Bölüm 23

254 12 0
                                    


'Vampir oluyorsun...'

Bu da ne demek oluyordu. Kim bana vampir olmak ister misin diye sormuştu ki. Gerçi yaşadığım hayatın hangi kısmı benim isteklerim doğrultusunda ilerliyordu. Kader tamamen benden bağımsız sürekli süprizleriyle karşıma yeni bir problem çıkarıyordu ve bu kez problem paniklememi sağlamıştı...

Christian'ın karnımdaki eline doğru başımı eğdiğimde avucunun içinden çıkan parlak altın sarısı ışık ürpermeme sebep oldu.

"Hayır efendim! Vampir olmuyor."

Collin'in soğuk ses tonuyla yaptığı bu itirazdan sonra Christian elini karnıma paralel tutmaya devam ederek havaya kaldırdı. Işık kaybolmuştu...

Başını çevirip ayak ucumda duran Collin'e baktı. İkisi de konuşmuyor birbirlerine bakıyorlardı. 

Vampir olmuyor olmam beni sevindirmişti. İsteyerek ya da istemeyerek bir kan bağımlısı olmak ve canlılara zarar vermek yapamayacağım bir yaşamdı. Ölü bir yaşam...

Sakinliğimi korumaya çalışarak konuşmaları bekledim ama konuşmayacaklarını anladığımda kendimi daha fazla tutamadım,

"Neler oluyor beyler! Biri artık bana ne olduğunu açıklayabilir mi?"

İkisi de beni duymazdan geliyorlardı. Chris ayağa kalktı. Yüzüme bakmıyordu. Vampir oluyor olmama içten içe sevinen adam şuan suratı asık odanın içinde geziniyordu.

"Peki bu mümkün mü?"

Collin'in bilgisine güvendiği çok belliydi. Zaten Collin de hep net cevaplar veriyordu. Olabilir, belki gibi yuvarlak kelimeleri yoktu. 

"Vampir olabilme ihtimali kadar mümkün."

Sinirlenmişti... Bunu damarlarının şişmesinden anlayabiliyordum. Bana sırtı dönük bir şekilde Collinle arama girdi. Konuşmuyorlardı ama bu davranışlarına da anlam veremiyordum.

"Christian karnımda olan şey ne! Ben neye dönüşüyorum. Biriniz benimle konuşsun artık!"

Bağırmıştım. Çünkü şuan bana olanları bilmeye hakkım vardı.

Yavaşça yüzünü bana doğru döndü. Alt dudağını çaresizce ısırdı. 

"Collin birşeyler yapman lazım. Bunun olmasına izin veremem."

"Yeter artık! Ben henüz delirmedim Christian! Burada ben yokmuşum gibi konuşmayı kesin! Bana neler olduğunu bilmeye hakkım var!"

"Hunters oluyorsun Henna! Duydun mu beni? Hunter oluyorsun!"

"Ne?"

Tek söyleyebildiğim buydu. Bu dönüşüm sonlandığında Christian'ı öldürmek için mi yaşayacaktım yani?

"Şimdi izin verde senin bir canavara dönüşmeni engelleyebileyim!"

"Maalesef efendim. Bu büyüyü yalnızca yapan bozabilir. Büyü şifrelenmiş. Herşeyi göze alarak yapmış olmalı. Henna dönüşüm esnasında ölebi."

Collin'in cümlesi daha tam bitmeden O'nu boğazından tutarak sert bir şekilde duvara çarptı. 

"Kapat o çeneni!"

Yüzünün dönüştüğünü görebiliyordum. Nasıl oluyordu da o kusursuz güzellikteki yüzü bir şeytana dönüşüyordu...

Sevdiğim adam aslında buydu işte. Bu yüze sahipti. Benim yanımdayken bir maske takıyordu ve ben o maskeye aşıktım. Acaba Christian'ı ilk gördüğüm andan itibaren bu şeytan yüzüyle tanısaydım yine de karakterine aşık olur muydum?

"Olacak olanları söylemek zorundayım! Önlemini ona göre al. Ben sana en başında söyledim. O'na öğret, herşeyi anlat dedim! Bu şekilde mi koruyosun O'nu?  Ama sen ne yaptın, O'nu bu hayattan uzak tutmaya çalıştın. Bu hayat O'nun yüzünden var Christian! Hepimizin ortak noktası Henna ve Onlar senden önce davranmışlar!"

Collin konuşurken Christian boğazında olan elini çekmişti. Hala yaşıyor olmasına şaşırdığım Collin'e baktım. Ne demek istiyordu?

"N-ne demek istiyor?"

Collin'den gözlerimi ayırmadan Christian'a sorduğum sorunun cevabını bekledim.

"Artık şeyleri anlat. Zaten yeterince geç kaldın!"

Collin umutsuz gözlerle Christian'a baktı ve bizi yalnız bırakmak için odadan çıktı.

Sırtı bana dönük yatağın ayak ucuna oturan bu adam her zaman ayakta dik duran adama çok uzaktı...

"Kendimi ilk kez bu kadar caresiz hissettiğim bir dönemden geçiyorum. Seni tüm bu karmaşadan uzak bir hayatta tutmaya çalıştıkça herşeyi yüzüme gözüme bulaştırıyorum. İlk başta yapabilirim sanmıştım..."

Derin bir nefes verdi. O'nu ilk kez böyle görüyordum. Susup konuşmasına devam etmesini bekledim...

"Sen saf büyü olduğun için dünyada ki en güçlü büyücüsün Henna... Collin ve diğerleri sana büyüyü nasıl kullanacağını öğretmem için çok ısrar ettiler. Sen ve benim gücüm birleştiğinde önümüzde duracak hiç bir engel bırakmazdık ama ben senin zarar görmeni istemedim. Sen hiç bir zaman bu hayatın bir parçası olmak istemedin. Bir çok kez farkında olmadan büyü yapabildiğini farkettim ama bunların farkına varmaman için uğraştım. Bazen ben birşey söylemeden sen aklımdaki soruya cevap verdin ya da seni uçurduğum zamanlarda daha fazla hızlanmamıza ve yükselmemize sebep oldun ama bunları yaparken ne yaptığını bilmiyordun ve benim yaptığımı sanıyordun. Yani birşeylerin farkına varmaman için uğraştım. Damon'ın seni bulduğunda bunlardan bahsetmediğine şaşırmıştım zaten. Eğer sen büyüyü biliyor olsaydın sana yaptığı büyüyü de farkederdin. Benim seni öpmem büyüyü tamamladı. Şuan bu büyüyü yalnızca Damon bozabilir. Sen ya da benim gücümüz yetmez. Ve dönüşüm tamamlandığında sen vampir kanıyla beslenen bir Hunters olacaksın. İlk başta senin vampire dönüştüğünü sanmamım sebebi de bu ve Collin'e göre sen dönüşmeden seni öldürmem gerek. Çünkü dönüştüğünde sana benim bile gücüm yetmeyecek..."













YAN BENİMLEWhere stories live. Discover now