Bölüm 36

4.4K 390 153
                                    

Kendime gelmeme ve temizlenmeme Nisan yardımcı olmuştu. Bana hala bozuk olduğunu biliyordum. Yine de herhangi bir yorumda bulunmamıştı. Omzumu sarmış, saçlarıma ve neredeyse her bir parçama bulaşmış kanları yıkamıştık. Üzerime uzun beyaz bir gecelik giydirmişti Nisan. İnce askıları vardı ve kumaşı oldukça yumuşaktı. Sanki...

"İpek." dedi birden. Kaşlarımı çattım.

"Böyle bir elbisem olduğunu hatırlamıyorum." dedim. Nisan omzunu silkti.

"Yok zaten. Ben onu yukardaki odalardan birinde buldum. Kimin olduğu konusunda en ufak bir fikrim yok. Yokluğunuzda evi keşfe çıkmak istedim de malum öfkemden yerimde duramıyordum."

Gözlerim dolmuştu. Onu geride bırakmamıza kızgın olduğu halde ben minnettardım. Ellerinden tuttum. "İyi ki gelmedin." diye fısıldadım. "Seni kaybetseydim..." devam edemeden hıçkırıklara boğuldum. Nisan hemen yumuşamıştı. Sevecen bir tavırla kucakladı beni.

"Onu kaybettim." diye ağladım arkadaşımın kollarında. "Benim yüzümden öldü."

"Sakin ol." diye mırıldandı. Ardından geri çekilerek ellerimden tuttu ve yere tam karşıma diz çöktü. "Kimden bahsediyorsun?"

"Alarik." diye hıçkırdım. "Onu kaybettim." dedim yeniden ve daha hızlı bir şekilde ağlamaya başladım. "Çok acı çekiyorum Nisan." İnleyişim arkadaşımı şaşırtmıştı. Sanki göğsümün üzerine bir kaya bağlanmıştı da, ben nefes aldıkça eziyordu yüreğimi.

"Sen aşıksın." dedi birden şokla. Bir an durdum. O an nefes almayı dahi unutmuştum. Aşk mı? Aşk neydi ki? Daha önce hiç yaşamadığım bir şeyi nasıl anlayabilirdim ki?

"Ha...hayır." diye kekeledim hemen gözlerimdeki yaşları elimin tersiyle silerken. "Sadece vicdan azabı çekiyorum." dedim hararetle. Çok mantıklı bir açıklamaydı bana göre ama Nisan halime gülüyordu.

"Sen hapı yutmuşsun kızım." Ardından içini çekti. "Anlamam lazımdı. Sürekli o didişmeler. Kötü çocuk imajı mı etkiledi seni? Seni öldürmek istemesi ne yazık!"

"Öldürmeyecekti." diye karşı çıktım hızla.

"Evet, evet. Senin kendini öldürmen gerekiyor biliyorum. Ama o kendini öldürmene yardımcı olacağı için dolaylı da olsa seni öldürmüş olacak."

"Hayır Nisan, anlamıyorsun." Derin bir nefes aldım. "Alarik, ölmeden de öteki aleme girip çıkabiliyormuş. Bunu yapabildiği tek zaman da helyak doğuşundaymış. Benimle oraya gelmek istemesinin nedeni geri dönmeme yardımcı olmakmış."

Bana inanmışa benzemiyordu. "Bunu sana o mu söyledi?"

"Hayır, Glìven söyledi. Helyak doğuşunu beklemesinin tek nedeni buymuş. Aslında o da ölmemi istemiyor."

Hala tam anlamıyla ikna olmamıştı. Yan yan beni süzdü. "Peki seni nasıl geri döndürmeyi başaracak?"

"Bilmiyorum henüz bunu onunla konuşamadım." Sonra durdum ve yeniden ağlamaya başladım. "Ve hiç konuşamayacağım çünkü o öldü."

Nisan'ın aklı iyice karışmıştı. Ona olan biteni en baştan anlattım. Sesini çıkarmadan dinledi beni. Yüzü dehşetten sararmıştı. Kısa bir an sessizce oturdu. Yüzündeki bir ifade bizimle gelmediği için şükrettiğini yansıtıyordu. Fakat konuştuğu zaman beni oldukça şaşırtan bir şey söylemişti.

ELDAWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu