Bölüm 29; sadece evimi özledim desen de olurdu ihtiyar

Start from the beginning
                                    

Amasia Evan'ın annesiyle de muhabbeti bir hayli artırmıştı. Annesi ona yemek yapmakla alakalı püf noktalar öğretmeye çalışıyor, ömrü boyunca mutfağa bir kere bile geçmemiş Amasia çok zorlansa da çabalıyordu. Lamia evde baş başa kaldıkları bir ara odasına gitmiş ve Amasia için dikmiş olduğu harika bir elbiseyi getirip ona vermişti. Amasia nasıl teşekkür edeceğini bilememiş öylece kalmış olsa da Lamia hemen denemesi için ısrar etmişti. Aynanın karşısına geçmiş ve elbisenin kendisine ne kadar yakıştığına bakıyordu. Evan'ın annesi arkasına geçip saçları ile oynamaya başladı. Onu omuzlarından yakalayıp eğildi ve "Çok güzel oldun kızım." dedi. Amasia "kızım" kelimesiyle iliklerine kadar titremiş, gözleri bir anda doluvermişti. Ayağa kalkıp sarıldı ve ağlamaya başladı. O anda içeri giren Evan ve diğerleri ne olduğunu anlayamamıştı.

Evan birkaç kere eski demircisine girip ustasına ne kadar geliştiğini göstermek istedi. Çekici elinde çeviriyor, örsün önünde boş boş bekliyor ama ne yapacağıyla alakalı aklına bir şey gelmiyordu. Daha sonraları Tamak ve annesine bir hediye bırakmaya karar verdi. İkisi için de güzel bir hançer yaptı. Tamak bu hediyeden çok etkilenmiş, mutluluk göz yaşları dökmüştü. Her zaman belinde taşıyacağına dair yeminler ediyor, bu bıçağa sahip olmanın gururundan bahsedip duruyordu. Evan bu adamın uçlarda yaşama sevdasını çözemiyordu. Bir süre daha abartmamasını tembihleyip yanından ayrıldı. Annesi hançeri ve üzerindeki güzel işlemeleri bir süre inceleyip oğluna sarılmıştı. Onu öpüyor ve kokluyordu.

Veda zamanı gelmiş çatmıştı. Son kez kahvaltı masasında toplanmışlar, Evan'ın annesinin kurduğu harika sofradan nasipleniyorlardı. Yume yine kıtlıktan çıkmış gibi eline ne alırsa ağzına tıkıştırıyordu. Birkaç kere boğulma tehlikesi atlatıp ortalığı birbirine kattıktan sonra Amasia ona dönüp "Kimsenin önünden bir şey aldığı yok Yume! Yavaş yavaş da yiyebilirsin!" diye çıkıştı. Yume ağzı tıka basa dolu olmasına rağmen güldü. "Yaa yaa kesin öyledir." deyip elindeki çatalı Amasia'nın yüzüne doğru tuttu ve ekledi, "Ne zaman böyle harika bir kahvaltı yapmaya kalksak bir işimiz çıkıyor! Bu sefer hiçbir şeyin yarıda kalmasına izin vermeyeceğim! Tabakların hepsi tertemiz olana kadar Kuzey Kralı'nın kendisi de gelse bu masadan kalkmıyorum!!"

Daniel her zaman yaptığı gibi masada Yume'ye en uzak yere oturmuş olsa da yine de onun insanlık dışı yiyişinden nasipleniyordu. Çatalını tabağın yanına koyup kahvaltısına son verdi, midesi kalkmıştı. "Bu kadar yemekle şimdiye yüz kilo falan olman lazımdı Yume. Yediklerin nereye gidiyor bilmiyorum." dedi. Yume ağzı dolu bir şekilde "Çünkü büyü yapıyorum Civciv. Sen bunun insanı ne kadar yorduğunu bilemezsin." diye cevap verdi. Elini Daniel'in önündeki tabağa atıp "Yemiyorsan alıyorum." dedi ve güldü. Cevap vermesini beklemeden ne varsa kendi tabağına boşalttı.

Yume bir anda çalan kapıyla panikledi ve "Al işte biliyordum!! Yine bölüneceğini biliyordum!!" diye bağırarak tekrar masadaki kahvaltılıklara saldırmaya başladı. Evan kalkıp kapıyı açtı, gelen Chibi'ydi. Elinde sigarasıyla kapının önünde dikiliyordu. Evan'la bir süre bakıştılar. "İçeri gelmeyecek misin?" diye sordu. Chibi umursamazca sigarasından bir nefes daha çekti ve "Kardeşin içeride sigara içmemi yasakladı." diye cevap verdi. Evan başını usulca sallayıp "Anlıyorum." diyebildi. Koca adam, Kuzey Kralığı'nın efsanevi Sınır Kartalı Deli Chibi kıs kardeşinin koyduğu bir kural yüzünden kapının ağzında sigarasının bitmesini bekliyordu. Evan o kurtları dize getiren despotluğu bir kere daha tecrübe etmişti.

Chibi son kez ciğerlerini dumanla doldurup elinde kalakalmış olan izmariti yere fırlattı ve ayağıyla ezdi. İçeri girdiğinde Lamia'nın kendisi için çoktan hazır ettiği sandalyeye oturdu ve "Günaydın." dedi. Daniel başıyla selamı almış, Amasia hiçbir şey söylemeden masanın ucundan bir el hareketi yapmış, Yume ise ağzından bir şeyler dökülerek "Hoş geldin ihtiyar! Yumul hadi!" diye bağırmıştı.

DEMİR BAĞLAR - SİS (tamamlandı)Where stories live. Discover now