Bölüm 19; daha hiçbir şey görmedin!!

Start from the beginning
                                    

Annesi beyaz sade giysileri içinde parıldayan kişiye birkaç saniye baktıktan sonra yerinde sıçrar gibi oldu.

"Daniel!!"

Daniel bu takdime hazırlıksız yakalanmıştı ve yüzünde bir endişe ile kendini yere fırlattı. Dizini zemine çiviler gibi vurmuş ve başını eğmişti.

"Rahatsız etmek istememiştim efendim! Öylece seyrettiğim için çok özür diliyorum!!"

Annesi yüzünde bir gülümseme ile ona doğru ilerledi. Omuzlarından tutup kaldırdıktan sonra yanaklarını sıktı.

"Senin bu tatlılık ile rahatsızlık vermen mümkün değil. Hepiniz hoş geldiniz."

Evan, Daniel'in kıpkırmızı olan suratına bakıp güldü.

"Nasıl da utandı. Tatlış Civciv seni."

Annesi Daniel'in arkasında birisini ararmış gibi bakındı ve endişe ile Evan'a döndü.

"Oğlum, Amasia nerede?"

"Sahipsiz meyve Bahçeleri'ne uğramak istediğini söyledi. Onunla birlikte bir misafirimiz daha var anne. Çok oyalanmazlar herhalde birazdan burada olurlar."

Annesi hızlı adımlarla Evan'ın yanından geçip mutfağa girdi.

"Bu akşam gelişiniz kutlamamız lazım size bir ziyafet hazırlayacağım."

Yüzünde tatlı bir gülümseme vardı. Evan annesi gidince odaya bir kez daha göz gezdirdi.

"Burayı biraz değiştirmişsiniz ha."

Daniel hızlıca yanına sokulup heyecanlı bir şekilde onu çekiştirmeye başladı.

"Hadi Efendi Ugo'nun evini gezelim."

"Aynen!"

Hazine bulmuş iki küçük çocuk gibi koşuşturmaya başladılar. Merdivenin başladığı yerdeki ilk kapıyı heyecanla açtılar. Geniş odanın tam ortasına iki kişilik koca bir yatak yerleştirilmişti. Pencereden içeri sızan güneş açık yatağın yeşil örtüsünün üzerine serpiliyor ve bir parlaklık oluşturuyordu. Yatağın yaslandığı duvarda güzel bir manzara resmi, köşesinin dibindeki sehpada ise küçük bir saksıda mor bir çiçek duruyordu. Ahşap dolap duvarın birini boydan boya kaplıyordu. Oda bir hayli sade olsa da aslında çok hoş görünüyordu. Daniel, Evan'ı omzundan sertçe çekip dışarı çıktı.

"Kadınların odasına böyle dalınmaz Evan!!"

Evan kapıyı kapattıktan sonra onu göğsünden hafifçe ittirdi.

"Nerden bileyim be?!"

Daniel bir sonraki kapıya ondan önce davrandı. Evan'ın gözleri ise önce basamaklara ardından ise usulca merdivenin altındaki kapağa kaydı. O kapağı daha önce bir kere kaldırdığını ama içeri girmeye cesaret bulamadığını anımsadı.

Daniel ona doğru dönüp "Vay, burada güzel bir bahçe var." diye seslendi. Kapıyı aralayıp dışarı çıkması ile yerinden sıçraması bir oldu. Attığı çığlık ile kendini dışarı savurdu.

"Evan!!"

Evan kapağı boş verip ona doğru koşarken Daniel kılıcını çekmişti bile. Evan kapıdan çıkar çıkmaz üzerine bir şey çullandı. Evan ne olduğunu anlayamadan koca kurdun salyaları yüzüne akmaya başlamıştı. Kurt bir hayli büyük ayaklarını Evan'ın iki omzuna yerleştirmiş ve onu hareketsiz bırakmıştı. Suratını birkaç kez yaladıktan sonra siyah ıslak burnunu yüzünde dolaştırmaya başladı. Evan korkudan dilini yutmuştu. Daniel kurda doğru atılıp başına bir hamle yaptı ama kurt geri çekilmişti. Daniel ayağını Evan'a vurup bağırdı.

DEMİR BAĞLAR - SİS (tamamlandı)Where stories live. Discover now