•8

28.7K 1.4K 1.1K
                                    


🌈

Bugün şu iddia işinin üçüncü günüydü ve ben okula gitmemiş, yatağımda öylece uzanıyordum. Çok güzeldi lan. Beni hayvan gibi duvara itişi, öpüşü, dokunuşu.

Parmaklarımı dudağıma değdirip gözlerimi kapattım. Beni hâlâ öpüyormuş gibi dudaklarımı yaladım ve o minnoş sahneyi düşünmeye başladım. Bu uzun sürmedi, çünkü telefonuma gelen bildirim sesiyle çoktan gözlerimi açmıştım.

Burrak: Sa

Yusuf: As -,-

Burrak: Ne oldu lan akjdosjd

Burrak: Ay pardon. Ne oldu lan evimin erkeği, ballı kurabiyem.

Yusuf: Shut the fuck up.

Yusuf: Sana 'Beni öp' diyen oldu mu? Mal mısın sen?

Burrak: Hoşuna gitmediğini söyleyemezsin, inanmam.

Burrak: Ahh o sesini duydum sonuçta. Evet evet, söyleyemezsin:)

Yusuf: Kakamı ye Burak.

Yusuf: Aslında, seninle biraz eğlenebilirim aşflösfköskf

Burrak: Nasıl yani?

Yusuf: Bekle. (14:22)

Yusuf:

(14:29)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(14:29)

Burrak: Hassiktir.

Burrak: Benim hemen yemek yemem lazım.

Burrak: Bb.

Yusuf: AYNEN GİT YE SEN YEMEĞİNİ AŞDÇAĞFLAÖFKSÖFK

Yusuf: AĞLA OÇ.

Yusuf: ANCA FOTOĞRAFLARDA GÖREBİLİRSİN SEN ZATEN AŞFLÖAFKSÖDL.
(Görüldü)

🌈

"Ranch sosum! Misafirimiz var, buraya gel hemen!"

Annemin çağırmasıyla üzerime siyah bir tişört geçirip odadan çıktım. Ahmet gelmiştir herhalde. Kapının önüne gelene kadar telefonumla ilgilenmiş Ahme-

Burak mı? nE? Telefonumu cebime koyup bir süre onu izledim. Ardından annemin yanımıza gelmesiyle bakışlarımı üzerinden çekebildim.

"Okuldan arkadaşınmış. Burak, hoşgeldin yavrum. Aynı yaştaydınız değil mi? Teyzen nasıl? Bir ara onunla da tanışayım ben. Eviniz beşinci katta hem yakın da. Ay ne güzel! Neyse ben dizimi izlemeye devam edeyim!"

Hiç şaşırmamıştım. İki dakikaya çocuğun her bokunu öğrenmişti kadın. Hep böyle yapardı zaten.

Bir şey söylemeden odama girdim ve onun da girmesi için kapıyı açık bıraktım. "Ranch sos mu? Siz ne yaşıyorsunuz amına koyayım." Söylenerek kapıyı kapattı ve yatağıma yaklaşarak oturdu. Ben de çalışma masama popomu yaslamış, onu izliyordum.

"Evet, olamaz mı? Annem bana saçma isimler takıyor bunun farkındayım ama hoşuma da gitmiyor değil, u know." Beni baştan aşağıya süzünce sanırım biraz utanmıştım. Hayır fotoğrafı taşşak geçmek için atıyorum, niye evime geliyorsun ki?

"Hmm," diye mırıldanıp ayağa kalktı. Yanıma yaklaşarak iki elini de masaya koydu ve bana doğru eğilerek aramızdaki mesafeyi neredeyse sıfırladı. Gözlerimi devirip onu itmeye çalıştım ama sikeyim ki gücüm yetmiyordu. Benim acilen spora devam etmem gerekiyordu sanırım.

"Demek anca fotoğraflarda görebilirim, ha?" Anında kıpkırmızı kesilirken ona bakmamaya çalıştım. Yutkunarak sakinleşmeyi beklerken baş ve işaret parmağıyla çenemi kavrayıp, ona bakmamı sağladı. Sırıtıyordu şerefsizin dölü.

"Ne gülüyorsun lan? Çekil şuradan. Salona gidicem ben, annemin yanına. Sen de ne bok yersen ye." 'Demek öyle' der gibi kaşını kaldırıp alt dudağını büzdü. Sakın bakma oğlum, sakin ol. Bu sefer onu itmeyi başarıp kapıya doğru yaklaştım.

"Lan sıkıntıdan ölürüm ben. Gelsene şuraya! Misafire yapılır mı bu?" Onun bu çabalarını umursamadan salona geçtim ve annemin yanına kıvrılarak Beni affet'i izlemeye başladım. Bu dizi bitmemiş miydi? Bir sal artık bizi ya.

Annem saçımı okşarken bir anda bir şey hatırlamış gibi duraksadı. "Ay misafirimiz gitti mi yoksa? Ben de sabah acı sosla kıymalı börek yapmıştım, bak görüyor musun? Kuşum, niye erken gitti misafirimiz? Ayol kapı sesini bile duymadım ben. Ay olamaz yaşlanıyorum demek. Allahım, bugünleri de mi görecektim? Vah vah.."

Kıkırdayarak kafamı iki yana salladım ve koltukta doğrulup, "Hayır mom, içeride o. Çok sıkıcıydı ben de bari Ferideyle Cüneyt sahnesi izleyeyim dedim. Valla içim daralıyordu ya," diye mızmızlandım. Rahatladığını belli eden bir ifadeyle bana baktı, ardından Burak'ı da buraya çağırmam için bana kafasıyla bir işaret yaptı.

Oflayarak salondan çıktım ve odama girip, "Gel benimle," dedim sakince. Yatağımda uzanmış, telefonuyla ilgileniyordu. Lafımı ikiletmeden ayağa kalktı ve beraber salona geri döndük.

O gün bol bol Beni affet izleyip, acı sosla börek yemiştik. Burak'ı ilk kez böyle neşeli görmüştüm ve onun bu hali inanılmaz derecede hoşuma gitmişti. Bir şeyi itiraf etmem gerekiyorsa eğer.. İ guess sıçtığım boku yalıyordum şuan. Ya da hayır. Bilmiyordum işte, ya öyleydim ya da böyle. Sanırım her şeyi zamana bırakmam gerekiyordu..

Love u all

Vote bebeğim vote:)

Sahip|Yarı TextingWhere stories live. Discover now