•6

31.1K 1.4K 913
                                    


🌈

Yusuf: Annem çok üzüldü ve de çok kızdı. Anlamıyorum o kadar saat nasıl uyuyabildik?

Burrak: Hiçbir fikrim yok.

Yusuf: Sen evde misin?

Burrak: Niye sordun?

Burrak: Yoksa seni eve atmamı mı istiyorsun?:)

Yusuf: Saçmalama. İki uyuduk diye sana aşık olduğumu sanıyorsan yanılıyorsun.

Yusuf: Dün gece hayatımda geçirdiğim en güzel gündü sadece. Ve bunun için de sana ne kadar teşekkür etsem az.

Burrak: İnlerken de aynı şeyi mi düşünüyordun?
(Görüldü)

Burrak: Bana cevap vermek zorundasın.
(Görüldü)

Burrak: Orada mısın?
(Görüldü)

Burrak: Korkağın tekisin sen. Aptal.
(Görüldü)

Telefonu yere fırlatıp yüzümü yastığa gömdüm. Siktir neler oluyordu? Niye bu kadar üzerime gidiyordu? Hayır eşcinsel değilim ben. Avazım çıktığı kadar bağırdım. Deli gibi, kafamı yastığıma gömerek içimdeki tüm bu şeyleri çıkardığımı düşündüm. Bunların aslında bir rüya olduğunu,Burak diye birinin olmadığını düşünmeye çalıştım. Ben utancımdan nasıl sokağa çıkacaktım şimdi amına koyayım.

"Oğluşum, honey mustardım n'oldu? Niye Hatice teyzen gibi bağırıyorsun? Şş, kapıyı aç neler olduğunu sormazsam şuradan şuraya gitmem. Duyuyor musun eşek sıpası?"
Yastığımı son kez sıkıp doğruldum. Annem dediğini gerçekten yapar, yerinden kımıldamazdı. Gözlerimi devirerek kapıyı açtım.

"Efendim sultanım?" diye sordum gülümsemeye çalışırken. Hafif kilolu bir kadındı ve bu ona fazlasıyla yakışıyordu. Kızıl saçları ve masmavi gözleriyle benim tam aksimdi. Neden babama çekme ihtiyacı duymuştum ki? Ah doğru, Mendel başkan.

"Anlat bakalım. Gelinim kim?" Heyecanla sorduğu soruya kahkaha atmak istesem de durdurdum kendimi. Paranoyak gibi davranıyordum. Allahım dünü nasıl unutabilirim? Şu siktiğimin inlemesini nasıl unutabilirim?

"Gelinin falan yok anneciğim. Oyunda kaybettim ve delirdim işte. İzlediğin dizilerde baş karakterin ölmesi gibi bir şey bu." İşte bu son cümlem onu derinden yaralamıştı. Eliyle ağzını kapatıp şaşkınlıkla bana baktı. Ardından bir şey demeden 'Vah Vah'layarak salona geri döndü.

İşte şimdi büyük bir kahkaha atabilirdim.

🌈

"Neredeydin lan? Özlemişim piç." Bana sımsıkı sarılan Ahmet'e karşılık verdim gülerek. Onu çok seviyordum. Kardeşten bile daha öte bir yerdeydi benim için. Çocukluğum onunla, bu sokaklarda geçmişti. Beraber düşmüş, beraber de kalkmayı bilmiştik.

Eve geçip kahvaltı masasına oturduk. Ahmet'in annesi de salona girince ayağa kalkarak ona da sarıldım. Çok iyi kadındı. Sıcakkanlı, neşe dolu, merhametli. Tıpkı annem gibi.

Masaya tekrar geçtiğimizde Ahmet karşımda, Hatice teyzeyse yanımda oturuyordu.

Biraz yedikten sonra, "Al oğlum şundan da ye," diyerek bu sefer de ağzıma büyük bir salatalık sokan Hatice teyzeye gözlerimi büyüterek baktım. Really nigga? Burak'ın gözünden uzak. Buna bile azardı o. Hem niye o aklıma gelmiştiki şimdi?

"Bon doydom Hotoco toyzocoğom boz Ohmot'lo okolo g-" Kaşlarımı çatarak ağzımdaki salatalığı çıkardım. "Gidelim. Hadi Ahmet," diyerek masadan kalktım ve ayakkabılarımı giyerek Ahmet'le beraber okula doğru yürümeye başladım. Umarım okula gelmezdi. Veya ben onu görmezdim en azından.

"Ahmet! Beklesenize oğlum!" Durdum. O an şansıma gerçekten sıçmak istedim işte. Hayır anlayamıyorum neden yani? Bu kadar şanssızlık bana fazla değil mi güzel Allahım? Gözlerimi sıkıca yumarak yaklaşan adım seslerini dinledim..

Touch me like u do tototouch me like u doo

WASSUP BISS

Sahip|Yarı TextingWhere stories live. Discover now