Bölüm 24; baban son nefeslerini verirken, gülümsüyordu

Start from the beginning
                                    

Peki bu hikayenin sonucu neydi? Bu hikaye ona ne anlatmalıydı? Kalbine kazıyacağı yeni cümle neredeydi? Babasının saçlarında dolaşan eli neredeydi?

Chibi sanki aklından geçenleri okumuş gibi "Babanın son sözlerini dinlemek ister misin velet?" diye ileri atıldı.

Chibi'nin sözleri, tüm atmosferi anında değiştirivermişti. Daniel başını öyle hızlı kaldırmıştı ki saçları sağa sola savruluverdi. Gözleri yuvalarından düşecek gibi duruyordu. Chibi elini sakalında biraz gezdirdikten sonra bakışlarını Daniel'e çevirdi.

"Baban son nefeslerini verirken, gülümsüyordu evlat."

Daniel oturuşunu düzeltti, dizlerini göğsüne doğru çekebildiği kadar çekti. İçinde bir şeyler kıpırdaşıyordu. Soluk tenine bir anda renk gelmiş, kalp atışları hızlanmaya başlamıştı. Dolan gözlerine dokunmuyor, sessiz sessiz burnunu çekiyordu.

"Savaşta aldığı yaralar iç organlarına kadar uzanıyordu. Kolunu bırak, parmak ucunu bile kıpırdatamıyordu. Ağzından kan gelip duruyordu ama gülümsüyordu."

Chibi işaret parmağının tersi ile göz çukurunu sildi.

"Ben tamamen kendimi kaybetmiştim, Ugo'nun tüm benliği yok olmuştu ama baban..."

Omuzlarını iki yana açıp göğsünü kabarttı.

"Baban orada canını kaybetmiş olsa bile, cadının diş geçiremediği tek kişiydi. Babanın İris'in kalbinin derinliklerine kadar saldığı korku kılıcından gelmiyordu evlat. Onu galip yapan son ana kadar koruyabildiği benliğiydi."

Daniel kılıcını sıktıkça sıkıyor ve pür dikkat dinlemeye devam ediyordu.

"Cadı taşı alıp kaçtıktan sonra ben, Ugo'ya gırtlağım yırtılırcasına bağırıyordum ama baban ona tatlı bir şekilde seslendi."

Daniel'in çenesi titremeye başladı.

"Ona kızgın olmadığını söyledi. Düşünebiliyor musun? İşte bu bir cadıyı yenen adamın kalbiydi çocuk, bu adam senin babandı bunu sakın unutma. Ağzından kanlar geliyorken, tüm içi paramparça olmuşken Ugo'ya seslendi ve ona kızgın olmadığını, kendini yıpratmamasını söyledi."

Daniel daha fazla dayanamamıştı. Alnını yere vurmuş, kolları arasındaki kılıcı göğsüne bastırıyordu. Nefesini kesercesine attığı hıçkırıkları, sanki bir darbe yiyormuş gibi vücudunu sarsıyor, gözleri iki çeşme gibi tahta zemine akıyordu.

"Senden de bahsetti Daniel."

Chibi gülümsüyordu.

"Ahhh, seni anlata anlata başımızın etini yer dururdu zaten. Senin Ugo'nun yaptığı kılıç ile savaşmanı istediğini haykırdı. Ve karısının gidebileceği bir yere gömülmek istedi. Biliyor musun şimdi düşünüyorum da, onu ne kadar da kıskanırdık. Bizim gibi kalastan, odundan adamların arasında beyefendiliği daha da öne çıkardı. O hem bir savaşçı, hem bir baba hem de gerçek bir adamdı."

Kıkırdadı.

"Ne dedi biliyor musun? Sana aşktan hiç bahsetmediğini o an fark ettiğini söyledi."

Daniel başını yerden tekrar kaldırdı. Gözleri kıpkırmızı olmuştu. Chibi ona bakıp gülümsemeye devam ediyordu.

"Aşk." dedi ve bir kahkaha attı.

"Sence bunlar ölecek bir adamın sözleri gibi duruyor mu ha velet!! Şimdi sana neden babanı geçemediğini söylediğimi anlıyor musun?! Ondan yüz kat daha güçlü olsan da, onun kalbine sahip değilsen bir cadıyı asla yenemezsin!!"

DEMİR BAĞLAR - SİS (tamamlandı)Where stories live. Discover now