•7

30.1K 1.5K 1.4K
                                    


🌈

O an arkamı dönüp ona bakmadım bile. Yürümeye devam ettim sadece. Arkamdan geldiğini biliyordum, evet. Hatta şuan beni izlediğini, gözlerini kıstığını. Ama yapamazdım. Hem utanıyordum hem de onunla arama mesafe koymalıydım. Şu bir hafta boyunca sıçtığım boku yalamaktan korkuyordum.

Alt dudağımı ısırarak yandan Ahmet'e bakış attım. Ne var anlamında kafasını sallayınca da omuz silkerek daha hızlı yürümeye başladım. Arkamdan konuşarak geliyorlardı ve bu benim kıskanmama sebep oluyordu, Ahmet'i.

"Lan Yusuf! Regl döneminde falan mısın? Burak'a selam bile vermedin. Oğlum dursana!" Arkamdan alayla bağırmasına aldırış etmeden hızla okul bahçesinden içeriye girdim ve girişe doğru yürümeye başladım. Gözüm şu bahçedeki küçük sürtüklere kaydı. Burak'a Burak'ı yiyecekmiş gibi bakıyordu hepsi. Gerizekalılar.

Burnumdan sert bir nefes verip sırama geçtim. Çantamı nereye fırlattığımı bile bilmiyordum. Kollarımı birbirine kenetleyerek arkama yaslandım ve onların da sınıftan içeri girmesini izledim. Hah bir kere de bana bakmadan geç otur. Göz devirerek inatla tahtayı izlemeye devam ettim.

"Ahmet, kanka, yanın boş mu? Oturup sohbet edelim biraz," diyerek gülmeye başladı. Bilerek yapıyordu. Bana duyuruyordu aklı sıra amına koyduğumun malı. Umursamadım. Hiç oralı değilmiş gibi davranmaya çalışarak önümdeki kalemi aldım ve kağıda çizgiler çizmeye başladım. Kağıdı yırtana kadar yaptım bunu.

Herkes yerine geçince yerinde Burak'ın oturduğunu farkeden Su yanıma oturdu. İşte şimdi şov zamanıydı. Sırıtarak Su'ya baktım ve kafamla selamladım onu. Utanarak o da aynısını yaptı ve önüne döndü. Burak tam arkamda oturmuştu şuan. Kokusundan anlayabiliyordum bunu. Alfayım işte ben anlamam çok normal. Arkaya yaslanarak bu sefer de Su'yun saçıyla oynamaya başladım. Arkadan sinirli bir boğa gibi verdiği nefesi duyunca gülmek istedim ama onunla biraz daha oynayabilirdim, değil mi?

"Su, nasılsın bakalım? Hocayı takma sen o öndeki ineklerle ilgileniyor. Rahat rahat konuşabiliriz yani." Onun duyacağı şekilde konuşmuştum. Saçıyla oynamaya devam ederken, "İyiyim, teşekkür ederim Yusuf. Sen nasılsın?" diye sordu çekingen bir tavırla.

Omuz silkerek bu sefer de elimi saçlarından çekerek kolumu omzuna attım. Bu uzun sürmemişti çünkü beni hem Su hem de arkadaki hayvan ittirmişti.

"Sen gelsene benimle." Burak ayağa kalkıp hocadan izin istedi ve hızla sınıftan çıktı. Ben de sınıftan çıktım ve kapının önünde olduğunu gördüm. Alt dudağımı ısırarak ona baktım. Bu kadar delireceğini beklemiyordum.

"Gel!" diye bağırıp tuvalete doğru ilerledi. Paytak adımlarla arkasından ilerledim ve tuvalete girdim. Bok kokmadığı için mutlu olup kapıyı arkamdan kapattım.

Durmadan saniyede yüz tur atıyor ensesini sıvazlıyordu. Bitch what the fuck? Kızla sevişmedim sonuçta.

Hiç beklemediğim bir anda beni duvara itip elleriyle bileklerimi kenetledi ve kafamın üzerinden duvara yasladı. İşte şimdi sıçmıştım beyler.

Bana biraz daha sokulup o muazzam kokusunu içime çekmemi sağladı. O kadar güzel kokuyor ki çek çek bitmiyor be malbayım. Bağımlı olduk artık bir kere napcan.

Kalbim yine ritmini hızlandırırken elinden kurtulmaya çalıştım ama olmadı. Sonunda pes ederek ona baktım. Biraz sakinleşmiş gibiydi.

"Bir daha beni böyle delirtme Yusuf. Eşcinsel değilsen bile bunu bana böyle kanıtlama. Lütfen." Sesi yalvarır gibi çıkmıştı, çaresiz gibi. Fısıltıyla söylediği bu sözlerin etkisinden çıkamadan dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

İşte şimdi gerçekten şok olmuştum. Ben karşılık vermesem bile o kadar güzel öpüyordu ki uçuyorum sandım bir an. Ona karşılık vermediğim için çaresizce inledi ve üst dudağımı dişleri arasına alarak dudaklarımı ayırdı.

Bu sefer ona karşılık vermeye başladım. Beni duvara biraz daha itip deli gibi öpmeye başladı. Elimi saçlarının arasına daldırmak istesem de bileklerimi biraz daha sıktı. Kasıklarımda hissettiğim sıcaklıkla ne yapacağımı bilemedim. İnlememle daha sert öpüşmeye başladık.

Alt dudağımı deli gibi ısırıp öpüyor, bileklerimi okşuyordu. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atmaya devam ederken buna bir son vermesini diledim. Son kez dudaklarıma masum bir öpücük kondurup dudaklarını çekti dudaklarımdan.

Alnını alnıma yaslayıp, "Çok güzeldi. Birini ilk defa öpüyordum sanki. Beni itmediğin için teşekkür ederim. Seni seviyorum," deyince hiçbir şey diyemedim. Yutkunarak onu izlemeye devam ettim. Gözlerini kapatmış sessizce soluklanıyordu.

Bir kaç dakika sonra bileğimi bırakıp yanağımdan bir makas aldı ve çıktı. ÇIKTI MI? AND I WAS LIKE WHAT THE FUCK? OROSPUNUN SIÇTIĞI PUŞT SENİ.

Slmnalykm yia nassınız evdekiler nasıl hayat nasıl ben nasılım dünya nasıl insanlık nereye gidiyor böyle

Vote aşkım vote

Sahip|Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin