•21

18.1K 880 826
                                    

🌈

Yusuf'tan:

"Anne bak doğruyu söyle. Gerçekten yakışmış mı?"

Annem yanıma yaklaşıp yakamı düzeltti. Ardından saçıma şekil verip yanağıma öpücük bıraktı.

"Elbette güzel olmuşsun yavru kuşum. Ama ben anlayamıyorum. Neden Burak denen çocuğun evine takım elbise, çiçek ve çikolatayla gidiyorsun ki? Sadece bir akşam yemeği. Sence de abartmıyor musun?"

Gözlerimi devirerek, "Hayır anneciğim abartmıyorum. Bu akşam yemeği çok önemliymiş. Yani ondan böyle giydim ben. Neyse, geç kalmadan çıkayım. Sonra mazallah asansör falan bozulur yemeğe yetişemem." dedim ve çiçeğimi çikolatamı alıp evden çıktım.

Ben kayın pederime yakışır bir damat adayı olmalıydım. Bu yüzden de bugün kibarlıkta seviye atlayıp, gözüne girecektim. Heyecandan geberiyordum şuan. Umarım o kertenkele kılıklı amcası günü bozmazdı.

Derin bir nefes alıp kapıyı çaldım. Kapıyı Burak açtı. Önce bana gülerek baktı. Ardından kıyafetime sonra da çiçeğimle çikolatama baktı. Yüzü anında değişirken, "Bu ne lan? İstemeye gel beni demedim ki ben. Mal mısın sen?" dedi.

Oflayarak, "Ne var be? Hem sana ne? Ben babam için hazırlandım. Sana ne oluyor? Çekil şuradan." dedim ve Burak'ı iterek içeriye girdim.

Amcasıyla peder bey salonda oturmuş, bana bakıyorlardı. Ciddi bir ifade takınıp yanlarına gittim ve amcasıyla el sıkıştıktan sonra babasının elini öptüm.

"Merhaba, oğlum. Hoş geldin," diyerek karşıdaki koltuğu gösterdi. Çiçekleri teyzesine verdikten sonra koltuğa oturup etrafı izlemeye başladım. Emir babamla gözgöze gelmeye bile utanıyordum. Burak da yanıma oturup sakinleşmem için elini omzuma attı. Kibarca elini çekip ona baktığımda gözlerini devirerek yastığı kucağına koydu ve ipleriyle oynamaya başladı. Oy kıyamam sana, nasıl da küsüyor ama hemen.

Amcasıysa bana kötü kötü bakıyordu. Kudur orospu çocuğu demek isterdim ama saygısızlık etmemek lâzım şimdi.

Peder sessizliği bozarak, "Annen baban nasıl yavrum? Kısa vakitte onlarla da tanışmak isterim." dedi.

Boğazımı temizleyerek, "Annem çok iyi, teşekkürler. Babam da yurtdışında çalışıyor. Ben de tanışmanızı isterim efendim." dedim.

O sırada da teyzesi sofraya çağırdı hepimizi. Ayağa kalkıp önce babamın geçmesini bekledim. Ardından tam masaya doğru ilerleyecekken Polat denilen hıyar bana omuz atarak sandalyesini çekip oturdu. Ne bu? İlkokulda falanız da benim mi haberim yok?

Burak durumu farketmiş gibi yanıma oturdu ve masanın altından elimi tutarak sakinleşmemi bekledi. Elini okşayıp her şeyin yolunda olduğunu anlatmaya çalıştım.

Peder masayı gösterip, "Hadi yesenize. Abla gel sen de otur artık. Sabahtan beri ayaktasın," diyerek teyzeyi de masaya çağırdı. Burak'ın teyzesi amcasının yanına oturup servise başladı.

"Nasıl olmuş bakalım? Valla tek başına yapmadım ben bu kadar şeyi. Burak da yardım etti bana."

