının üzerinde zıplıyormuş gibi bir coşkuyla "Kesinlikle öyleyim aptal herif!! Bu başımıza gelen en muhteşem şeylerden birisi!!" diye bağırdı. İki arkadaş koşturup duran atlarının üzerlerinde birbirlerini çekiştirip duruyorlar, "acaba bu böyle midir?" ya da "şunu yapmamıza izin verirler mi ki?" gibi soruları birbirlerine soruyorlardı. Lulu, bir aksilik çıkıp da okunu ateşlemekten korktuğu için arbaletini sırtına takıp gittikçe gürültüyü artıran ikiliden uzaklaştı.

Yarım gün kadar daha yol aldıktan sonra üzerinde Kuzey Krallığı bayrağı dalgalanan bir binaya ulaştılar. Koyu kırmızı, tam ortasında turuncu bir güneşi barındıran bu bayrak Kuzey Krallığı'nın Beyaz Diyar'a giriş yapmadan önceki son toprak parçasını simgeliyordu. At arabasını süren askerin yaptığı bir işaretle yavaşladılar. Onların gelişini fark eden askerler de binadan dışarı çıkmaya başlamışlardı. At arabasının etrafı sarılmış, kapı açılıp kralın dışarı çıkmasıyla herkes dizi üzerine çöküp onu selamlamıştı. Atlarını oradaki askerlere bırakıp Kralın peşinden binaya doğru giriş yaptılar.

Binanın girişi kocaman bir salona açılıyordu. Kralın içeri adımını atmasıyla oranın yetkilisi olduğu düşünülen kişi yanında belirip diz çöktü. "Hoş geldiniz efendim!" diyen adam hızla ayağa kalkıp "Geçiş prosedürünü başlatalım mı istersiniz yoksa istirahat mi edeceksiniz?" diye sordu. Kral omzunun üzerinden herkesin içeri girdiğini kontrol ettikten sonra "Geçebiliriz." diye cevap verdi. Başıyla onaylayan adam içerideki diğer askerlere bir şeyler bağırmaya başladı. Evan ve diğerleri kendileri etraflarına kümelenen askerlere merakla bakıyorlardı. Evan tam karşısında dikilmiş ve kocaman bir tepsi tutan kişiyi bir süre süzdükten sonra "Buraya tam olarak ne koymam gerekiyor?" diye sordu. Adam gayet normal bir şeyi söylüyormuş gibi "Üzerindeki her şeyi." dedi. Evan garipsemiş bir şekilde bakarken aralarında volta atan sorumlu şahsiyet gür bir sesle "İlk seferi olanlar için açıklayayım; Beyaz Diyar'a diğer krallıklardan herhangi bir şey sokmak yasaktır. Birazdan soracağınızdan emin olduğum için şimdiden cevaplıyorum; Evet, silahlarınız ve zırhlarınız da dahil olmak üzere kıyafetlerinize kadar her şeyinizi burada bırakacaksınız." dedi. Hemen önlerinde bir grup insanın Kuzey Kralı'nın kıyafetlerini çıkartmaya başlamasıyla meselenin ciddiyeti konusunda bir şüpheleri kalmamıştı.

Evan belindeki çekici tepsiye koyarken kendini bir hayli garip hissetmişti. Aynı şey Daniel'in kılıcı ZÜMRÜT KESEN için de geçerliydi. Yume'nin büyü taşları, Lulu'nun palası ve arbaleti gitmiş, Chibi'nin yürümesine yardımcı olan değneği bile tepsi üzerindeki yerini almıştı. Sıra giysilere gelince başka bir asker elinde bir tepsiyle önlerinde belirdi. Evan üzerindekileri çıkartıp kendine uzatılan beyaz giysileri giydi. Kendi işi bittikten sonra arkadaşlarına bakışını kaydırınca hepsinin kendisi gibi beyazlara büründüğünü fark etti. Giysiler arasındaki tek fark omuzlarına çekilmiş büyük şeritlerin rengi gibi duruyordu. Etraflarını sarmış askerler dağılınca Evan krala baktı. Ona topuktan boyna kadar kıpkırmızı parlayan bir giysi giydirilmişti. Biraz düşününce bunun sebebini anlar gibi oldu. Sanırım Beyaz Diyar'da krallara kendi bayraklarının rengini taşıma hakları tanınıyordu. O an omuzlarındaki şeritlere tekrar baktı ve başka bir şeyi daha keşfetti. Kendi ve Lulu'nun şeridi yeşilken Amasia ve Chibi'de siyah birer çizgi vardı. Yume'de mavi Daniel'de ise kırmızı. Anlaşılan herkes kendi krallığının renginde şerit çekilmiş kıyafet giymek zorundaydı. Beyaz Diyar'ın gerçekten de garip kuralları vardı.

DEMİR BAĞLAR - SİS (tamamlandı)Where stories live. Discover now