•19

21.5K 988 649
                                    

🌈

Burak'tan:

Dün babam arayıp amcamla beraber buraya taşınacaklarını söylemişti. Ben tam Yusuf'a kavuşacağım anda bir bok çıkacağını tahmin etmeliydim. Amcamın benden gerçekten de ne istediğini bilmiyordum. Babam bile bu durumu sakin karşılamışken ona mı kalmıştı benimle ilgilenmek?

Hissediyordum. Her şey boka saracaktı yine. Amcam elinden geleni yapıp ayıracaktı bizi. Belki de beni burdan almaya geliyordur, kim bilir?

Ah Yusuf ah, beni de benzettin sonunda kendine..

Az önce Yusuf'a mesaj atarak haber vermiştim. Şimdiyse teyzemle beraber yemek yapıyorduk. Ona yardım etmeyi seviyordum. Zaten ona bu kadar yük olurken bir de hiçbir şey yapmasam haksızlık etmiş olurdum.

"Burak, şu tepsiyi versene bana teyzem."

Unlu elleriyle alnındaki teri silen teyzeme baktım. Kıkırdadığımdaysa tek kaşını kaldırarak beni uyardı. Bu sefer de kahkaha atmaya başladık. Masadan biraz un alıp üzerime attı. Un savaşları çıkmasın diye tepsiyi alarak ona uzattım.

"Benim işim bitti. Gidip biraz hava alıcam," diyerek yanaklarından öptüm ve odama girdim. Bu unlu halimle dışarı çıkamazdım. Yusuf'a da haber vermeliydim zaten. Beni affettiğine hâlâ inanamıyordum. Beni öpücüklere boğması o kadar tatlıydı ki.. Beni o binanın en üst katına bu sefer o çıkarmıştı. Hiç korkmadan yapmıştı bunu. Yükseklik korkusuna rağmen hiç düşünmeden hızla çıkmıştı o merdivenleri.

Dudağımı ısırarak dolabı açtım ve içinden sarı tişörtümü aldım. Üzerime geçirip saçıma şekil verdim. Okullar tatil olduğu için bol bol buluşabilirdim sevgilimle. Tabii amcamdan habersiz. Gözlerimi devirerek telefonumu aldım ve Yusuf'a yazmaya başladım.

Burrak: Nasılsın?

Yusuf: Sence? Amcan geliyor lan amcan. Ebemizi bellemeye geliyo :'(

Burrak: Tamam lan sakin ol. Bir şey olmayacak. Seni bırakmaya hiç niyetli değilim.

Yusuf: Yaaa şapşiik <33

Burrak: Bak ne diyeceğim.

Burrak: Buluşalım mı?

Yusuf: Hmm düşünmem lâzım.

Yusuf: Olur buluşalım.

Burrak: alfjaödkspdk

Burrak: Hadi in o zaman aşağıya :)

Yusuf: Tamamm :)

🌈

Koşarak yanıma gelen Yusuf'a baktım. Böyle bir durumda bile yüzümü güldürebiliyordu. Ona sıkıca sarılıp saçını öptüm. Yine her zamanki gibi çok güzel kokuyordu. Onu her gördüğümde kalbimin deli gibi atması, heyecanlanmam, mutlu olmam çok güzel bir şeydi.

"Hoş geldin."

"Valla pek hoş bulmadım sanırım. Bu surat ne? Hayır yani amcan geliyor tamam da niye bu kadar mutsuzsun? Kimse bizi ayıramaz bunu kazı o boş kafana. Anladın mı? Yakışıklı mı yakışıklı Brad bile gelse ayıramaz bizi."

Kaşlarım anında çatılırken tatlı bir ifadeyle bana baktı. Kızamıyordum da şerefsize. Gülerek elinden tuttum ve dondurmacıya doğru irerlemeye başladık. O kıvırcık tipsizle dondurma yiyorsa sevgilisiyle de yemeliydi. Kıskanmıyorum, saçmalamayın.

Dondurmacının önüne geldiğimizde elini bıraktım ve içeriye girdim.

"Merhaba. Bize iki dondurma lütfen. Külahta olsun."

"Neli alırdınız efendim?"

Yusuf şuan tüm Dünyayla bağını kesmiş gibiydi. Gözü sadece dondurmaları görüyordu. Gülümsedim. Benim salak sevgilim.

"Yaaa hanımefendi, karışık yapıyor musunuz? Şöyle hepsinden parmak kadar alın yeterli," diyerek koluma girdi ve başını omuzuma yasladı. Gülmemek için zor tuttum kendimi. Bu tatlı halini bozmak istemiyordum. Bana bakıp burnunu kırıştırdığında gözlerimi devirdim ve hiç beklemediği anda burnunun ucunu ısırdım.

İnleyerek geri çekildi ve ensemi şaplakladı. İşte bunu yapmayacaktın.

"Lan tamam! Ya alın şunu üzerimden! Deli midir nedir ya! Bırak tamam! Ya tamam bırak!" Onu gıdıklamaya devam ettim. Hem kahkaha atıyor, hem de konuşmaya çalışıyordu. Kadının şaşkın bakışlarını farkedip onu bıraktım ve "Bize iki çilekli dondurma lütfen." dedim.

"Peki, efendim," diyerek dondurmaları külaha koyan kadına parayı uzatıp dondurmalarımızı aldım ve dondurmacıdan çıktım. Yusuf bana dil çıkararak dondurmasını aldı ve yalamaya başladı. Yalamaya mı başladı? Yutkundum. Sakin ol oğlum, sakin.

"Aa, ne oldu canım ya? Niye bana öyle bakıyorsun?" Bana bakarak o dondurmayı yalamaya devam etmesi çıldırmama sebep olmuştu. Şimdi evde olsak neler yapardım ona da, neyse..

"Onu yalamaya devam edersen hiç iyi şeyler olmayacak, Yusuf." dedim sakinliyimi korumaya çalışarak. Omuz silkti ve yürümeye devam etti. Gözlerimi devirerek peşinden yürüdüm. Mal ya gerçekten mal.

"Kimleri görüyorum! Burak bey, uzun zaman oldu görüşmeyeli. Nasılsınız bakalım?"

Sikeyim, arkamdaki bu adam amcamdan başkası değildi. Güzel anılarımın katili, hoş geldin.

Gerildiiim.

Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfeen :*

Sahip|Yarı TextingWhere stories live. Discover now