Anında herkes Burak'a döndü ve "Gerçekten mi? Sen yemek yapmasını biliyor muydun Burak ya?" diye sordum. Burak göz devirerek kafa salladı ve çatalını alarak sarmalardan bir kaçını tabağına koydu.

"Burak böyle de yeteneklidir işte. Elinden her iş gelir. Annesine az yardım etmedi," diyen amcası sırıttı ve yemeğine geri döndü. Gıcık.

"Yapıyoruz işte bir şeyler. Abartmayalım lütfen."

"Peki sen Yusuf? Senin iyi olduğun bir alan var mı?" Babasının sorusunu kafamla onaylayıp, "Evet efendim. Yüzmeye bayılırım. İyi de yüzerim bu arada." dedim ve börekten bir ısırık aldım.

"Güzel, çok güzel. İyi o zaman, çok konuşmayalım da yemeğimizi yiyelim."

🌈

"Ee Yusuf, eşcinsel olmaya ne zaman karar verdin?" Amcası eline kahveyi alıp tekli koltuğa oturdu. Ben ve Burak aynı koltuğa, babasıysa amcasının yanındaki tekliye oturdu. Teyzesiyse tatlıları getirmek için mutfağa geçti.

Amcasına dönüp, "Yalnız, eşcinsel olup olmamaya biz karar vermiyoruz. Ben hep böyleydim. Sadece kendime itiraf edemiyordum. Burak olmasa etmeyecektim de sanırım," diyerek kahvemden bir yudum aldım. Emir babaysa sessizce oturmuş bizi izliyordu. Aslında kendisi burda ama aklı başka yerde gibiydi. Derin düşüncelere dalmıştı.

"Ama Burak böyle değildi işte. Senin fotoğrafını mı ne gördükten sonra oldu böyle. Eskiden kızlara ilgi duyardı. Değil mi, Burak?"

Burak anında gerilirken, "Yusuf, benimle gelir misin? Seninle özel bir şey konuşmam lâzım. Baba, biz şimdi döneriz." dedi ve kolumdan tutarak odasına götürdü beni.

Kapıyı kitler kitlemez beni duvarla arasına aldı. "Amcamla öyle konuşman çok hoşuma gitti, bebeğim. Çok tatlıydın."

Utanıyordum bu mal böyle konuşunca. Ona bakmamaya özen gösterdim ve "Bunun için mi geldik buraya? Peder bizi yanlış anlasın istemem," diyerek belime yerleştirdiği elini çekmeye çalıştım.

Kahkaha atarak, "Ya mal mısın Allah aşkına? Nasıl anlaması gerekiyor ki? Sevgiliyiz biz, salak." dedi ve dudaklarını yanağıma bastırdı.

Ona dur demedim çünkü demek istemiyordum. Saçlarını çekiştirip dudaklarımı dudaklarına bastırdım ve tutkuyla öpmeye başladım onu. Bir anlık şaşkınlıkla karşılık vermedi ama sonrasında üzerime abanarak karşılık vermeye başladı bana.

Dişlerimle dudaklarını çekiştiriyor, nefesim kesilse bile öpmeye devam ediyordum onu. İnleyerek gömleğimi çıkarmaya çalıştı ama ben izin vermeyerek alt dudağını ısırdım.

"Acıdı lan!"

Kıkırdadım. "Gömleğime dokunmasaydın o zaman. Peder dağınık görürse yanlış anlar." Ardından tekrar dudaklarına yapıştım. Dillerimiz buluştuğunda ikimiz de inledik.

Diliyle dudaklarımı yalıyor, ardından tekrar dilimle buluşturuyordu. Şuan başka bir yerde olsak kesinlikle bunun devamını isterdim ama şimdi olmazdı. Zamanı değildi.

"Çocuklar bir şey mi oldu?"

Yok babacığım ya pek bir şey olmadı. Sıçtık sadece..

Votelayıp yorum yapalım lütfen 🖤

Sahip|Yarı TextingWhere stories live. Discover now