Lulu cebinden çıkardığı bir ok ile Amasia'nın üzerine koşuyordu. Amasia son anda ışınlanma büyüsü kullanmış ve Yume'nin yanına geçmişti. Bir anda ne yaptığının farkına varıp Evan'lara döndü. Daniel öfkeyle dişlerini sıktı, sinirden kuduruyordu.

"Ne yaptın aptal!!!"

Amasia ışınlanma büyüsü kullanınca gri küpler ortadan kaybolmuştu. Bir anda serbest kalan kurtların hepsi bahçe içinde hunharca koşturuyorlar ve birbirlerinin üzerlerinden sıçrayıp uluyorlardı. Yume bir kahkaha atıp kurtlarının içine atladı. Bu kadar haraketlilerken onları hapsetmek artık işe yaramayacaktı. Evan ve Daniel etrafında dönüp duran gri kürklü şeyler yüzünden hiçbir şeyin görünmediği bir sisin içinde gibiydiler.

Daniel tekrar ona doğru yaklaşıp "Gözlerini aç!! Kulaklarını aç, neyin varsa aç Evan!!" diye bağırdı.

Evan sisin içinde dönüp duran siyah şeyi takip etmeye çalışıyordu.

"Tamam!! Sen kazandın Lulu!!" diye bağırdı. Yüzünde bir gülümseme vardı. "Geç kaldığım için özür diliyorum, seninle gerçekten savaşacağım ama şu andan sonra canını okuyacağımızdan hiç şüphen olmasın duydun mu ha!?!"

Daniel'in yüzünü bir gülümseme kaplamıştı.

"Sonunda!!" diye bağırdı.

"Bir dakika bir dakika!" diye seslendi Yume. "Şimdi gerçekten, gerçekten mi savaşıyoruz Evan?!"

Evan kurtların arkasından "Gerçekten gerçekten!!" bağırdı.

Amasia telaşla "Ama kasabanın içindeyiz." dese de Yume ellerini onunkilere kenetlemişti. "Hadi bitirelim şunun işini!!!!"

Lulu kurtların arasından "Hala kılıcını çektiğini görmüyorum abi." diye seslendi. Evan yüzünde iddialı bir gülümsemeyle "İhtiyacım olursa çekerim!!" dedi. Lulu "Sen bilirsin." diye fısıldadıktan sonra bir ıslık çaldı ve kurtlar etrafa dağıldı. Bir bir Evan ve Daniel'in üzerine atılmaya başlamışlardı. İkisi de bir anda zıt yöne koşturmaya başladılar.

"Düzenlerini bozalım!" diye bağırdı Evan. "Ne yapacağınızı biliyorsunuz. Yume!! Amasia!!"

Evan kurtların saldırıları arasından geçiyor ya birinin üzerinden sıçrayarak ya birinin altından kayarak dümdüz koşmaya devam ediyordu. Daniel ise kılıcı elinde kurtların bedenlerine kesikler atarak zıt yönde ilerliyordu. Lulu abisinin önüne çıktı ama Evan onu görmezden gelip koşmaya devam etti. Küçük kız ne yaptıklarını anlamaya çalışsa da geç kalmıştı. Yume ve Amasia'nın az önce oldukları yere baktığında başından aşağıya kaynar sular döküldü. Yume'nin kahkahası ile kafasını yukarı kaldırdığında gördüğü manzara ölüm kokuyordu.

"Hadi ortalığı biraz yakalııııımmm!!!!"

Amasia ile birlikte evin tepesine, gökyüzüne ışınlanmıştı. Amasia ona arkasından sarılıyordu. Yume ondan çektiği büyü enerjisiyle oluşturduğu yirmiye yakın ateş topu şimdi kafalarına düşmek üzereydi. Kurtlar dahil herkes kızıllaşan gökyüzüne dalıp gitmişken Evan ve Daniel çatıya çıkmışlardı bile. Lulu, bir ıslık çalıp kurtlarının birisinin üzerine atlayıverdi. Alev topları bir bahçeye düşüyor, yerden toprağı kaldırıyor, sarsıntıyı çatının tepesindeki Evan ve Daniel bile hissediyordu. Her tarafın duman altı olması ile Evan kılıcını çekti ve "Lulu!!" diye bağırdı. "Şimdi senin için geliyorum!!"

Daniel "Saldırın!! Şimdi!!" diye bir nara patlatıp bahçeye daldı.

Gökten inen Amasia ile Yume de neleri varsa etrafa fırlatıyorlardı. Darbe büyülerini yiyen kurtlar bir bir duvarlara çakılıyorlardı. Kılıç sesleri, patlamalar, iniltiler ve hırlamalar... gözün gözü görmediği bahçe savaş alanına dönmüştü. Artık kurtların düzenini tamamen bozan dörtlü bahçenin merkezinde toplandılar. Son bir ıslık çaldı, dumanlar arasından siyah bir şey fırladı, arkasında birkaç kurt koşuyordu. Bir hengame daha koptu. Birkaç patlama daha oldu. Birkaç bağırış.

DEMİR BAĞLAR - SİS (tamamlandı)जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें