1.0 HUZUR

148 14 3
                                    

YORUM YAPMAYI VE OY VERMEYİ UNUTMAYIN ARKADAŞLAR. SİZİN YORUMLARINIZ BENİM İÇİN ÖNEMLİ.♥️✨

Arabadan indikten sonra saçlarımı geriye doğru attım ve etrafıma baktım. Hava alanına gelmiştik. Sağ tarafıma doğru baktığımda Osman'ın bana arabada bahsettiği uçağı gördüm. Rize'ye Aziz Bey'in özel uçağı ile gidecektik. Uçak çok büyük değildi.

Karşıya doğru baktığımda bize doğru yaklaşan arabayı görmüştüm. Araba durduktan sonra Osman elimde ki çantayı aldı aniden. Ardından önümden geçerek uçağa doğru ilerledi. Hala bana öfkeliydi. Ama bu benim umurumda değildi.

Arabanın kapısı açılınca dikkatim dağılmıştı. İnen kişiyi görünce içim rahatladı. "Burada bekleyin." dedi Aziz Bey arkasında duran iki takım elbiseli, siyah güneş gözlüklü adamlara. Onun gelmesine sevinmiştim. Kafasını bana doğru çevirdi sakince. Beni görünce duraksadı. Tebessüm ettikten sonra bana doğru yürümeye başladı ve karşıma gelince durdu. "Eslem, nasılsın? Nasıl hissediyorsun?" dedi Aziz Bey gülümseyerek. Uçağa doğru çevirdim bakışlarımı. "Bilmiyorum. Garip hissediyorum. Hala durumu kabullenmekte zorluk çekiyorum." dedim ve tekrar Aziz Beye doğru çevirdim bakışlarımı.

Güldü ve o da uçağa bakıp tekrar bana baktı. "Heyecanlı mısın?" dedi kendine has karizmatik sesiyle. "Yani, heyecanlıyım sanırım. Daha çok, endişeliyim." dedim. "Normal. Daha önce uçağa binmedin belki de onan böyle hissediyorsundur." dedi ve tekrar gülümsedi. Bir anlığına birbirimize bakakaldık. Aziz Bey bana güven veriyordu. Onun da benimle gelmesini isterdim. "Eslem!" dedi Osman yüksek bir sesle. Osman'ın sesinin geldiği yöne doğru çevirdim kafamı. Uçağın yanında duran merdivenlerin basamaklarında durmuş beni bekliyordu. "Hadi yağmur başlamadan gidin siz." dedi Aziz Bey. "Peki, teşekkürler Aziz Bey." dedim ve tam gidecekken Aziz Bey'in elini uzattığını gördüm. Elini sıktım ve birbirimize gülümsedik.

Hızlı adımlarla uçağa doğru ilerledim ve merdivenleri çıktım. Rüzgar saçlarımı dağıtmıştı. İçeriye girerken kapıda beni güzel bir kadın karşıladı. Boynuna küçük kırmızı bir eşarp bağlamıştı. Beyaz gömleğini kırmızı renkteki eteğinin içine koymuş, sarı saçlarını ise tepede toplamıştı. "Hoş geldiniz efendim." dedi kadın sahte gülümsemesiyle. Başımla selam verdikten sonra içeriye doğru ilerledim. Uçağın içi dışarıdan göründüğü gibi küçük değildi. Geniş ve ferahtı. Koridorun sağ tarafında bir tane geniş koltuk vardı. Sol tarafta ise birbirine bakan iki geniş koltuk daha vardı. Hangisine oturmam gerektiğini sormak için arkama doğru döndüğüm sırada Osman'ın arkamda olmadığını gördüm. Sağ tarafımda duran koltuğun yanındaki cama doğru eğildim sakince. Osman Aziz Beyle konuşuyordu. "Hanımefendi, siz şöyle geçin, Osman Bey birazdan gelecek." dedi sarışın kadın. Kadına doğru döndüm ve gösterdiği o karşılıklı geniş koltuklara doğru ilerledim.

Oturduktan sonra koltuğun verdiği rahatlıkla gözlerimi kapattım ve arkama doğru yaslandım. Çok yorgun hissediyordum kendimi. Yavaş yavaş tükeniyordum sanki. "Kemerinizi takınız lütfen." dedi hostes. Gözlerimi açtım ve yaslandığım yerden doğruldum. Oturduğum yerin sağ ve sol taraflarına baktım ve ardından kemerin ucunu elime aldım. "Şey, rica etsem yardım edebilir misiniz?" dedim çekingen bir tavırla. "Tamam siz gidin. Ben hallederim." dedi arka tarafımdan gelen ses. Bu ses Osman'a aitti. Hostes ikiletmeden yanımdan ayrıldı. Hemen arkasından Osman yanıma geldi ve önüme doğru eğilip elimde tuttuğum kemerin ucunu aldı. Ardından sol tarafta ki yere doğru götürüp kemeri taktı. "Teşekkürler." dedim kısık bir sesle. Osman karşımda duran koltuğa oturdu ve hızla kemerini taktı. Yüzüme bile bakmıyordu. Her ne kadar umursamamaya çalışsam da bu hareketlerini, artık saçmalıyordu.

"Gidebiliriz." dedi Osman arkama doğru seslenerek. İşte şimdi heyecanlanmıştım. Keşke Abdullah'ta burada olsaydı. Kardeşimi gerçekten çok özlüyordum. Tek varlığım oydu. Ve onsuz geçen her günüm gittikçe daha da özlemimin artmasına sebep oluyordu.

KARA LİSTE-ÇETEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin