Bölüm 26

106 4 0
                                    

Erkeklerin egolarına oyuncak olmamayı öğrenmemiz lazım!

Biz kadınlar çok güçlü varlıklarız. Kendimizi bir erkeğe muhtaç hissedebiliyoruz ama asla muhtaç değiliz. Böyle hissetmemize onlar sebep oluyor. Feminist düşünceler beynimi yiyor gibi görünebilir ama bu böyle!

Erkekler her zaman kadınlardan daha üstün olmaya çalışıyor. Bunu ispatlamak için sürekli bizlere kısıtlamalarda bulunuyorlar. Sanki aşağılık komplekleri var gibi. Bizim sürekli güçsüz ve onlara ihtiyacı olan bireyler olduğumuzu empoze ediyorlar. Bilinç altımıza bunu yerleştiriyorlar ki onları bırakmayalım. Asla onlardan üstün olmamıza tahammülleri yok. Başı dik duran her kadını daha da baskı altına almak istiyorlar. Çünkü o iğrenç egolarını daha da tatmin etmiş olacaklar. Kimsenin baskı altına alamadığını bak ben nasıl dize getirdim diye. 

Ben artık kimsenin kuklası olamamaya karar vermiş emin adımlarla yürümeye ve arkama bakmamaya o kadar kararlıydım ki...

Aralarında beni pay eden yılın belirli dönemlerinde kimin yanında kalacağıma karar veren boşanmış velilerim gibi mide bulandırıcı pazarlıklarına şahit olmak beni çok hırslandırmıştı. İkisi de büyüyle bana aşık olan canavarın tekiydi. Beni gerçekten sevseydiler, söyledikleri o büyük büyülü aşkları gerçek olsaydı oturmuş iki medeni insan gibi beni paylaşmazlardı!

Öfkem o kadar büyüktü ki havanın karardığını bile anlayamamıştım. Evime dönmek babamın dizine yatıp ağlamak istiyordum. Şuan en çok ihtiyacım olan şey buydu. Babam saçlarımı okşasın, bana hiç soru sormasın,beni yargılamasın sadece varlığıyla içimi ısıtsın istiyordum. 

Önümü görmekte zorlanıyordum. Hava oldukça karanlıktı. Büyük ağaçlar ay ışığının bana ulaşmasını engelliyordu. Korkmaya başlamıştım. Nasılsa beni bulurlar diye düşündüğüm ormanda kaybolmuştum sanırım. Zorlukla yürüdüğüm ormanda ayağıma takılan taşla derin bir kuyuya düşmem bir oldu!

Çığlıkla düştüğüm kuyu bir tuzaktı. Çok derin değildi ama dar da değildi. Üzeri bir fileyle örtülmüş ve çalılıklarla gizlenmişti. Refleks olarak attığım çığlık korkumun boyutunu göstermişti sanki. Büyüyen gözlerimle etrafta bir şeyler görmeye çalıştım. 

Bu o pislik kadının bana yaptıklarını hatırlattı. Beni cesetlerle dolu çukurda ölüme bıraktığı anı... Aynı korkularla içim daha da ürperdi. 

Kısa süre sonra ellerinde gaz lambalarıyla iki kişi çukurun tepesinde belirdi. Kıyafetleri değişik bu iki insanın cinsiyetlerini ayırt edemiyordum çünkü yüzleri gaz lambasının arkasında olduğundan görünmüyordu. Bir tanesinin bana yönelttiği uzun kamıştan çıkan bir okun omzuma saplandığını gördüm. Anında uyuşan kolum çok acımıştı. Zehirli olduğunu anladığım okun acısı tamamen koluma yayılmadan bayılmıştım bile. 



Konuşmalarını anlamadığım bir kalabalık içinde araladım gözlerimi. Kadınlar ve erkeklerin olduğu bu yer çok soğuktu. Sırtımın üşümesiyle irkildim. Kendime geliyordum ama bunu farketmelerini istemiyordum. Gözlerimi tamamen açmadan tekrar kapatıp uyuyor gibi yaptım.

Ara ara araladığım gözlerimle bilgi toplamaya çalışıyordum.Kalabalıktılar... Dilimizi konuşmuyorlardı. Daha önce duyduğum hiç bir dili konuşmuyorlardı. Üzeri otlarla örtülü çadır gibi bir yerdeydik. Kaba ve gürültülüydüler.

Kadınların ve erkeklerin saçları rastalıydı. Üzerlerinde afrikalı yamyamlarınkine benzeyen kıyafetleri vardı ama zenci değildiler. Yamyam olmamalarını diliyordum. 

Ben gözlerimi ara ara açarken birden çocuklardan biri bağırmaya başladı. Sanırım beni yakalamıştı. Onları kandırdığımı düşünmemeleri için gözlerimi açtım. Başıma kilolu çirkin pis görünümlü bir kadın geldi. Güçlükle doğrulduğumda üzerimdeki kıyafetlerin olmadığını farkettim. Etrafımda üzerime örteceğim bir bez parçası bile yoktu. Tamamen çıplaktım ve bunu hiç beklemiyordum. Utançla elimle vücudumu kapatmaya çalıştım. Kadın hemen baldırlarımın yanına oturdu. 

YAN BENİMLEWhere stories live. Discover now