Yeni yıla özel bölüm

15.4K 806 78
                                    

Adrian'dan

Onun solgun yüzüne baktım.Haftalardır bu şekilde yatıyordu.Arada bir uyanıyordu fakat bilinci tam olarak yerinde olmuyordu.Bu oldukça canımı sıkıyordu.

Biricik kardeşim ellerimin arasında ölüyordu ve benim elimden hiçbir şey gelmiyordu.Beyazlamış yüzüne baktım.Dudakları her zamanki kırmızı rengini koruyordu fakat yüzü kireç gibiydi.Yemek yemesi için onu tekrar uyandırmamız gerektiğini düşünüyordum.

Onu uyandırdığımızda bilinci yerinde olmuyordu.Bez bir bebek gibiydi.Bende ona bakan minik çocuk.Arada bir sayıklasa da bu beni rahatlatmıyordu.Kalbim acıyordu onu bu halde gördükçe.İçime yayılıyordu acı,benliğimi ele geçiriyordu.Onun yerinde olmak istiyordum.Onun yerine acı çekmek istiyordum.

Sandalyemde geriye yaslandım.Onun kardeşim olduğunu öğrendiğimde içimi kaplayan tezat hislerle boğuşuyordum yine.Her daim içimi kemiriyorlardı.Her daim pişmanlıklarımı yüzüme vuruyolardı.Onun içine girmek istiyordum bazen fakat işe yaramıyordu.Duygularına ulaşamıyordum.Nedenini anlamasamda onun özel olduğunu biliyordum.En başından beri bunun farkındaydım.O her türlü diğerlerinden farklıydı.

"Yemeğini yedi mi?"

"Henüz uyandırmadık"

Sesim çok uzaklardan yankılanıyordu sanki.Onu bulduğumdan beri yanından ayrılmıyordum.Nasıl farkedememiştim onun kardeşim olduğunu!İç çektim.

"Sanırım uyandırma vakti geldi"

Omzumu sıvazlayıp yanımdan ayrıldı.İçeri tekrar büyücü ile birlikte girdi.Büyücü Arya'ya yaklaşıp bir şeyler mırıldandı.Elini alnına bastırdığında çıkan ışıkla gözlerimi kıstım.Arya'nın gözleri yarıya kadar açılınca yanına ilerledim.Bir hizmetli lapa gibi yemeği getirip yanıma ilerledi.Arya'yı oturur pozisyonda tutmak için sırtını duvara yasladım.Lapa'yı hizmetli kızdan alıp kardeşime özenle yedirmeye başladım.Gözlerinin maviliği bile solmuştu sanki.Halsizdi ve gitgide zayıflıyordu.Artık uyanmasını istiyordum.

Lapa'nın son kaşığınıda ağzına uzattığımda yiyemeden gözleri tekrar kapandı.Elimdeki tabağı tepsiye sertçe bıraktım ve onu tekrar yatırdım.Gözlerim beni izleyen babama takıldı.Hüzünlü bir ifade vardı yüzünde.İkimizde Arya'nın bu halinden dolayı bitap düşmüştük.Büyük oranda benim suçum olmasıda ayrı bir üzüntü salıyordu içime.Pişmanlığım duygularımı körüklüyor ve beni çıkmaza sürüklüyordu.Canım acıyordu işte onu bu halde gördükçe.

"Adrian"

Bakışlarımı Arya'nın solgun yüzünden babama çevirdim.Gözlerinin altı morarmıştı.Yüzü çökmüştü.Dağılmıştı.Bende ondan farklı değildim.Ayağa kalkıp yanına ilerledim.Hüzünlü gözlerini Arya'dan çekip bana odakladı.

"Biraz konuşalım"

Kafamı sallayıp onayladım.Ne konuşacağımızı az çok tahmin edebiliyordum.Beyaz koridorda ilerlerken gözlerimi yere sabitledim.Bu saraya geldiğimden beri içimi yakıp kavuran o endişe verici his kuvvetlenmişti.Derin bir nefes alıp kendimi sakinleştirmeye çalıştım.Konuşacaklarımızın düşündüklerimden ibaret olmadığını hissediyordum.Bu düşünce kalbime bir iğne daha sapladı.İçime zehir akıtan bir iğne daha.Yaşananların ardından bu iğne düşündüğümden daha az acı vermişti.Babamın odasına geldiğimizde beyaz tahta kapıyı araladı.İçeri girerken içindeki hissin korkuya doğru yöneldiğini hissetmiştim.Kaşlarımı çatıp ona baktım.

"Ne konuşacağız"

Endişesini hissedebiliyordum.Ah!Bu o kadar endişe vericiydi ki kendi duygularıma hakim olamıyordum.Kendimi koltuklardan birine atıp ellerimi birbirine kenetledim.Kahverengi koltuğun renginin tonu öylesine değişikti ki odaya bambaşka bir hava katmıştı.Babam karşıma oturup başını yere eğdi.Konuşmaya nasıl başlayacağını bilemiyor gibiydi.Gözlerimi ve dikkatimi koltuğun renginden ayırıp ona odakladım.Kafamı meşgul etmem gerekiyordu.

DOĞUM LEKESİ -2- ANAHTAR AİLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin