ACI- Bölüm 22

228 9 2
                                    



Soğuk dudaklarından verdiği nefes bir köz gibi soluk borumu yakmıştı. Onu sertçe itmek zorunda kaldım. Kas yığını vücudunu itebildiğim kadar itmiştim.

"Neler oluyor Henna?"

Yüzümdeki acı çeken ifadeden dolayı bu soruyu sorması gayet normaldi. Bir cevap bekliyordu ama kelimeleri dudaklarımdan dökmek bu kez o kadar da kolay değildi...

"Ne-Nefes alamıyorum."

Bir hışımla zorda olsa ağzımdan çıkan cümle gözlerinin büyümesine sebep olmuştu. 

Beni sertçe kucağına alıp yatağa yatırdı başımın altındaki yastığı aldı, çenemden nazik davranmaya çalışarak tutup başımı geriye doğru itti. Panik halindeydi. Belli etmemeye çalışsa da gözlerinde gizleyemiyordu.

"Neler oluyor?" 

Bilincim ara ara gidip geliyordu. İçimdeki yanma hissi karnıma kadar inmişti. Gözlerimden dökülen yaşları hissetmiyordum. 

"O pisliği kendi ellerimle geberticem!"

'O pislik' diye bahsettiği muhtemelen Hunters Damon'dı... 

Christian elini alnıma dayadı ve bir süre bekledikten sonra ateşim yüksek olacak ki daha da panikleyerek ayağa kalktı ve gözden kayboldu. 

Bacaklarımında ki karıncalanmadan dolayı ayaklarıma doğru baktım. Ayaklarımı kımıldatmaya çalıştım ama hiç birşey hissetmiyordum. Vücudumun büyük bir kısmını hissetmediğimi ve hükmedemediğimi anladığımda Christian içeri girdi.

Elinde küçük bir kova ve bezle geldi. Kovanın içi buz doluydu. Bezin içine de buzları alıp alnıma koydu. 

"Vücudumu hissetmiyorum. Bacaklarımı, ellerimi!"

Bunun olacağını zaten biliyormuş gibi hiç şaşırmadı. Soğuk kanlılığını koruyarak cep telefonunu çıkardı. 

"Hemen buraya gel!"

Telefonda verdiği emirden sonra tekrar yanıma oturdu. Bana bir açıklama yapması gerekti bunu biliyordu ama susuyordu. 

"Bana neler oluyor Christian Wandorand?"

O'nu bu aciz halimle bile azarlıyordum. 

"Sana içirdiği ya da yedirdiği bir şeyle büyü yapmış Henna. Büyüyü tetikleyen şey de benim, o yüzden sana büyü yaparak yardım edemiyorum. Seni bulduğumda, büyü yapmam ve yerimizi bulmak için yapmış bu büyüyü. Aptal herif panikleyip seni büyüyle kurtarmaya çalışacağımı sanıyor. Ben sana büyü yaptıkça sen daha da kötüye gidersin. Birde güya bu lanet hunters bozuntusu seni seviyormuş! Bi insan nasıl sevdiğini kullanır!"

Konuştukça sinirleniyor boynundaki damarlar patlıcak gibi oluyordu. Konuşmasının sonunda duvara sert bir yumruk atarak tüm hıncını almaya çalıştı. Canı yanmıyordu... Duvar karşısında duvar olduğu için pişman içine çökmüş bir şekilde duruyodu ama O gözünü bile kırpmıyordu. O'nun bu gücü başımı döndürüyordu. Hiç birşeyden korkmayan bir varlığı benim yüzümden deliye döndürüyorlardı. 

"Ben seni bir kez olsun bilerek ve isteyerek ateşe atmadım Henna! Sana o pisliğin söylediklerini  hatırlıyor musun? Ben öldüğüm zaman hiç acı çekmeyeceğini ve ona aşık olacağını söylemişti. Bu kehanet doğru. Seni ilk bulduğumda bütün ailem senin üzerinden bir plan yaparak onları öldüğüme inandırmamı istediler. Bir kez olsun seni ateşe atmayı düşünmedim!"

Çok sinirliydi. Sinirden dili tutuluyordu. Yine benim istemeden başrolünde olduğum bir öldürme planının ortasındaydım. Sanırım hayatımın geri kalanında tek bir günüm bile normal bir insan gibi geçemeyecekti. Hayatının monotonluğundan sıkılan insanlara gıpta edeceğim hiç aklıma gelmezdi. İşin kötü kısmı bu olağanüstülükleri artık yadırgamamamdı. 

YAN BENİMLENơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