Bölüm 6

532 22 1
                                    




Nefes alamamak...

Şuan yaşadığım şey tam olarak buydu. Nefes alamıyordum. Yüzüm ne haldeydi bilmiyorum ama Chris'in korktuğu kırmızı gözlerinden anlaşılıyordu. O an bir atak geçirdiğimi anladım.

Küçüklüğümde teyzemler tarafından hep dikkat çekmek için yaptığım bir şey gibi görünen bu panik ataklarım çoğu zaman hastanede son bulurdu. Kendimi çok fazla ifade edememe huyum çocukluğumda daha da ağır basıyordu. Ailemin sürekli mutsuz ve kavga dolu evliliği beni içine kapalı bir çocuk yapmıştı.

Ergenlik dönemimde kendi kendimin doktoru olmuş, hayatımda olup biten her şeyi kendi tartılarımda tartarak büyümüştüm. Ve 16 yaşımdan bu yana ilk kez atak yaşıyordum. Üstelik ne yapmam gerekliğini kendimi nasıl sakinleştirmem gerektiğini de unutmuştum. Nefesimi kontrol etmeyi bırak nefes dahi alamıyordum.

Bu güne kadar kendi ailesine bile ait olmayan bana 'benimsin' demişti. Bu cümlelerini, söyleyiş tarzını hazmedememiştim. Titriyor, nefes alamıyordum. Kendimi sakinleştirmeye çalışmak yerine beynimde, sürekli onun bana yaşattıkları ve yaşatacaklarını barizce söylerken ki ukalalığı yankılanıyordu. 'Benimsin' diyordu. Bu apaçık burada ki durumun 3, 5 günlük değil demek oluyordu.

Nefes alamıyorken bilinçsizce dişlerimi sıkarak "ilacım" dedim. Her ne kadar istemesem de o lanet olası sakinleştiricileri kullanmam gerekliydi. Aslında bugüne kadar ataklarımın olmamasında bu ilaçların da etkisi büyüktü. Sinirli biriydim evet ama kendime söz geçiremediğim zamanlarda kullandığım bu güçlü sakinleştiriciler beni uyuşturarak rahatlatıyordu.

Ben 'ilacım' dediğim anda beni kucağına aldı. Hızlı olacağını bildiğim için ellerimi boynuna sardım. Bayılmak üzereydim. Beni nazikçe yatağıma yatırdığında biraz daha iyiydim. Hemen yatağın başucundaki komedinin çekmecesini açtı.

Benim kastettiğim ilacım çantamdaydı ama o aynı ilaçtan çoktan alıp evde bulundurması gerektiğini zaten biliyordu. Böyle de yapmıştı. Önce mavi küçük olanı yuttum bir yudum suyla. Başımı kaldırarak suyu içmeme yardımcı oldu. Etkisini hemen göstermesi için dilimin altına yerleştirilen kırmızı hapı verdi başımı yastığa koyduğumda.

İşte şimdi nefes alabiliyordum...


İlacın da güçlü etkisiyle bütün bir günü uyuyarak geçirmiştim. Uyandığımda ne kadar süredir uyuduğumu hatırlamıyordum ama hava tamamen kararmıştı. Sanırım 1 günden fazla zamandır uyuyordum.

Çok susamıştım. Onun burada olduğunu hissedebiliyordum. Sayıklarcasına "su" dedim. İçim yanıyordu. Sanki susadığım için uyanmıştım.

Önce komedinin üzerindeki ışıklar yandı aynı anda. Bebek mavisi büyük bir bardağın içinde çokta ılık olmayan bir su uzattı bana. Bu adam beni gerçekten tanıyordu.

Özellikle geceleri uyandığımda asla ılık su içemezdim. Annem kışları hasta olmamdan korkup ılık su getirdiğinde kıyameti koparır soğuk su içmeden uyumazdım. Zaten uykum varken ve geceleri uyandığımda da çok çekilmez, nazlı olurdum.

İlacın ve çok uyumanın verdiği sersemlikle doğruldum yatakta. Suyu sağlıklı tutamayacağımı anladığı için bardağı bana vermemeye kararlıydı. Tam suyu içerken elinden almak için bardağı tuttum. Tabi onun ellerinin bardakta olduğunu idrak edemeyerek.

Bir an tenindeki soğukluğun bardağı bile buz gibi yaptığını fark ettim ve elimi hemen çektim. Suyu bana içirdikten sonra bardağı komedinin üzerine bıraktı. Sol elinde bana su içirirken çenemin aşağısında üzerime su damlamaması için tuttuğu ipek mendili sağ eline aldı ve dudağımın kenarına dokundurdu. Ben, onun çocuğuymuşum gibi davranıyordu. Hayretle onu izliyordum.

YAN BENİMLEWhere stories live. Discover now